6< bölüm

12 3 0
                                    

Akşama doğru dostları evde toplanmaya başlamıştı. Herkes masanın etrafında oturmuş çay içiyordu, Neşeli bir ortam vardı. En son hepsi Sınava çalışmak için bi araya gelmişti, sabahlara kadar uyanık kalmak için Demli çaylar içip Sınava hazırlanıyorlardı bundan bir iki sene önce. Lale masadakilerle mutluluğunu paylaştı  "Ne güzel oldu böyle, sizin mutluluğunuza ortak olurken tekrar bi araya toplandık" Masadaki eski dostlar onaylarcasına gülümsedi: "aramızda eksikler var" diyerek İlkay'a baktı Erdem, "Elif ve Rojda Birlikte Edirneye gitti eğitim görmeye, İsmail desen istanbula gitti Hukuk bürosunda Staja başladı bir de Mahir var işte..." Gizem merakla sordu: "Mahirden haber alıyormusun İlkay?" İlkayın omuzları düştü iki haftadır Mahirden haber almıyordu: "yok bir süredir mektuplaşmadık" Ortamda sesizlik oldu

Mahir odasına kapatmış kendini, kap karanlık bir odaya hapsetmiş gibiydi kendini. Çalışma masasının üstünde duran gece lambası ve pencereden içeri doğmaya çalışan Ay' odayı aydınlatıyordu. Gözlerinden yavaş yavaş yanaklarına süzülen damlalar eşliğinde mektup yazıyordu. Veda mektubunu yazıyordu İlkay'a. Ailesini yarı yolda bırakmamak için hayallerini noktalayacaktı. Bir karar vermek zorunda kalmış o kararın arkasında duruyordu. Mektubunu yazıyor derin nefes alıyor ara veriyor ve devam ediyordu. O gece İlkaydan ayrıldığı günden daha da kötü geçmişti. Meliha hanım oğlunun bu hallerini umursamadan düğün hazırlıklarına başlamıştı.

"Ben Sizin nişanlanacağınızı duyduğumda çok şaşırdı" diye mırıldandı Hacer, bakışlarını İlkay'a çevirdi: "şahsen ben önce İlkay ve Mahirden bekliyordum bu haberi" İlkay gülümsedi: "sen bizden o haberi çok beklersin" Hacer şaşkınlıkla sordu: "neden" İlkay'ın yanıt vermesine izin vermeden Nevzat girdi lafa: "İlkayın son düşüneceği şey evlilik. Birlikte yaşar ama kendini bir kâğıt parçasına tutsak etmez" Nevzat İlkay'ı çok iyi tanıyordu, İlkay "aynen öyle" diyerek Nevzatın cevabını doğruladı: "sen de çok marjinalsın be İlkay" İlkay sadece göz kırpmak ile yetinmişti. Neşeli sohbetleri gece 00:30'a kadar sürmüştü, üniversite yıllarını yad ederken saati hiç farketmemişlerdi. Yavaş yavaş herkes evlerine döndükten sonra İlkay ortalığı toparladı. O sırada Sinan ve Sevim Odada fısır fısır konuşuyorlardı: "Mahirden hala bi haber yok değil mi?" Sinan umutsuzca başını salladı: "yok"
"Ben bugün gelir diye umutlanmıştım" Kapı eşiğinden İlkaya baktı: "İlkaya biraz moral olurdu Kız çok özledi" Sinan omuz silkti: "bana bugün mutlaka gelmeye çalışacağını söyledi" Sevim umudunu diri tutmaya çalışıyordu: "belki daha gelir" Sinan bişey demedi başını umarım dercesine yana yatırdı sadece. İlkay karanlığa bürünmüş şehiri pencereden izliyordu

2004: İlkay gece kötü bir rüya görmüş kendine gelmek için camdan dışarıyı izlerken tam karşısındaki sokak lambasının yanında durmuş gözünü pencereye dikmişti, İlkay camı açtı, karşısında duran kişi tanıdıktı: "Mahir?" Karşısında duran genç adam Mahirdi, Mahir İlkayın onu farketiğini fark edince birden paniklemişti: "Ne işin var senin burda?" Sesiz sesiz camdan fısıldaşıyorlardı: "sabahki olaydan dolayı kolaçan etmek için gelmiştim" İlkayın kaşları çatıldı: "Bekçi gibi sabaha kadar orda mı kalacaksın?"
"Kalırım" İlkay gözlerini devirdi: "Mahir saçmalama"
"Sen niye bu saate uyumuyorsun?"
"Lafı çarpıtma! Madem bekçilik yapacaksın git kendi evinin bekçiliğini yap bizim bekçiye ihtiyacımız yok onun yerine Köpek alırım"
Mahir aldırış etmedi durmaya devam etti: "Görevini bu kadar ciddiye alıyorsan gir içerde yap" Mahir bakışlarını tekrar İlkaya çevirdi: "iyi böyle"
"Mahir şurda iyi niyetli olmaya çalışıyorum beni daha fazla yorma gecenin bu vaktinde" Mahir belli etmeden gülümsedi.

İlkay Mahire demli bir çay ikram etmişti. "Sen niye uyumadın?" İlkay alaycı bir gülümsemeyle yanıt verdi: "birinin pencereden içeri baktığını hissetiysem demek uyuyamamışım" Mahir gözlerini devirdi: "dalga mı geçiyorsun?"
"Evet" İlkay kahkaha atıyordu, İlkayın gülüşü bulaşıcıydı bu yüzden Mahir yüzündeki gülümsemeye engel olamamıştı.

2008: İlkay o günü yad ederek tekrar Mahiri Pencerenin diğer ucunda görme hayalini taşıyordu.

Mahir Mektubu bitirmiş çaresizliğini göz yaşlarına gömüş geceden çare dileniyordu. Yarından habersiz hayaller kuran iki gencin arasına Mesafelerle beraber Aileler de girmişti. Bu günden itibaren ailesine karşı koyamayan Mahir keşkelerle dolu bir hayat sürecekti

Yıllanmış MektupWhere stories live. Discover now