KANIT BEY +18

19. Bölüm

Bu bölüm slmbenvangogh adlı kişiye ithafen yazıldı. ❤

~~~

KANIT'TAN...

Şirkete hergün geldiğim saatten çok daha erken geldim. Arabamı parkedip içeri girdim. Anında etrafımı saran çalışanlarımın sorularına kısa ve açıklayıcı cevaplar vererek asansöre ilerledim.

"Efendim günaydın, bugün kahvenizi toplantı odasına mı getireyim?"

"Evet." Dedim kısaca.

"Kanıt Bey İzmir'den Haldun beyler sizinle görüşmek istediğini iletti?"

Haldun değer verdiğim bir adamdı bu yüzden onunla randevusuz görüşüyordum her seferinde. "Saat kaçta?"

Çalışan defterine baktı. "Öğleden sonra 14' te efendim."

"Tamam."

Başka biri girdi araya. "Kanıt bey özel asistanınızın odası hazır."

Elsa'yı özel asistanım yapacaktım değil mi? Odasını hazrılatmıştım ama o dün gece ne yapmıştı peki? Uyuyacağım dedikten sonra hesabına beni çileden çıkartacak bir fotoğraf yüklemişti. Yalan söylemesini kaldıramayıp aramızdaki anlaşmayı bozmuştum bende.

Belkide başka adamlarla konuşmuştu. Belkide benimle birlikteyken başkasıyla da aynı anlaşmayı yapmıştı. Lanet olsun! Dün geceden beri sürekli kafamın içinde dolaşan bu fikirlerden uyuyamamıştım.

İlk defa bir kadını bu kadar arzuluyordum. İlk defa saçma sapan bir anlaşmayla bir kadını elde etmek istedim. Ve hiç bir zaman ben değil kadınlar bana gelmişti.

Elsa bu konuda bir ilkti.

"Odayı temizleyin yeniden."

"Tabi efendim."

Asansör geldiğinde çalışanlarımın her biri kendi işine geri döndü. İçeriye girip sırtımı aynaya yasladım ve başımı geriye atıp gözlerimi kapattım.

Onu dinlemeden kestirip atmak kafamı karıştırıyordu. Sahi dinleseydim ne diyecekti ki? Uyuyacağım dedikten sonra gecenin o saatinde sexsi bir fotoğraf paylaşmanın nasıl bir açıklaması olabilirdi?

Bana yalan söyledi ve benim yalana asla tahammülüm yok!

Asansör durdu. İçinden çıktığım gibi Hale ile karşılaştım. Bana sıcak bir gülümseme yolladı. "Aa! Günaydın Kanıt bey, erken geldiniz?"

Saçımı düzelttim. "Günaydın Hale. Öğlen olan toplantıyı 7'ye ayarla. Başka biriyle görüşmem olacak 14'te."

"Tabi hemen hallediyorum..." dedi aceleyle. "Bir şey mi oldu efendim durgun gibisiniz?"

Odama ilerlerken "yok bir şey Hale," dedim sesimi yumuşak tutmaya özen göstererek. Ne kadar uğraşsam da ister istemez sert çıkmıştı. "Ahmet'e söyle kahvemi hemen getirsin toplantı odasına."

"T-tamam hemen söylüyorum."

Onu korkutmuş muydum? Bu düşünceyle odama girip Elsa'nın odasına göz attım. Her şey düzgünce yapılmıştı. Benimle çalışacak mıydı bilmiyordum ama ondan başka kimseyi bu odaya sokmayacaktım.

Yarım saat sonra Hale göüşeceğim insanları toplantı odasına almıştı. Çok beklemeden direkt içeriye girip hepsine selam verdim. Aralarında en genç olan ben ve asla hazetmediğim Asrın Ekiner'di.

"Bizi sabahın köründe buraya dikmenin acelesi neydi Kanıt?" Zevzek herif!

Sandalyeme otururken o da karşımdaydı. "Sabah zihin açık olur Ekiner. Senin için daha faydalı olacaktır emin ol."