*yetmiş üç

3K 351 110
                                    

Kaan hâlâ gergin bir şekilde gülümserken Pamir konuştu: "Kaan, bu Murat babam."

genç oğlan gülümsemesini genişletmeye çalışıp elini uzattı ve "memnun oldum," dedi. Murat da aynı şekilde karşılık verdi ve Pamir bu kez diğer babasını tanıttı. "bu da Szymon babam."

Kaan yine aynı şekilde elini uzatıp memnun olduğunu söylediğinde Szymon da, "ben de memnun oldum," dedi. Kaan bir anlığına şaşırmadım edemedi; nedense Szymon'un bozuk bir Türkçesi olduğunu düşünmüştü ancak gayet anlaşılır söylemişti. şaşkınlığını bir kenara bırakıp tekli koltuklardan birine geçti ve Pamir de hemen yanındaki tekliye geçti. Pamir'in babaları ise tam karşılarında duran L koltuğa oturdu.

Kaan heyecanını yenmeye çalışırken Murat konuştu bu kez: "Pamir senden çok bahsetti ancak bir de sen kendini anlat, Kaan."

Kaan dudaklarını birbirine bastırıp boğazını temizledi. "yirmi iki yaşındayım ve iktisat mezunuyum. anne ve babam ayrı olduğu için annemle yaşıyorum. onun haricinde ne söyleyebilirim bilmiyorum," deyip ellerini pantolonuna sürttü.

Murat kafasını sallarken, "Aleksy nasıl tanıştığınızı anlatmadı hiç, belki sen anlatırsın?" dedi Szymon.

Kaan'ın bakışları aniden Pamir'e döndüğünde genç oğlan gergince gülümsedi. "sırrım buraya kadarmış demek ki," dedi ve arkasına yaslandı. Murat göz devirip, "niye hiç anlatmadığını anlamadım zaten," dedi.

Pamir, Murat babasına döndü ve "birazdan anlarsın o zaman baba," dedi ve kollarını birleştirdi. Kaan derin bir nefes alıp, "peki anlayayım o zaman..." dedi ve devam etti.

"Pamir'in eski sevgilisi Petek benin de eski sevgilimdi. bir gün bütün eski sevgililerinin olduğu bir grup açtı," diye anlatmaya başladığında Szymon ve Murat'ın ağzı da açıldı aynı zamanda ancak Kaan devam etti.

"tabii gruptan hemen çıkmak yerine konuşup Petek hakkında dert yandık başta. bize neler yaptığından falan... aslında komik olan Pamir'le hiç anlaşamıyorduk, hep kavga halindeydik. sonra anlamadığım şekilde bu kavgalar hoşuma gitmeye başladı, sürekli onunla konuşmak istiyordum."

Pamir sanki hiç bilmiyormuş gibi büyük bir dikkatle dinliyordu sevgilisini. o anlattıkça içinde küçük kıpırtılar oluşuyordu. Murat ve Szymon ise şaşkınlıklarını saklayamıyorlardı Kaan'ın her bir kelimesinde ancak sabırla dinlediler.

Kaan birkaç dakika daha hislerinden konuştuktan sonra, "sanırım fazla uzattım konuyu," dedi ve gülmeye çalıştı. kendini oldukça rezil hissediyordu ancak Pamir sevgilisinin hislerini saatlerce dinlemek istiyordu. "saçmalama, Kaan." genç oğlan merakla Pamir'in babalarına baktı bir şey demeleri için. ilk şaşkınlığı atan Murat oldu.

"gerçekten değişik bir tanışma hikayesiymiş," deyip güldüğünde Kaan da gülümsedi.

"kimsenin aklına dahi gelmezdi eminim," dedi Szymon da. Pamir ağır ağır kafasını sallayıp, "Petek'e teşekkür etmemiz lazım bence," dedi alayla. Kaan yapmacık bir gülüş bıraktı odaya ve "hediye de alalım istersen," dedi. Pamir göz devirip koltuktan kalktı ve "mutfağa gelsene Kaan, içecekleri getirelim," deyip mutfağa ilerledi. Kaan kafasını sallayıp aşina olduğu mutfağa girdi.

Kaan, Pamir ile yalnız kalmalarıyla derin bir nefes verdi hemen. "tamam, sakin ol lan, babamlar zaten seni seviyor. bu kadar gerilme," dedi Pamir kollarını sevgilisinin beline sararak.

Kaan anında karşılık verip, "emin misin?" dediğinde kafasını salladı genç oğlan. "eminim güzelim. ayrıca sevmeseler kime ne? ben seni seviyorum lan." Kaan gülümseyip ayrıldı ve ofladı. "Szymon baban çok güzel Türkçe konuşuyor yalnız," dedi ve bir yandan da şarapları doldurdu. Pamir omuz silkip, "ben doğduğumdan beri Türkiye'deler. benden iyi diksiyonu var resmen," dedi gülerek. bir yandan atıştırmalıkları tabaklara diziyor, bir yandan da Kaan'a sataşıyordu Pamir.

Kaan ondan kaçıp, "uzak dur fırsatçı," deyip tepsiye kadehleri dizdi. Pamir sırıtıp yaklaştı ve Kaan'ın yanağını öptü. "yanımdasın ama öpemiyorum ulan." Kaan gözlerini devirip salona girdi, hemen ardından Pamir de geldi. tepsidekileri masaya dizdikten sonra yerine geçti Kaan ve artık aklındaki soruyu sormaya karar verdi. her ne kadar çekinse bile.

"peki ben bir şey sorabilir miyim?" sesi neredeyse içine kaçmış gibiydi ancak Murat eline kadehi alırken kafasını salladı. "tabi ki." Kaan oturduğu yerde dikleşti ve dudaklarını yaladı. Pamir de merakla sevgilisinin ne diyeceğini bekliyordu. Kaan nihayet cesaretini topladı ve "siz nasıl tanıştınız acaba?" dediğinde saniyelik bir pişmanlık yaşadığını hissetti. anca Szymon gülümseyerek eşine döndü ve "hadi anlat şimdi," dedi.

Murat kafasını sallayıp güldü ve anlatmaya başladı:

"ben üniversiteyi Polonya'da okudum ve yurtta kalıyordum, ikinci senemde Szymon okul değiştirip benimkine gelince aynı yurtta kalmaya başladık. o bana Lehçe dersleri veriyordu ben de bazı Türkçe kelimeleri öğretiyordum. zamanla Szymon'la daha fazla vakit geçirmek istediğimi fark ettim."

göz ucuyla eşine bakıp dudağının kenarını kaşıdı. Szymon ise Murat anlattıkça o günleri anımsıyordu, sanki üstünden otuz yıl geçmemiş gibi hissediyordu.

"en sonunda dayanamayıp bir gün açıldım ona, çok umutluydum o gün. ama kafamdaki hiçbir senaryo gerçekleşmemişti ve beni reddetmişti başta. eğer Szymon'a aşık olmasaydım çabalamayıp her şeyimizi kesip atardım ama onu kazanmaya çalıştım."

Murat kolunu eşine attı ve kendine çekti. Szymon gözlerini devirip, "reddetmemin sebebi benimle dalga geçtiğini düşünmemdi," dediğinde Kaan kaşlarını çattı ve "neden ki?" diye sordu.

"çünkü daha önce öyle bir olay başıma gelmişti ve aynı şeyi yaşamak çok korkuttu beni," diye açıkladı kendini Szymon.

Murat kolunun altındaki bedenin saçlarına bir öpücük bıraktı. "ben seninle bir kez dalga geçtim onda da sen ciddiye aldın yavrum," dedi ve güldü. Pamir oflayıp, "al işte," dediğinde Kaan sevgilisine döndü. "niye öyle diyorsun lan?"

Murat gülmesini kesip, "çocuk istediğimize karar verdiğimizde ben dalga geçmiştim Szymon'la. 'spermi sen ver çocuğumuz belki Harvard'a gider' demiştim o  da ciddiye alıp tamam dediğinde hayır diyemedim tabii," dedi ve tekrar güldü. Pamir homurdanıp, "sağ ol baba ya sevgilimin önünde çok güzel konuşuyorsun," dedi.

Szymon tek kaşını kaldırıp, "Aleksy," dedi uyarıcı bir tonda. ortam iyice Kaan'ın hoşuna gitmeye başlarken, "ne dedim ya?" diye söylendi Pamir.

"deme zaten," dedi Szymon ve elindeki kadehten bir yudum aldı.

saat ilerlerken Kaan heyecanını ve gerginliğini söküp atmıştı bile. Pamir'in babalarının çok kafa dengi olduklarını görerek gerçekten gerilecek bir şey olmadığını fark etmişti. Pamir ise Kaan'ın, babalarıyla iyi anlaştığını görerek daha fazla mutlu hissetti. saatin geç olmasıyla Kaan eve dönmesi gerektiğini söyledi ve ayaklandı. herkes kapıya yönelirken, "tekrar tanıştığımıza memnun oldum," dedi Kaan ve ayakkabılarını giydi.

Murat gülümsedi ve "biz de öyle," dedi. Szymon kollarını önünde birleştirip, "bir gün mutlaka akşam yemeğine gel," dediğinde Kaan kafasıyla onayladı ve "gelirim," dedi.

o sırada Kaan'ın ceketini getiren Pamir, babalarına döndü ve "ben Kaan'ı bırakıp geleceğim," dedi. Kaan sevgilisinin elinden ceketini alırken, "gerek yok yavrum ben giderim," dedi ve önünü kapattı. Pamir ısrarla kafasını sallayıp, "olmaz bu saatte taksiye binme boşuna. ben bırakayım seni," dedi ve kendi ayakkabılarını giydi.

Kaan pes edip kabul etti sevgilisinin teklifini. ikili evden ayrılırken, "dikkatli gidin," dedi arkalarından Szymon.

Pamir kafasını sallayıp Kaan'ı kolunun altına aldı ve kendine çekti. Kaan da kollarını sevgilisine dolayıp beraber arabaya yürüdüler.

*****

nassildii

sevdiniz mi daddyleri 🥺 (bakmaya usendim direkt atiyom ins hata yoktur

eski sevgililerim [bxb]Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora