"Yüzün..." dedim tuhaf bir tınıyla. Kuzgun Vladimir gece kadar karanlık gözlerini gözlerimde gezdirerek "Ne oldu Ayda Sancaktar? Bu dünyada tek yaralı insanın sadece sen olduğunu mu sanıyordun?" dediğinde gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp açtım...
Merakla beklenen bölüm geldi. Bakalım bu bölümde Kuzgun Vladimir ile ilgili tüm sorunlar çözülecek mi?
Hepinize iyi okumalar canlarım ❤️🎭
Yaşamayı bu soğumuş cehennemde, ölü bir dost gibi içim titreyerek değil sade, yaşamayı yaşamak istiyorum! -Can Yücel
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
4. BÖLÜM
"Tanışalım o zaman Başsavcım. Ben Kuzgun Vladimir…"
Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken oturduğum yerden yavaşça ayağa kalktım ve titreyen elimin arasında ki telefonumu daha sıkı tuttum. "Kuzgun…" diyebildim titreyen vücudumla. O ise "Kuzgun?" dedi soru sorar nahoş bir ses tonuyla ve ardından küçük bir kahkaha attı. "Ben Kuzgun Vladimir Başsavcım. Kuzgun değil!…"
Korku dolu bakışlarımı karşımda şaşkınca bana bakan Burcu'ya gezdirdim. Burcu "Kim aradı?" diyerek bir soru sorarken Kuzgun Vladimir'in sesi tekrardan kulağımda yankılandı. "Kusura bakmayın Başsavcım şarap içerken sizi rahatsız etmek istemezdim." Korkuyla başımı çevirip arkama baktığımda bir duvardan diğer duvara boylu boyunca uzanan cama baktım. Derin bir nefes alıp cama doğru birkaç adım attım. Camın önüne geldiğimde korkuyla sokağa bakarak camı açtım. Açık camdan içeriye soğuk hava girerken başımı dışarıya çıkarıp bomboş caddeye bakındım.
"O boş ve soğuk caddede değilim Başsavcım. Arasanızda bulamayacağınız bir yerde oturmuş şaşkın ve korku dolu yüzünüzü izliyorum."
Korkuyla içeriye geçip hızla camı kapadım ve ardından perdeyi çektim. Telefonumun arkasından küçük bir kahkaha sesi gelirken titreyen ellerimin arasında ki telefonumu hoparlöre aldım.
"Başsavcım benden bu kadar çok korkmanıza gerek yok. Size hiç bir şey yapmıcam."
Kuzgun Vladimir'in sesini duyan Burcu korkuyla bana bakarken derin bir nefes alarak konuştum. "Neden beni aradın?" "Size numaramı kendi ellerimle verdim ama siz beni aramak istemediniz. Neden başsavcım? Yoksa babanız yüzünden mi?" Korkudan ve stresten vücudum daha fazla titremeye başladığında öfkeyle konuştum. "Neden beni aradın dedim sana!" Küçük bir kahkaha attı yeniden ve tok sesiyle konuştu. "Başsavcım o üç adamı ben öldürmedim. Öldüren kişi ya da kişiler sizin böyle düşünmenizi istemiş. Ama sizi temin ederim ki ben yapmadım. O üç adamı ben öldürmedim."
"Beni bunun için mi aradınız?
"Hem evet hem hayır… Ben sadece size suçsuz olduğumu söyleyip uyarmak istedim."
"Nereden bileceğim o cinayeti işleyenin senin olmadığını? Sen sonuçta suçlu bir adamsın."
Öfke dolu konuşmamla uzun bir süre sessizlik oluşurken Kuzgun Vladimir boğazını temizleyerek konuştu. "Başsavcım, sizin iyiliğiniz için uyarıyorum. Çekilin bu davadan. Yoksa…" Konuşmasına izin vermeden öfkeyle bağırdım. "Yoksa ne! Beni de mi öldürürsün Kuzgun Vladimir!" Küçük alaycı bir kahkaha attı ve ardından ürkütücü derecedeki bir öfkeyle konuştu. "Asla öldürmem!. Ama canınızı yakarım başsavcım. Çekilin yolumdan ve bu davayı bilir kişilere bırakın!"