TEPKİ 18 (MHA)

1.3K 58 101
                                    

Satoru kurgusunu yazmak o kadar sardı ki burayi bosladim... Pardon buraya daha cok bölüm atmaya çalisacam.

Anime: My Hero Academia

Tür: Angst to fluff

Tepki: Bir süredir aranız biraz bozuk ve evliliğiniz sıkıntıda. Buna dayanamıyor ve boşanmayı teklif ediyorsunuz ama o sizi hala seviyor.

Izuku Midoriya

O bir numara ama her konuda değil. Eve geç geliyor, özel günleri unutuyor. Meşgul olduğunu biliyorsun ve buna saygı göstermek istiyorsun. Onun kahramanlık işlerinin önünde bir engel olmak istemiyorsun. Onu bir ikileme sokmak da istemiyorsun ama kahramanlık onun çocukluk hayali ve belli ki o hayalde sevgi bekleyen bir eş yok.

Bıktınız ama ona kıyamıyorsunuz. Saat gece yarısını geçtikten sonra eve geldiğinde ona kızmak için kendinizi tembihlemişsiniz ama eve yüzünde veya vücudunda yaralarla geldiğini gördüğünüzde hepsi uçar gider. Kanepeye adete yığılır ve onunla endişeyle ilgilenirsiniz.

Bıktınız, gerçekten bıktınız. Kirli geldigi için yıkanır ve hemen uyur. Bilmiyor, tanrı aşkına düşünmüyor bile, bugün sizin evlilik yıldönümünüz. Dışarıda yemek zorunda olduğu için sizin ona hazırladığınız yemeği yemedi. Yatakta uyuyan huzurlu yüzüne bakıyorsunuz. Saçları yeni yıkadığı için çok güzel kokuyor ve hafif bir horlama ile yorgunlukla uyuyor.

Çok tatlı görünüyor ve eğer normal bir gün olsa bu anı onun yüzüne öpücükler kondurmak ve ona sımsıkı sarılmak için kullanırdınız. Ama hayır, şuan onun tatlı suratına iki tane patlatıp ona bağırıp çağırmak istiyorsunuz. Gene de onu uyandırıp onunla tartışmak yerine bu işi yarına bırakıyorsun, çünkü hala ona kıyamıyorsun.

Yatakta ondan olabildiğince uzakta uzanıp uyumaya çalışıyorsun. Gözlerinden akan birkaç damla gözyaşı ile burun çekip kendini durduruyorsun. Ağlamamak için kendini tutup uyuyorsun. Sabahın ilk ışıklarıyla her zaman ki gibi yataktan kalkan bedeni ile hafifçe gözlerini aralıyorsun.

Kahramanlık kostümünü giyiniyor ve bunu yaparken seni uyandırmamak için olabildiğince sessiz. Yataktan kalkamayacak kadar yorgunsun ama gene de kalkmaya çalışıyorsun. "Y/N kalkmasan da olur. Saat daha çok erken." eldivenleri eline geçirirken dedi. Uykuya yeniliyor ve gözlerini kapatıyorsun. "Saat kaç gibi döneceksin?" uykulu bir sızlanma ile soruyorsun.

"En geç sekiz gibi burada olmaya çalışacağım." odanın kapısını kapatıp dışarı çıktı. Uyuya kaldın ve o gittikten bir iki saat sonra kendi işin için ayrıldın. Geldiğinde saat 18.00'dı. Beklediğin gibi o evde değildi. İş için giydiğin kıyafetleri çıkartıp evde giyindiğin rahat kıyafetleri giydin. Bugün gerçekten dediği saatte geleceğini düşünerek ona ve kendine yemek yaptın, evin dağınık kısımlarını düzelttin, kirli kıyafetleri çamaşır makinesine koydun ve temizlendiğinde astın. Saat 21.00'a geliyordu ama o hâlâ gelmemişti.

Onu boşvermeye çalıştın, yaptığın yemeği yedin ve en sevdiğin diziyi açtın. Bir gözünün hep kapıda olmasından nefret ettin. Gelen her bildirimi ondan bir haber olduğunu sanarak telefonu açmandan nefret ettin. O bir kahramandı, her görevde ölüm tehlikesi ile başbaşaydı. Korktun, gerçekten korktun. Kafanda felaket senaryoları döndü durdu. Ama ne dediği saatte evde oldu, ne de bir mesaj bıraktı. Bulaşıkları yıkadın ve odaklanamadığın diziye belki kafanı dağıtır diye devam ettin. Saat gece yarısını biraz geçerken kapı açıldı. Olabildiğince sessiz davranıyordu çünkü uyumuş olduğunu düşünüyordu.

Diziyi kapattın ve kapıya ilerledin. Yorgun görünüyordu ama hatrı sayılır bir yarası yoktu. Ona bağırmamak için dişlerini sıktın. İçeri girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Uyumadığın için şaşırmıştı. "Neden uyumadın?" endişeli hali sinir katsayınızı arttırdı. Sanki onun yüzünden değilmiş gibi davranıyordu.

ANİME ONE-SHOT VE TEPKİWhere stories live. Discover now