Aklıma sürekli olarak (gerçekten sürekli) yeni yeni kurgular doluşuyor ve benim kafamı kaşıyacak vaktim yok ama çok da yazasım var. Sonuç olarak buradayız.
"Sobe." Clark Kent ve Fem!Reader dcfaniyimaga 'nın isteği
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elinde bavulun, havaalanından Metropolis'e gitmeye çalışırken Amerika'da kalan tek aile figürünle konuşuyordun. Amerika'ya gitmeyeli tam 12 yıl olmuştu. Aileni kaybedeli 4 yıl.
Tüm bu süreçte, mezuniyetlerinde, bir işe girdiğinde, ilk kez aşık olduğunda, ailen yanındayken ya da öldüklerinde fark etmez hep yanında olan ve ikinci bir aileden farksız olan bu aile senin için neredeyse her şeydi.
"Evet, ikisinin de işi ayrı ayrı zor. Birbirlerini çok göremeyebilirler bile fakat ikisi de nişanlılık noktasından evliliğe geçmeye kararlıysa bir bildikleri vardır." dedin yatıştırırcasına.
Martha Kent derin derin iç çekti. "Biliyorum tabi ama, ikisinin de mutsuz olmasını istemiyorum." diye devam etti. "Sen içini rahat tut, ben göz kulak olurum. Bu arada adresin bu olduğuna eminsin, değil mi?"
Martha seni onayladı. Vedalaşıp telefonu kapadın ve bir taksiyle Martha'nın verdiği adrese gittin. Kapının önünde saçını ve üzerini şöylece bir gözden geçirdikten sonra kapıyı tıkladın. Kapı birkaç dakikanın ardından göz altları uykusuzluktan morarmış, örülmüş saçları neredeyse bozulmuş, koyu renk saçlı, beyaz tenli güzel bir kadın tarafından açıldı.
Kadının yorgun yüzü seni görmesiyle beraber şaşkınlıkla aydınlanırken "SÜRPRİZ!" diye bağırdın. "Ben geldim!" Kadın hala bir tepki vermezken hemen arkasından oldukça heybetli, gözlüklü, koyu renk saçlı ve parlak mavi gözlü bir adam neredeyse koşar adam kapıya geldi.
Kaşları çatık olmasına rağmen müthiş bir şaşkınlık içinde olduğu anlaşılıyordu. "Y/N?" Sırıttın ve aynı ses tonuyla "Clark?" dedin. "Y/N?" Kadına döndün. "Lois?" dedin tek kaşını kaldırarak. Lois Clark'a döndü. "Clark?" Adam cevap verdi. "Lois?"
İyice karışan ortama bir de "Y/N?" diye soran sen eklenince kapıdaki ikili sonunda durumu idrak edebildiği ilk an aynı anda "Senin burada ne işin var?" diye sordular. Alaycı bir şekilde bavullarını gösterdin ve "Kek yapacaktım, bak sen şu işe kakao bitmiş. Sizde biraz var mı diye soracaktım." dedin.
Lois gözlerini devirip "Bu o-" diye mırıldanırken kapıya yaslandı. Clark seni kollarıyla sarıp sıkıca sarılırken "Evet evet, bu kesinlikle o." diyerek Lois'i onayladı. İstemsizce kıkırdarken "Gözlerimi doldurdunuz çocuklar. Böyle kapıda mı dikileceğiz?" dedin.
Lois saçlarına ellerini daldırırken "Tabi ki de hayır fakat insanın sinir bozucu kız kardeş modeli her zaman yıllar sonra ilk kez doğduğu kıtaya geri gelmiyor." dedi neşeyle. Clark seni bırakmadan içeri geçerken Lois gülümseyerek bavullarını içeri aldı.
Huzurla gözlerini kapayıp saçma saçma sırıtırken "Sahi, sen ne zamandan beri beni tek kolunla kaldırabiliyorsun?" diye sordun öylesine. Ortamın bu kadar gerilmesini beklememiştin. Clark hızlıca "Görmeyeli zayıflamışsın, ondandır." derken Lois belirgin bir şekilde hülyalı hülyalı iç çekti.
