11. KISIR DÖNGÜ

7.9K 711 737
                                    

ig: deneyselhisler
tw: deneyselhisler

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen.

KEMİKTEN MEZARLAR

M83, Wait

11. KISIR DÖNGÜ

🌘

Sabaha gözlerimi onun yatağında açmıştım.

Bedenimin üzerindeki ağırlığın ne olduğunu ilk başta çözemesem de daha sonrasında dört bir yanımı güvenli bir şekilde sarmalayan yumuşak yorgan olduğunu fark etmiştim. Fakat uyumadan önce üzerime örtmediğime emindim. O örtmüştü.

Üstelik başımın altında olan ve kokusunu fazlasıyla net aldığım yastığın dokusu da en az yorganı kadar yumuşaktı ve dip dibe uyuduğumuz için çenesi tam olarak burnuma değiyordu.

Belki de kokunun asıl kaynağı boynuydu.

İçime derin bir nefes çektikten sonra suratımı ondan uzaklaştırsam da, hemen karşımda sessiz sessiz uyuklayan yüzüne bakmaktan kendimi alıkoyamamıştım.

Uyku, onu gafil avlayan tek andı. Aynı zamanda en savunmasız ve gerçeklikten çıplak bir şekilde soyutlandığı zaman dilimiydi. O noktada karşımdaki suratı fazlasıyla masum ve bir katile ait olamayacak kadar güzel dursa da tüm sahteliğinden arınmış, perdeleri üzerinden çekilmiş ve bütün şeffaflığıyla birlikte öylece karşımda olduğu zamanların sayısının bir elin parmağını geçemeyecek kadar az olduğunu biliyordum.

Çok güzeldi. Kazan Çağı'na ait olamayacak kadar güzeldi ve içinde sürüklenip gittiğimiz acımasız devrin, ondan bu güzelliği almasından korkuyordum.

Başka bir iç çekişin ardından bir kez daha uzaklaşmaya yeltendim ancak o noktada sımsıkı bir şekilde belime kenetlenen ellerinin varlığını yeni idrak edebilmiştim. Şaşkın şaşkın gözlerimi kırpıştırdığım sırada, yaptığım hamleden ötürü hafifçe yerinde kıpırdanmıştı.

Çok geçmeden, "Athena," diye fısıldadı boğuk bir sesle. Konuşmasıyla ondan yayılan nane kokusu ciğerlerimi açtığında, her zamankinden çok daha boğuk ve kısık olan ses tonu ensemdeki tüyleri ürpertmişti. Gözlerini bile açmadan devam etti. "Kaçma, bebeğim."

Yeniden hareketlenmek için başka bir hamlede bulunuyordum ki, söyledikleriyle birlikte istemsizce duraksamış ve göğsümün üzerine kara bulutların toplandığını hissetmiştim. Bir süre sesimi bile çıkarmadan ona baksam da, çok geçmeden dudaklarımın usulca aşağı kaymasını engelleyemedim.

Benden bağımsız bir şekilde havalanan elimi pürüzsüz yanağına koyduğumda, "Kaçmıyorum." diye karşılık verdim kısık bir sesle. Dün geceden sonra onunla çok daha farklı bir bağımız olduğunu hissediyordum. "Kaçmıyorum, Mars. Buradayım. Saat 9'a geliyor. Kalkmamız gerek."

Gözleri hâlâ kapalıyken, belimdeki ellerinden birini çekerek yanağındaki elime götürdü ve beklemediğim bir anda başını çevirerek, sıcak dudaklarını avuç içime bastırdı. "Beş dakika daha." diye mırıldandı aynı uykulu sesiyle.

KEMİKTEN MEZARLAR Where stories live. Discover now