*otuz beş

6.2K 554 115
                                    

merter&araz

"anlat bakalım nereden başlayacaksın."

Merter'in sesi ile kapalı olan gözlerini açtı Araz. ikili, Merter'in geniş yatağına uzanmış ve bir süre sessiz kalmışlardı.

Merter hafifçe doğrulup sol kolunu kafasına sabitledi ve Araz'ın konuşmasını bekledi. Araz ise gözlerini Merter'in gözlerinden ayırmadan nereden başlaması gerektiğini düşündü. birkaç saniye sonra, "birbirimizi uzun süredir tanımıyoruz ve olası kavgada ayrılmak istemiyorum ben. seninle olmayı çok seviyorum ve bundan mahrum kalmak beni korkutuyor," diyerek başladı Araz.

Merter içindeki gülme hissini bastıramayarak güldüğünde Araz kaşlarını çalarak baktı ona. "neye gülüyorsun acaba?"

dudaklarını birbirine bastırıp gülmeyi kestiğinde, "senden ayrı kalabilme ihtimalim var mı sence yavrum?" dedi Merter. sağ eli yanındaki gencin yanağına uzandığında usulca okşadı. "ve inan bana tek kavgada ayrılmayacağımız kadar olgunuz bence," diyerek ekleme yaptı sözlerine.

Araz bir anlığına mayışırken içindeki bütün korkular da yok olup gitmek üzereydi. hafifçe gülümseyip, "ama ortak arkadaşlarımız var ve kavga ettiğimizde aynı ortamda bile duramayacağız," dedi Araz.

bu kez Merter'in kaşları çatıldığında gerildiğini hissetti. "güzelim sen neden hep kötü senaryoları düşünüyorsun? mutlu olacağımıza inanmıyor musun, seni mutlu edemez miyim ben?" diye konuştuğunda Araz hemen kafasını iki yana salladı. genç oğlanın gözlerine baktığında hayal kırıklığı ile baktığını fark etti.

"saçmalama, Merter. ben sadece bunların yaşanmamasını istiyorum, o yüzden dile getiriyorum. bunları konuşup anlaşamayacaksak sevgili olmamızın da anlamı yok çünkü."

Merter derin bir nefes alıp verdiğinde içindeki sıkıntıyı söküp atamamıştı. "ben de şu an bunları konuşmak için erken olduğunu düşünüyorum. haklısın korkularında; ama daha başlamadan ayrılık falan diyorsun," deyip kuruyan dudaklarını ıslattı.

Araz, Merter'in de haklı olduğunu fark ederek omuzlarını düşürdü. "ne yapacağız o zaman? ikimiz de birbirimizi severken adsız bir şey mi yaşayacağız?" diye sordu kafasını kaldırarak. Merter kafasını iki yana sallayıp, "sevgili olabiliriz?" dedi ve Araz'ın saçlarına bir öpücük bıraktı. öpücük Araz'ın oldukça hoşuna giderken bir iç çekti.

"birbirimizi zamanla daha iyi tanıyacağız, o sürede de ne yapmamız gerektiğine karar veririz. seninle böyle olmaktan çok mutluyum ben," diyerek ekledi Merter ve yine bir öpücük bırakmak için hafifçe eğildi.

o sırada Araz, kafasını geriye atarak saçlarına inen öpücüğü dudaklarına getirdi. bu bir anlığına Merter'i şaşırtsa da ilk öpücükleri olduğu için heyecanlandı. ikilinin birleşen dudakları birkaç saniye hareketsiz kaldıktan sonra Araz'ın dudaklarını aralaması ile hareketlenme başladı.

Merter'in hedefi hemen Araz'ın alt dudağı olurken, Araz da diğerinin üst dudağına çıktı. Araz'ın alt dudağını emip küçük öpücükler bırakırken keyifle mırıldandı. Araz ise baştaki eliyle iyice kendine çekti Merter'i. Merter, genç oğlanın üstüne düşmemek için iki eliyle yataktan destek alırken bir saniye bile ayrılmadı sevdiğinin dudaklarından.

Araz keyifle Merter'in dudaklarını öperken biraz daha kendine çekti genç oğlanı. en sonunda Merter kendini biraz geri çekip, "sakin ol lan, üstüne düşeceğim şimdi," dedi gülerek.

Araz dudaklarını birbirine bastırıp gülümsemesini durdurmaya çalışarak alçak bir sesle konuştu: "düşsene kucağıma."

kısık sesi Merter'i kendinden geçirirken sırıtmaya başladı Araz. tekrar genç oğlanı yanaklarından kavrayıp dudaklarını birleştirdi. baştaki yumuşak öpücükler kaybolmuş, yerine sert öpücükler gelmişti. Merter aniden gelen bu değişime şaşırsa da hemen karşılık verdi. bu kez baştaki eli Araz'ın belini buldu ve yavaşça okşamaya başladı.

sert öpücüklerin odada yaptığı ses, Merter ve Araz'a oldukça büyük bir keyif veriyordu.

Araz, Merter'in üst dudağına hafifçe dişlerini geçirdiğinde Merter'den gelen inleme ile sırıtmamaya çalıştı. Merter ise intikam olarak Araz'ın alt dudağını daha sert -ama canını acıtmayacak şekilde- ısırdı. bu kez Araz'ın iniltili sesi odada yankılandığında, Merter keyifle gülümsedi.

birkaç dakika daha süren öpüşmenin sonunda, Araz kendini geri çekti ve "sandığımdan iyi öpüşüyormuşsun," dedi.

Merter gülerek Araz'ın dudağına son bir kez öpücük konudurup tek kaşını kaldırdı. "sandığından daha iyi olduğum konular da var," deyip göz kırptığında Araz'ın kalbi tekledi.

genç oğlanın kalbi hızlanırken Merter'e yanaştı ve kısık sesle, "hımm, neler olduğunu gösterir misin peki?" deyip elini Merter'in göğsüne çıkarıp yavaşça okşadı. Merter kafasını sallarken, "zamanı gelince hepsini tek tek göstereceğim zaten güzelim," deyip Araz'ın burnuna sürttü burnunu. Araz'ın gözleri kapandığında kendini bu ana bırakmak istedi.

kollarını Merter'in boynuna dolayıp, "hep böyle kalırsak babamın şirketini senin üstüne yaparım," dedi mayışmaya başlayan sesiyle.

Merter, gür bir kahkaha attığında Araz şaka yapmıyordu. "yavrum inan hiçbir şey vermene gerek yok. yıllarca bu şekilde kalabilirim ben," dedi Merter. Araz gülümseyip gencin boynuna ıslak bir öpücük bıraktı ve "o zaman ayrılmak yok," dedi. Merter onu teyit edercesine tekrarladı.

"ayrılmak yok."

****

bazi yazim hatalari olabilir uzgunum

ins bu da olmustur <3

eski sevgililerim [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin