ANİME ONE-SHOT VE TEPKİ

Levi Ackerman

BANA ILK VERILEN ISTEKLERDEN BIRIYMIS ATLAMIŞIM SAKA MIIIII

Tür: Fluff, hafif angst

Anime: Attack on titan

İsteyen: Alisa_jenn (sen isteyeli cok zaman olmus özür dileriim)

Bu uzun uzadıya giden surların tek güzel özelliği yıldızları yakından görmenizi sağlamasıydı. Yeni bir keşif gezisinden sonra gene buradaydınız. Sizi büyüten büyükannenizin söylediği şeye hâlâ inanıyormuş gibi bu çocuksu alışkanlığınıza devam etmeniz size komik geliyordu. Ama yapmadan duramıyordunuz işte, onun dediğinin doğru olmasını istiyordunuz.

Küçükkende yıldızları çok severdiniz. Büyükanneniz, siz küçükken anneniz ve babanız bir keşif gezisinde öldüğünde size ölen kişilerin birer yıldıza dönüştüğünü ve sevdiklerini oradan koruyup, izlediklerini söylemişti. Yeni bir keşif gezisi ve kayıplar... Bir yerden sonra bırakmak istediniz aslında, kimseye bağlanmamak. Devlerin insanları yemesini görmek, arkadaşlarınızın ölü bedenleri, son yardım çığlıkları, size verdikleri sözler...

Herkes çoktan yataklarına çekilmişti, sen ise kaybettiğin arkadaşlarını anmak, matemini sürdürmek için her zaman yaptığın gibi surların üstündeydin. Levi gördüğü kabus yüzünden hava almaya çıkmıştı, surlar üstünde küçük duran bedeninizi gördüğünde sizin suratınızı görmeden azarlamak için surlara çıktı. "Oi, velet!" Yüzbaşının sesini duyunca hemen gözyaşlarınızı sildiniz ve ayağa kalkıp hafif tırsak bir şekilde "Evet, Yüzbaşım?" dediniz.

"Neden burdasın, çoktan yatakhanede olman gerekiyordu?" ciddi sesini korudu. "Hemen gidiyorum Yüzbaşım." dediniz. Nedenini söylemek istemediniz çünkü çocuksuydu ve saçmaydı. En azından size göre öyleydi. "Sorumun cevabı bu değildi velet." ciddi sesi size korkunç geliyordu. Otoriter sesi sanki doğruyu söylemek zorundaymışsınız gibi hissettiriyordu. "Ölen arkadaşlarımı anmak için Yüzbaşım." yüzünüzü yere eğip mırıldandınız ama sizi duydu.

Sizin üstünüz olarak sizi şuan azarlaması ve yatakhaneye yollaması gerekiyordu. Ama bu yaptığınız ona İsabel ve Farlan'ı hatırlattı. Tıpkı sizin biraz önce yaptığınız gibi surlara oturdu. Yanını patpatladığında ona şaşkınca baktınız ama yanına oturdunuz. Gözünüzü yıldızlara geri çevirmeden önce aşık olduğunuz adamın yüzünü bir kere daha incelediniz.

Çoğu zaman ciddi duran yüz hatları, güzel burnu ve her zaman aynı olan saç şekli. Temaslardan hoşlanmadığını biliyordunuz, o yüzden yanından sürünerek biraz daha uzaklaştınız. Hoşlanmak için en doğru kişilerden birini seçmiştiniz, o en güçlü askerdi. Yüzlerce deve bedeldi. Onu senden alamazlardı. Ama ona itiraf edecek gücünüz hiç olmamıştı. Herhangi bir temas ve sevgi sözcüğünden iğrenirdi, birini sevip sevmediğini anlamanız zor olurdu.

Gene de saçlarıyla oynamayı hayal ettiniz. Onun hoşuna gitmezdi belki ama onun saçını sizin kesmeniz sadece çok ince düşünülmüş imkansız bir hayal gibiydi. Ne zaman onunla konuşmak isteseniz size kısa cevaplar verirdi, ona yakınlaşırsanız o uzaklaşırdı, duygulardan asla bahsetmedi. Bazen size çay yaptırırdı ama o zamanlarda da aranızda geçen sadece sessizlikti.

İkinizde dolunayın ışığı altında yıldızları izliyordunuz. Ona dokunamıyor olabilirdin ama bunu yapmak bile sizin için yeterliydi. Konuşmadınız ve bu sessizlik sizi hep rahatsız etti. Bir sohbet konusu açmak istediniz ama size kısa cevaplar vereceğine emindiniz. İtiraf etmek istediniz ama kabul etmeyeceğine emindiniz.

O an bu size o kadar da kötü bir düşünce gibi gelmedi. Zaten kaybedecek neyiniz vardı, mezardaki arkadaşlarınız mı? Gözyaşlarınız mı? Önemi yoktu, hiçbir şeyin kesinliği yoktu. Yarın olacak keşif gezisinden sağ döneceğiniz kesin değildi. Sonunuzun bu olmasını istemezdiniz, bir dev tarafından hiçbir şey uğruna yenilmek olabilecek en kötü ölüm şekli olurdu. Önemli değil, dediniz kendi kendinize. Eğer karşılık vermezse sadece dediğim şeyin anlamını bilmiyormuş gibi yaparım.

"Bu gece... Ay çok güzel."

dediniz. Anlamını biliyordunuz ama reddelirseniz sadece dolunaya iltifat etmişsiniz gibi gösterebilirdiniz.

(muslumgurseks bunu shifting yaptiginda levi a demis ama anlamini bilmiyormus sonra levi olayi yanlis anlayip bunu tekmelemis VAUSCS8SG6SHWJWYDSHWUWGSU)

Size döndü, gözlerini kıstı ve hangi anlamda dediğinizi anlamaya çalıştı. Size karşı olan duygularına rağmen kabul edip etmemek arasında gidip geldi. Çünkü o lanetliydi kime bağlanırsa onun hayatını tehlikeye sokardı ve kaybederdi. Tanıştığı kişilere bağlanma hikayesi çok farklıydı ama hepsinin sonu aynıydı.

Kabul ederse sizi koruyabilir miydi? Sizi de kaybeder miydi? O da o an karar verdi, bu sefer sevdiğinin ölmesine izin vermeyecekti. Canı pahasına koruyacağına yemin etti kendi içinde. Hiçbir zaman kelimelerle arası olan biri olmadı, ne demesi gerektiğini biliyordu. Ama bunu yapmak ona zor geliyordu işte.

Siz onun sessizliğini reddetmesi olarak algılayıp açıklama yapacakken "Bu gece Ay çok güzel." diyor. Sesi ciddi ama kısık. Yüzünüze bakmıyor. Doğru mu duyduğunuzu anlamak için birkaç kere gözünüzü kırpıştırıyorsunuz. Sonra onun yaptığı gibi yeniden yıldızlara dönüyorsunuz. Ondan uzaklaştığınız mesafeyi ellerinizden yardım alarak kapatıyorsunuz. Yapıp yapmamak arasında çok çelişkide kalsanda kafanı onun omzuna koyuyorsun. Temasla irkildiğinde kafanızı ittirmesini bekliyorsunuz ama eliyle saçınızı karıştırıyor.

Bunu sevdiği kişilere yaptığını görmüştünüz -İsabel ve Hange- Güneş yavaş yavaş yükselirken belirsizlikler önemli değil, onunla olduğunuz sürece önemli değil...

Here bölüm yetistiriyorum ne kadar harika bir yazarim yaaa. Saka neysr bundan sonra bi shigaraki bölümu atacam büyük ihtimalle headcanon. Yeni Satoru kurguma bakin kosun kosun.

Oy sınırı: 15

WOOF WOOF WOOF