0.5

1K 53 7
                                    

Selam. Nasılsınız görüşmeyeli?

Hikayemizin kategorisini kısa hikayeyle değiştirdim. Güzel günler uzak değil. Anlarsınız ya.

Bölüme geçebilirsiniz.

Önümdeki çizime bütün dikkatimi vermiştim. Bunu bitirip teslim etmem gerekiyordu. Sonra çıkacaktım.

Masanın üstündeki telefonumun çalmasıyla uzanıp aldım.
"Alo?"
"Alo? Taze anne. Nasılsın?"

Aradan geçen 1,5 ayda aramız hızla güzelleşmişti. Çok yakın olmuştuk.
"İyiyim. Sen?"
"İyilik sağlık. Ben şey diyecektim. Ben iş için şehir dışına çıkıyorum. 2-3 gün yokum."
"Yaaa."
"Yapacak bir şey yok."

Bütün moodum düşmüştü.
"Ama sakın meyveni aksatmak yok. Kontrol etmiyorum diye habire bisküvi yemek de yok. Hele hele sakın fast food yok."
"Tamam baba."

Güldüğünü duyunca ben de gülümsedim.
"Beni ciddiye al Gizay."
"Tamam ya. Pekmez içmeyeceğim haberin olsun."
"Canın sağ olsun. Onu da içmeyiver."
"Çok iyisin sağ ol."

Sandalyemden kalkıp cama doğru ilerlerken elim belimi bulmuştu. Bugün epeyce yorulmuştum.
"Gitmeden görme imkanım yok mu seni?"
"Niyeymiş o?"
"Bir tane tişörtünü alabilir miyim Talha? Lütfen lütfen lütfen?"
"Sabaha karşı çıkacağım yola. Akşam hazırlanırım diye gelmeyi düşünmüyordum. Ama gelirim."
"Tamam. Evdeyim. Bekliyor olacağım. Tişörtünle gel."
"Tamam."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz güzelim."

Masamın başına dönüp yarım kalan çizimime devam ederken odanın kapısı tıklatılmıştı.
"Gizay Hanım. Çıkıyorum ben. Bir isteğiniz var mı?"
"Aslında var Pelin. Biraz beklersen çizimi atölyeye bırakmanı isteyecektim. Bugün yoruldum biraz."
"Tabi, beklerim. Acelem yok."

Çizime biraz daha hız verip son detaylarını tamamladım. Önce poşet dosyaya koyup daha sonrasında kağıt zarfa yerleştirdim.
"Teşekkür ederim Pelin."
"Rica ederim ne demek. İşim bu."

Ona gülümseyip odadan çıkmasını bekledim. O odadan çıktığı gibi geriye yaslanıp ayaklarımı uzattım. Nasıl yorulduğumu tarif bile edemiyordum.

Gözlerimin yavaş yavaş kapanmasıyla hızla kendime gelip ayaklandım. Buradaki dolabımda ayakkabılarım vardı. Çorap giyip spor ayakkabılarımı ayağıma geçirince öyle rahatlamıştım ki tarif edilmez yaşanırdı.
"Çok şükür Allah'ım."

Kabanımı üstüme geçirip çantamı da alarak odadan çıkıp kapımı kilitledim.

Otoparka inip arabama bindiğimde cidden rahatladığımı hissediyordum. Eve gitmem lazımdı. Bol bol uyumam lazımdı.

Evin şirketten fazla uzak olmamasına tekrar şükredip emniyet kemerimi taktım. Otoparktan çıkarken eve gidip uyumanın hayalini kuruyordum.

Evin önünde durunca eşyalarımı alarak indim. İyice büyüyen göbeğim beni oturmakta, yatmakta, eğilmekte, kalkmakta fazlaca zorluyordu. 4,5 aylık olmuşlardı. Tek bir bebeğe hamile olsaydım belki de bu aylarda bu kadar büyümezdi ama iki bebeğe birden hamile olunca bu aylarda büyümüştü işte. İlerleyen aylarda ne yapardım bilmiyordum.

Merdivenleri hızla çıkıp evime geldiğimde karşı daireye baktım. Talha evdeydi. Ayakkabılarından anlamıştım.

Eve girip kısa süreli bir duş almıştım. Daha sonrasında pijamalarımı giydiğimde benden mutlusu yoktu. Son zamanlarda fazla üşümeye başlamıştım. Sanırım kan değerleriyle alakalıydı.

SEVMEKWhere stories live. Discover now