0.7

988 61 10
                                    

Selam. Çok beklettim biliyorum. Bu süreçte hem hastalandım, hem sınavlarıma hazırlandım, hem de inanılmaz yoğun bir tempoda sene sonu gösterisine hazırlandım. Alnımın akıyla gösteriyi tamamladım elbette. Ama yorgunluğunu yeni yeni atıyorum.

"Özür dileriz kızım. Çek şikayetini haydi. Çocuklarım var benim. Bensiz ne yaparlar?"
"Benim çocuklarım be olacak peki? Beni saçlarımdan tutup sürüklemeye çalıştığınızda çocuklarım vardı benim. Onlardan nasıl özür dileyeceksiniz?"
"Doğduklarında bir güzellik yaparız. Çekecek misin şikayetini?"
"Düşüneceğim."
"Sağ ol kızım."

Kapıyı kapatıp içeri girdiğimde kucağımdaki çiçekleri Talha'ya fırlattım.
"Manitana verirsin."
"Ya sabır. Gizay aşmadık mı şunu?"
"Talha sevgilin olabilir tabii ki. Bunu konuşmayacağız değil mi?"
"Konuşmayacağız. Çünkü konuşulacak bir sevgilim olmayacak."
"Neden? Sen de birilerini sev, sevil."
"Birini seviyorum zaten. Ama beni sevmesi imkansız denebilir."
"Neden öyle diyorsun? Belki o da seni sever. Sen iyi birisin Talha. Seni neden sevmesin ki?"
"Çok fazla engel var aramızda."
"Engeller var diye aşkını gömmeyeceksin herhalde."
"Onun adım atmasını beklerim. Sürekli gözünün önündeyim."
"Nasıl yani? Şirketten biri mi?"

Durup derin nefes aldı.
"Evet."
"Asistanın falan değil, değil mi?"
"Hayır. Tasarımcılardan biri."
"Yaaa. Var mı çizimlerinden?"
"Yok kızım. Neden olsun?"
"Ne bileyim Talha? Sen Ceo değil misin? Olur sandım."
"Yok."
"Anlatsana bana kızı. Güzel mi?"

İç çekti.
"Çok güzel."
"Yaaa. Saçları ne renk?"
"Sarıyla kumral arası bir renk."
"Gözleri?"
"Yeşil."
"Zayıf mı?"
"Sayılır."
"Uzun mu peki? Benden de uzun mu?"
"Senden uzun değil. Neredeyse aynı boydasınız."
"Evlenin siz. Benimkilerle kanka kanka büyür seninkiler."
"Ya ya. Kesin yaşanır."

Ensesine vurdum.
"Hemen enseyi karartma ortak. Sever belki seni."
"Umarım sever Gizay. Umarım sever."

Saçlarını karıştırdım.
"Sevdiririz koçum."
"Sen bugün niye bu kadar mutlusun?"
"Şu kadınlar gelip özür diledi ya. Moodum yerine geldi."
"Dileyeklerdi tabii."

Karnıma atılan tekmeyle dikleştim.
"Tekme atıyorlar. Anneye saygı kalmamış."
"Yazıklar olsun. Sen de onlara 5 aydır bakıyorsun."
"Gerçekten çok kırıcı ya."

Talha gülerek ayaklandı.
"Gideyim ben. Halletmem gereken dosyalar var."
"Yemek yeriz diye düşünmüştüm ama işin varsa git tabii."
"Görüşürüz sonra."
"Görüşürüz."

Onu yilcu edip telefondan yemek sipariş ettim. Sürekli sağlıklı beslenecek değildim.

Evi biraz toparlayıp süpürdükten sonra taslak defterimi elime aldım. Kıyafet değilde bir yüz çizmek istiyordum.

Elim yüzün hatlarını ayarlarken ben kafamdan taslak oluşturmaya çalışıyordum.

Kemikli bir yüz çiziyordum. Kapkara gözleri, simsiyah saçları olan. Zaten renk kullanmayacaktım. Ama simsiyah çizmek istiyordum. Ne uzun ne kısa saçları olan. Biçimli dudakları, biçimli burnu ve kemikli yüzü vardı. Bir erkekti.

Bu Talha'ydı. Onu kıskanmam, başka bir kadınla yan yana olduğunu düşününce garip hissetmem normal değildi. Olmaması gerekiyordu. Ama oluyordu işte. Kendime engel olamıyordum. Onun yanında belli etmek istemesem de sürekli kendimi onunla beni hayal ederken buluyorum. Ama sorunlarımız vardı.

SEVMEKWhere stories live. Discover now