4.Bölüm

360 14 0
                                    

Geceyi bir kuyuya hapsedilmiş olarak geçiren Mavi Ay, ayaz çökünce iyice birbirimize sokulup Balkır Hatun'un hediye ettiği kürklerle soğuktan seyrediyorlardı.  Geç vakte kadar sohbetler için İskender hariç herkes uyuyordu .  Günün ilk ışıklarıyla gözlerini açan İskender, gece karanlığından dolayı inceleyemediği kuyuya göz gezdiriyordu. 

İki buçuk metre derinliğindeki kuyunun zemininde taşlar olmasına rağmen cephesi topraktandı.  Bitki köklerinin dışında tutunülebilecek hiçbir şey görünmüyordu.  Bu köklerde insan ağırlığı taşımayacak kadar inceydi.  Kuyunun içindeki ızgara kapağı kalın demirlerden yapılmıştı.  Yukarı çıkılsa bile kapakları kırıp çıkmak zordu .  Muhafızlar da hesaba katılırsa tünel kazmadan gizlice kaps planını uygulamaları pek mümkün değildi.

Hisleri onu yanıltmıyorsa obada bir şeyler oluyordu . Dikkatlice dinlediğinde uzaktan gelen Kiok'un ağlamasını işitti . Bu sırada Sinan da uyanmıştı .

- İskender neler oluyor kardeşim ?

- Sinan , Kiok ağlıyor . İnşallah önemli bir şey yoktur .

- Bu kadar Türk askerinin içinde önemli bir şey olduğunu düşünmüyorum kardeşim .

- Haklısın . Evham yaptım herhalde .

-Ekibi uyandırsak mi İskender ?

-İyi olur aslında Sinan . Metehan geldiğin de uyku sersemi olmayız .

-Asya , Elif , Arda haydi uyanın bakalım !

-Anne , beş dakika daha bekleyin beni . Henüz bitirmedim hamburgerimi !

-Arda , aç gözlerini ! Ne annesi , ne hamburgeri ?

Rüyalar aleminden kopamayan Arda . Elif'in sarsmasıyla kendine geldi . Arda'nın uykulu hâli bir kuyuya hapsedildikleri gerçeğini unutturmuştu hepsine.
Ancak bu uzun süremedi.  Balkır Hatun'un uzaktan gelen bağırmalarına cerilerin telaşlı homurtuları karışıyordu .  Gürültüler kuyuya yaklaşırken igaraların arasından  ağlamaklı bir çift göz belirdi .  Bu hayatını kurtardıkları Kiok'tan başkası değildi. 

- Merak etmeyin Gök Aylılar .  Anam geliyor ,  çıkaracak hepinizi .  Kiok'un müjdesini Balkır Hatun'un hiddetli haykırışları kesti . 

-Muhafızlar!  Açın kuyunun kapağını  ve cıkarın dostlarımızı dışarıya.  Haber götürün  Çeribaşı'na derhâl gelsin buraya  .

  Balkır Hatun, öyle hiddetliydi ki muhafızlar yüzleri kıpkırmızı bir şekilde hızlıca kaldırdılar ızgarayı. Hemen ardından üzerinde belirli aralıklarla  düğümlenmiş bir halatı sarkıttılar aşağı .

  Gençler hızla gelişen bu olay karşısında şaşkın ifadelerle halata bakıyorlardı.  Anlaşılan Çeribaşı Mavi Ay'ı hapsettiğini Balkır Hatun'dan gizlemişti.  Gençler , muhafızların uyarısıyla halata tutunarak sırayla yukarıya  tırmanmaya başladılar. Gece kuyuya ilk inen İskender , bu kez en son çıkmıştı yukarıdaya

Kiok , hayatını kurtaran kahramanlarının hepsine tek tek sarıldı .  En son Asya'nın yanına gidip kucağına çıkarken Balkır Hatun, mahcup bir ifadeyle Mavi Ay'ın yanına geldi. 

-Yiğitler!  Kendimizi size nasıl affettirebiliriz ? 

-Hanımım, bizim gönlümüz kırık değil.  Bir yanlışlık olduğunu tahmin etmiştik.

Haberim olsa mutlaka gelir çıkarırdım sizi .  Yavrumun canını sana borçluyum.

Hanımım, lütfen üzmeyin kendinizi !

Gönüller alındıktan sonra Balkır Hatun, Mavi Ay'ı yanına alarak otağına doğru yürümeye başladı.  Yanlış anlamanın çözmüş olması gençleri rahatlatmıştı.  Sinan'ın ayağının daha iyi olması ayrıca bir sevinç kaynagi olmuştu .  Otağa yaklaştıkça obada bir telaş olduğunu fark ettiler.  Tüm çeriler silahlarını kuşanmış hazır ol halindeydiler .

Tozkoparan İskender Kurt Kapanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin