Sen özür dilemeyecek misin?

61 9 0
                                    

Jimin gittikten sonra v ile onun derslerini bulduk. Benim dersime daha yarım saat vardı. V ne kadar da yanımda durmak istesede onu göndermiştim. Bulutları izliyordum.
Dünden ıslanmış çimlere basarken. Hava da gri bulutlar yarış yapıyordu. Tek tek damlalar atıyordu. Küçükken bulutlar aglıyor sanıyordum. Kücüktüm işte. Kulağaklıgımı taktım. Ve yürüdüm. Esen rüzgar. Beni etkilesede iyi hissettiriyordu.

  Toprak ve az yağan yağmurun kokusunu çok seviyordum...

Okulun içine girdigim'de hala dersin başlamasına vardı.
Tenefüsde sayarsak. Hala vaktim çoktu. Merdivenlerden hızlı hızlı çıktım. Terasa geldigimde. Onu görmüştüm. O mu? Yağmuru seviyordu.
Sessiz bir şekilde ondan uzak olan bir yere geçtim. Ve rüzgâr'ın saçlarımı. Uçurmasına izin verdim...

Kendimi düşüncelere bırakmıştım...

"Sen hasta olacaksın?"

Arkamı döndüğümde suga ordaydı. Bir de utanmadan beni düşünüyormuş numarası yapıyordu.

Odun.

"Bu seni ilgilendirmez."

Geri manzaraya dönmüştüm. Onu görmek istemiyordum.

"Sonra yine benim kucağıma bayılma diye dedim."

Siktir...

En son öyle olmuştu değil mi? 

"Sana kim dedi. Beni hastaneye götür diye."

Yanıma gelmişti. Ben ona bakarken o manzaraya bakıyordu.

"Bilemem."

Burda da rahat yoktu. Şu çocuğu görmek istemiyordum. Yüzüne yumruk atmak istemiyordum. Abime yaptığı onca şeyden sonra bir de burda bok bok konuşuyordu.

"Ne bok yiyorsan ge burda."

Arkamı döndüm gideceğim an. Kapşonumdan tutmuştu.
Ahhhhh!!!!

"Ne istiyorsun."

Tam konuşacagı an ona dönmüştüm. Çok yakındık. Bu yüzden susmuştu.

"Evet babam'a şikayet etmeye gidiyorum. Şimdi bırak"

Şaşırmış gibiydi.

"Bunu demeyecektim bile."

"Senin bana diyecek hiç bir şeyin yok bırak."
Odan kurtulmaya çalışırken boğazım ağrımıştı. Ama inattım işte .... boğazım o kadar ağrımıştı ki nefes bile alamıyordum. En sonun da pes etmiştim. Birden onun vücudana çarpmıştım.
Öksürürken beni kendine doğru çevirmişti.

"Salak iki dakka dinlesen böyle öksürmezdin."

Cebinden kulaklıkgımı çıkarmıştı.

"Al."

Bana doğru uzattığı da almıştım. Tam gideceğim an tekrar konuşmuştu.

"Teşekkür etmeyecek misin?"

"Sen özür dilemeyecek misin?"

Onu dinlemeden gitmiştim. Bir şeyler demişti ama onu duymak görmek istemiyordum. Nefretim çok şidetliydi.
Abime bana yaptıkları onca şeyden sonra nasıl böyle yüzsüz olabiliyordular. Nasıl insanlar var .

Odun.

Sopeeeeee erken bölüm geldi.
Beğenip yorum yapmayı unutmayın yoksa oy ve yorum karşılığında yeni bölüm Paylaşacağım.

Geç kalan aşk "JİKOOK NAMJİN, SOPE"Where stories live. Discover now