Bozkırın ortasında , arkalarında küçük bir toz bulutu bırakarak ilerleyen dört atlı , uzak tan bakıldığında âdeta bir okun ucunu andırıyordu . En önde çatlarcasına koşan beyaz atı hemen arkasındaki üç tane siyah at takipediyordu . Atların üstündeki gençler , avına odaklanmış bir kartal gibi gözlerini kırpmadan ileriye bakıyorlardı . Birkaç yüz metre önlerindeki haydutları ve iki atın çektiği arabayı yakalamak için var güçleriyle at sürüyorlardı .
İskender , atının beyaz yelelerini okşayarak kulağına fısıldadı :
- Haydi dostum daha hızlı ! Yakalayabiliriz onları .
At üstündeki genç adamı anlamışcasına hızını artırmaya başlamıştı . Diğer atlar da ondan işaret bekliyor gibi adeta uçuyorcasına koşmaya başlamışlardı . Aradaki mesafe kapandıkça haydutlardan birkaçı yavaşladı . Böylece kendi arkadaşlarıyla aralarındaki mesafe de açılmış oldu .
- İskender , ne yapıyor bunlar Allah aşkına ?
Asya'nın sorusuna cevap vermeden önce İskender bir süre düşündü .
- Sanırım ne yapmaya çalıştıklarını anladım . Hemen yana doğru açılın ve atınızın boynuna sarılın .
Arkadaşları İskender'in söylediğini yaparken haydutlar çevik bir hareketle atlarında ters dönmüşlerdi . Yaylarına taktıkları okları takipçilerine doğru firlatmaya başladılar . İskender'in taktigi işe yaramuş , haydutların atığı ,oklar hedeflerini bulmamıştı . Şimdi sıra Mavi Ay takımındaydı .
Hepsi sadaklarından çıkardıkları okları yaylarına yerleştirip haydutlari nişan aldılar . Yaylardan mermi gibi çıkan oklar havada islik calarak hedeflerini vurdular.
İskender'in oku haydudun sol omzuna isabet etmiş , adam atın üzerinden tepetaklak yere yuvarlanmıştı . Asya'nın oku bir haydudu bacağından . Sinan'ın oku başka bir haydudu kolundan yaralamıştı . Hepsi de kontrollerini kaybedip atlarından düşmüşlerdi . Elif'in oku haydudun kolunu sıyırıp geçmişti ; ama atını korkutmaya yetmişti . Ürken at , sürücüsünü üzerinden atmaya çalışmıştı . Zavallı hayvan adamdan kurtulamayınca kontrolsüz bir şekilde bambaşka bir yöne doğru koşmaya başlamıştı .
Şimdi arabanın üzerindekiler hariç , etkisiz hale getirmeleri gereken üç haydut kalmıştı .
- Arkadaşlar araba bende , diğerlerini siz alın !
İskender bu şekilde seslendikten sonra be yaz atını arabanın ön tarafına doğru sürmeye başladı . Bu esnada arkadaşları yaylarına gerdikleri okları yeni hedeflerine çoktan nişanlamışlardı . İskender'in atı haydutlara yaklaştıkça yayların gerginliği artıyordu . Arabanın üzerindeki haydudun İskender'in yaklaştığını fark etmesiyle Asya işareti verdi . Yaylarından kurtulan üç ok neredeyse aynı anda üç haydudu vurarak yere indirdi .
Sıra İskender'deydi . Nihayet arabayla yan yana gelmişti . Haydutlardan birisi arabayı kullanırken diğeri rakibini savuşturmak için kılıcı çekmiş , bekliyordu . İskender çevik bir hareketle dörtnala koşan atının üzerinde ayağa kalktı . Gözünü bile kırpmadan arabaya doğru zıpladı . Şimdi eli kılıçlı haydutla birlikte son sürat giden bir arabanın üzerindeydi .
Haydudun başına doğru savurduğu ilk kılıçtan geriye doğru eğilerek kurtuldu . Kendini toparlamadan gelen ikinci hamleden kurtulmak için kendini sağa attı . Beklediği an gelmiş ve haydut solunda kalmıştı .
İskender sol elinin avucunu açabildiği kadar açtı . Bütün gücünü kolunda toplayarak haydudun suratina okkali bir tokat yapıştırdı . Adamcağız havada bir tur dönüp , yaprak gibi savrularak yere düştü .
![](https://img.wattpad.com/cover/323309831-288-k708944.jpg)