*elli dokuz

3.8K 405 168
                                    

bora&eray

kapının belki de yüzüncü çalışından sonra Bora ofladı ve kalktı. gelenin kim olduğunu, ısrarlı çalışlar ile tahmin ettiği için hemen yüzünü ifadesiz bir hale soktu.

kapı yavaşça açılırken Bora'nın da burnuna yoğun bir alkol kokusu geldi. tek kaşını kaldırıp görüş acısına giren Eray'a dikti gözlerini. "ciddi ciddi sarhoş olup kapıma mı geldin sen?" dedi teyit edercesine. Eray masum olduğunu düşündüğü bir gülüş ile "daha çok çakırkeyifim," dedi kendini savunmak için.

Bora gözlerini devirip kapıyı iyice araladı. gece olmak üzereydi ve bu şekilde eve gitmesine içi el vermezdi.

"geç içeri, eşek," deyip sevgilisinin kolunu çekerek odasına sürükledi. sessizce koridordan geçerken annesinden gelen ses ile adım atmayı bıraktı iki genç de. "Bora, oğlum. kim geldi?"

Bora yanındaki gence bakış atıp, "Eray geldi. bu gece bizde kalacaktı sana söylemeyi unutmuşum," dediğinde sessizce güldü Eray. "aynı yatakta yatacağız," dedi fısıldayarak ve gülmeye devam etti. Bora ise sabır çekip odasına götürdü Eray'ı. genç oğlanı yatağına dikkatlice oturttuğunda, boynundaki dövmeyi yeni görerek adeta dumura uğradı.

genç oğlanın boynunda, fazla büyük olmayan ancak göze çarpacak şekilde yazılmış BORA dövmesi vardı. Bora ne yapacağını bilemeyerek, kaşlarını yukarı kaldırdı ve ağzını aralayıp birkaç saniye tepki veremedi.

en sonunda kendine gelerek, "Eray bu ne amına koyayım? kafayı mı yedin lan sen?" dedi oldukça sinirli bir ifadeyle. Bora'nın ses tonu Eray'ın hoşuna gitmezken, "beğenmedin mi?" dedi ve dudak büzdü.

Eray'ın yüzündeki çocuksu ifade Bora'ya tatlı gelmeye başlarken konuyu dağıtmamak için, "hayır tabi ki," dedi.

Eray gözlerini kısıp karşısındaki bedeni ellerinden tutup kendine çekti. "çelengi de mi beğenmedin?" dediğinde Bora kafasını salladı ve odanın ucundaki çelenge bir bakış attı. sabahın köründe Eray'dan gelen, üstünde beni affet kocacığım yazan çelenk ile uyanmıştı ve bunun şokunu yeni yeni atlatmıştı.

Eray'ın beklenti dolu bakışlarını fark edip, "o konuya hiç girme zaten, Eray. annem gördü dalga geçti tüm gün," dedi ve yanına oturdu.

Eray kendini tutamayıp kıkırdadığında, "hiç gülme eşek herif," dedi Bora ancak cidden komik bir olay olduğunun farkındaydı. Eray dengesini korumaya çalışarak Bora'ya döndü. "seni çok seviyorum, Bora. günlerdir kendimden nefret ediyorum, seni özlüyorum. yaptığım hatayı iliklerime kadar hissettim. lütfen beni affet."

Bora sevgilisinin konuşması ile yumuşamaya başlarken, "neden bunu yaptın peki? öğrenebileceğimi, kızabileceğimi hiç mi düşünmedin?" dedi sakince.

telefonda zaten birbirlerini yeterince kızdırdıkları için artık iki taraf da sakin olmaya özen gösteriyordu. artı olarak Bora'nın ailesi evde ve saat de geç olduğu için bağırmak hiç hoş karşılanmayacaktı

Eray elini Bora'nın eline sararken hissettiği sıcaklık ile gülümsedi. ancak hemen kendine gelip, "bilmiyorum, aptalım işte. yalandan çok gerçek seni kızdırır sandım," diyerek açıklamaya çalıştı kendini. Bora bir ellerine, bir Eray'a baktığında onu ne kadar özlediğini yeni fark etti.

elbette günlerdir görmediği için özlemişti; ancak bu temas aslında tahmininden fazla özlediğini hatırlattı ona.

"bak derdimin ne olduğunu anladın değil mi? tamam, Yiğit ile görüşmene kızdım ama asıl sorun yalan söylemendi. sevdiğim kişinin bana bunu yapması çok kırdı beni. ben asla sana yalan söylemem çünkü gerek duymam."

Bora'nın konuşmasını uslu bir çocuk gibi dinleyen Eray, kafasını hızlı hızlı salladı. "bundan sonra yalan söyleyenin belasını siksinler," deyip Bora'nın elini dudaklarına götürdü. küçük öpücükler kondururken, "seni çok özledim," diye mırıldandı. Bora dudaklarını birbirine bastırıp aklını kurcalayan soruyu sordu en sonunda.

"neden Yiğit'le görüştün peki? seni sevdiğini daha yeni öğrenmiştin üstelik."

Eray öpücükleri kesip omuzlarını düşürdü. Bora'ya utana sıkıla bakarken, "Aslı ile otururken birden arkadaşları ve o geldi. masamıza oturduklarında kalkamadım ortak arkadaşlarımız da var diye," dedi ve boynunu kaşıdı. Bora'nın gözleri tekrar dövmeye takıldığında gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ve "ee, sonra?" dedi.

"o kadar işte. ama yemin ederim ne o benimle konuştu, ne de ben onunla. göz göze bile gelmedim, gerçekten."

Eray'ın hızlı hızlı kendini açıklaması ile Bora kendini tutamayarak kahkaha attı. genç oğlanın çenesini kavrayıp, "yavrum sen beni dağ ayısı mı sanıyorsun? tamam konuşmamanız iyi olmuş ama 'göz göze bile gelmedik' ne lan?" dediğinde Eray'ın kalbi küt küt atmaya başladı bile.

büyülenmiş bir şekilde sevgilisine bakıp, "yavrum mu? affettin mi beni?" dedi heyecanla.

Bora bu heyecanı görmesi ile düşündü birkaç saniye. sevgilisinin ne kadar pişman ve üzgün olduğu her tarafından belli oluyordu. üstelik bu işkenceyi sadece Eray değil, kendisi de çekiyordu. en sonunda pes ederek kafasını salladı. "ama bir daha herhangi bir konuda yalan söylersen gerçekten kötü olur, Eray."

genç oğlan duyduğu sözler ile kocaman gülümseyip sevgilisinin boynuna atladı. "söz! yemin ederim bir daha yalan söylemeyeceğim."

Bora da gülümseyerek karşılık verdi sevgilisine. birkaç saniye sonra ayrıldıklarında ciddi bir ifadeye büründü. Eray bunu fark ederek, "ne oldu şimdi?" dedi. Bora gözleri ile dövmeyi işaret edip, "sildireceksin değil mi? aksi takdirde barışmam seninle valla," dedi.

az kalsın Eray'ın kalbine inerken, "sildireceğim tabii ki! böyle insan içine çıkamam," dedi ve Bora'ya sırnaştı. kollarını genç oğlanın beline sararken içi çoktan huzur dolmuştu. özlediği kokuyu içine çekerken, "sana aşığım," diye mırıldandı. Bora da kolunu genç oğlana sararken, "eşeklik etmezsen bir daha böyle bir şey yaşanmaz," dedi ve burnunu Eray'ın saçlarına daldırdı.

ikisi de birbirinin kokusunu içine çekerken oldukça huzurlulardı.

****

kisa ve cok icime sinmeyen bir bolum oldu ama daha fazla ulkeyi ve gelecegimi dusunmemek icin yazdim iste bir seyler

neyse surekli unutup duruyorum yeto artik gecen bolumlerde bahsettigim sryi yapalim

karakterlere bir seyler sormak/yazmak istiyorsanjz buraya yazin ben de diger bolume ekleyeyim cevaplariyla <3 ((kimse yazmazsa benim got olus amaa

eski sevgililerim [bxb]Where stories live. Discover now