Bölümümsü

636 49 8
                                    

Selaaaaaam. Ben bu Yazar ağzından yazma işini çok sevdim ya.

YAZAR'DAN

Gizay'ın iki gün önce sancısı tutmuştu. Talha da Gizay'ı bir saniye bile yalnız bırakmıyordu. Daha erkendi. Doğuma 2 ay vardı. Kesin bir gün belirtilmemişti. Ama 9 ayın tamamlanması için 2 ay vardı.

Talha'nın şirketteki odasında tek başınaydı Gizay. Talha toplantıya gitmişti.

Gizay masaya oturmuş elindeki kitaba göz atıyordu. Eski bir kitaptı. Sararmış sayfalarından ve sayfalardan yükselen şekerimsi kokudan belliydi bu kitabın eski olduğu. İlk sayfasında Talha'ya bırakıldığı yazıyordu.

Gizay bir yandan da portakal suyu içiyordu. Talha özel olarak organik ürünler satan bir marketten almıştı.

Topuklu çizmelerinin topuğunu masaya vurup ritim tutuyordu. İçinden bir şarkı mırıldanıyordu.

Aklına sabah düşünce kendine kızdı. Bu aralar sürekli ağlama krizleri tutuyordu.

Sabahleyin özenerek aldığı hamile pantolonunun içine sığamamıştı. Bacakları kalınlaşmıştı. Bunun için sinirlenip dakiklarca ağlamıştı. Tabii Talha da başını okşayıp güzel sözler söyleyerek onu sakinleştirmeye çalışmıştı. Daha sonrasında Talha'nın seçtiği mavi yünlü bir elbiseyi giymişti. Ayağına da krem rengi çizmelerini giyip krem rengi kabanını da almıştı.

Kendi kendine düşünürken odanın kapısı açıldı. İçeriye Talha girdi. Gizay gülümseyerek ona döndü.
"Hoşgeldin. Ben de sıkılmaya başlıyordum."

Talha hızlı adımlarla Gizay'ın yanına varıp dudaklarını birleştirdi. Gizay bu ani hareketle afallarken kendine gelir gelmez karşılık vermeye başladı.

Talha ondan ayrılınca şokla yüzüne baktı. Sonrasında ise kocası yüzünü avuçlarının arasına aldı.
"Uğurlu geldin. Kaç aydır deli gibi uğraştığımız işi aldık."
"Ciddi misin?"
"Evet."
"Çok sevindim hayatım."
"Ben daha çok sevindim. İyi ki geldin Gizay."

Gizay gülerek kollarını Talha'nın boynuna doladı. Talha başını Gizay'ın boynuna yerleştirecekken kapı bir anda açıldı. Gelen Talha'nın asistanıydı. Gizay'ı görmesiyle göz devirmişti.

Kendileri Talha'nın platoniği oluyordu.

Elindeki dosyayı Talha'ya verirken elini bilerek Talha'nın eline değdirmişti. Gizay tabii ki fark etmişti.
"Talha, bunlar imzalanacakmış. Sonra seslen sen bana gelirim ben."
"Tamam Gülce. Çıkabilirsin."

Tekrar Gizay'a ve karnına iğneleyici bakışlar atıp odadan çıktı.
"Sevmedim bu kızı."
"İyidir aslında. Neden sevmedin?"
"Sen onun patronusun. Talha ne demek ya? Talha Bey demesi gerekirken? Eline de dokundu. Gördüm."
"Yanlışlıkla olmuştur Gizay. Takma sen. Hem biz nerede kalmıştık? Çok güzel bir yerdi diye hatırlıyorum ben."

Gizay gülerek Talha'nın yanağını öptü. Sonra başını omzuna yaslayıp biraz gözlerini kapattı.
"İsimlerini ne koyacağız Talha?"
"Aklında hiçbir şey yok mu?"
"Yok. Az da kaldı. Şu üstünde isimlerinin yazılı olduğu kapı süsünden yaptırmak istiyorum. Sence yaptırayım mı?"
"İstiyorsan yaptır tabii."
"Bu perşembe günü dolaplar gelecek. O gün işe gitmesen olur mu? O kadar adamın arasında tek kalmak istemiyorum."
"Yeter ki iste güzelim. İstersen 10 gün gitmem."
"Şapşalsın."
"Sadece sana."

Gizay burnunu Talha'nın boynuna yerleştirip derin bir nefes aldı.
"Seni çok seviyorum. Biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum güzelim. Ben de seni seviyorum."

Ortamın sessizleşmesinden rahatsız olan Talha konuştu.
"Aklımda isim var ama ben senin koyman gerektiğini düşünüyorum Gizay."
"Neden? Ben anneleriysem sen babalarısın."
"Öyleyim değil mi?"
"Biyolojik olarak olmayabilirsin belki Talha. Ama onlar için senden daha iyi bir baba göremiyorum."
"Teşekkür ederim."
"Boş ver şimdi teşekkürü. Aklındaki isim ne?"
"Birine değil. İkisine de."
"Öyle mi? Neymiş? Söyle haydi."
"Talya ve Giray."
"Çok güzel. Ay tamam. Olsun madem."
"Beğendin mi cidden?"
"Beğendim tabii. Neden beğenmeyeyim?"
"Bilmem. Beğenmezsin sandım."
"Çok beğendim sevgilim. Çok güzeller."

Gizay doğrulup Talha'nın dudaklarına dudaklarını bastırdı. Talha hemen ellerini Gizay'ın beline atıp kendine yaklaştırdı. Öpüşmeleri derinleşirken tekrar kapı açıldı. Allah'tan Gizay'ın sırtı kapıya dönüktü. Kimse ne olduğunu göreneyecekti.
"Ne var Gülce? Bir bitmedi ya."
"Dosyayı alacaktım."
"İmzalayınca çağırırım demedim mi Gülce? Çık!"

Gülce öfkeyle arkasını dönüp odadan çıktı. Arkasından da kapıyı çarpmıştı.
"Ay yok. Ben yolarım bu kızı."
"Sakin ol Gizay."

Talha, dosyada imzalanması gereken yerleri imzalayıp Gülce'ye seslenecekken Gizay durdurdu.
"Ben götürürüm. Su alacağım zaten."
"Çağırırdık Gülce getirirdi."
"Kendim almak istiyorum."
"İyi peki."

Talha'nın elinden dosyayı alıp odadan çıktı. Yan tarafta kalan odaya daldı. Dosyayı masaya fırlatıp ellerini masaya koydu.
"Derdin ne senin Gökçe?"
"Gülce."
"Anladım Gökçe. Derdin ne?"
"Neyden bahsediyorsunuz?"
"Bana göz devirmeler. Karnıma iğrenir gibi bakmalar. Sorunlu musun sen kızım?"
"Bebeklerin Talha'dan olmadığını biliyorum."
"Öyle mi? Kiminmiş peki bebekler?"
"Orasını da ben bilemem değil mi? Kiminle düşüp kalktığınız belli olsaydı bana sormazdınız değil mi?"
"Haddini aşıyorsun Gökçe. Sabrımı sınama. Kocam mahcup olmasın diye sabahtan beri susuyorum ama sen haddini aştın Gökçe. Terbiyeli olacaksın."
"Terbiyemin sizinkinden fazla olduğuna eminim Gizem Hanım."
"Bak ne güzel. Patronlarına saygı duyabiliyormuşsun. Talha senin arkadaşın değil Gökçe. Hayatım boyunca kimseye üstten bakmadım. Çünkü geldiğim yeri asla unutmam. Ama senin karşında patronun var. Arkadaşın değil. Talha değil, Talha Bey diyeceksin. Eline koluna da hakim olacaksın. Yoksa ben çok güzel hakim olurum sana. Dilinin kemiğine de sahip çık Gökçe. Haydi kolay gelsin."

Gizay dik duruşunu bozmadan odadan çıktı. Karşıdaki sebilden karton bardağa su doldurup Talha'nın yanına döndü.
"Neden geç kaldın bu kadar?"
"Biraz yürüyeyim dedim. Ayaklarım şişmesin."
"Tamam. Gidelim mi?"
"Olur."
"Gülce'ye haber verelim çıkarız."
"Ben haber veririm."

El ele odadan çıkarken Gizay Gülce'nin odasının kapısını açıp konuştu.
"Biz çıkıyoruz Gökçe."
diyip göz kırptı.

Gülce olduğu yere sinip başını salladı.
"İyi günler Gizay Hanım."

Gizay gülümseyip kapıyı kapattı. İşte bu kadardı.




Bir günde ikinci kez yayınlıyorum ha💅🏻

Bence kıymetimi bilmelisiniz.

SEVMEKWhere stories live. Discover now