Özel bölüm

390 42 6
                                    

İki bitkin beden yatağın kenarına çökmüş ve kafalarını birbirlerine dayamış bir şekilde oturuyordu. Nasıl göründükleri hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Tek bildikleri yıkılmış olduklarıydı.

Jungkook ve Jimin'in ikiz bebekleri olmuştu. Bir kız ve bir erkek. Wonyoung ve Jinyoung. İkisi için de ebeveyn olmak müthiş bir duyguydu. Tarif dahi edemiyorlardı içlerindeki mutluluğu. Mutlulardı evet...Ama tam anlamıyla canavarlara sahip olmasalardı daha mutlu olacaklarına eminlerdi. Bu sıralar yorgunluk harici hiçbir duyguyu hissedemez olmuşlardı.

Yaklaşık 8 aylık olan ikizleri birer kaos makineleriydi. Emeklemeyi öğrenmeleri dertleri üstüne dert katmıştı resmen. 10 saniye bile gözlerini üstlerinden ayıramıyorlardı. 1 saat boyunca onları uyutmaya çalışan ikili için ise sabır törpüsüydüler.

İkili, diğer soyluların yaptığı gibi bebeklerini bakıcılara bırakmak istememişlerdi. Çoğunlukla onlar ilgileniyor bütün ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Bu şekilde aralarındaki sevginin bebeklerine de geçeceğine inanıyorlardı. Gerçekten de öyle olduğunu hissediyorlardı. Bebekleri gün geçtikçe daha sevecen oluyordu.

Oturduğu yerden kalkan Jimin. Uyuyan meleklerine iç çekip baktı. "Böyle huysuz olan çocuklar büyüdüklerinde çok uysal oluyormuş." Diyerek bir söylentiden ibaret olan ve ümit ettiği şeyi eşiyle paylaştı.

Jungkook da yerinden kalkıp eşinin arkasından sarıldı ve başını omzuna koyarak uyuyan canavarlarına baktı. "Umarım bu doğrudur." İç çekerek tekrarladı. "Umarım..."

Gözlerini kapatarak kafasını arkasındaki bedenin omzuna yasladı Jimin. "Sıcacık bir banyo beni kendime getirebilir sanırım."

Alfa usulca onayladı onu. Omegası banyosunu yapana kadar o hazırlıklarını tamamlayabilirdi. Fırsat bu fırsattı.

Yüzünü eşine doğru çevirmiş olan Jimin, dudaklarını diğerine doğru uzattı. Hafif bir öpücük kondurup geri çekildi. Bitkin bakışlarının yerine ihtiraslı bakışları yer almıştı. "Bana katılmak ister misin?"

Yutkundu Jungkook. Bunu yapmamalıydı. Eşi nasıl böyle bir teklifte bulanabilirdi? Son kalan iradesiyle reddetmeye çalışmıştı alfa. "Benim biraz işim vardı aslında."

Duyduklarıyla kaşları çatılmıştı Jimin'in. Birlikte banyo yapma fikrini reddeden bir Jungkook...bu eşi olamazdı. O asla böyle bir cevap vermezdi. Bir şeyler vardı. Şüpheyle süzdü karşısındaki bedeni. "Neler oluyor?"

Yakalanmış mıydı? Hayır, yakalanamazdı. Uzun bir süre sonra ilk defa eşine sürpriz hazırlıyordu. Eline yüzüne bulaştıramazdı. "Sadece seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum. Bu yüzden bu işleri hemen halletmem gerek." Sıkıntıyla oflamamak için zor tuttu kendini. Jiminin bu makul yalanına inanması için dua etti.

Hafifçe tebbüssüm etti Jimin. Tekrar dudaklarını uzattı ve minik bir öpücük daha kondurdu. "Tamam o zaman, ben çıkana kadar hemen hallet."

Jungkook hızla başını sallayarak onayladı. Eşi gitmeden önce bir öpücük daha kondurup ayrıldı.

***

Hizmetçinin talimatıyla bahçeye inmişti Jimin. Orta yaşlı adamın söylediğine göre eşi onu acilen bahçede bekliyordu. Ama neden beklediğini söylememişti. Ve bu meraktan deli olmasına yetmişti. Hızla aşağı inip bahçeye doğru yöneldi.

Kaşlarını çatarak etrafa bakınırken eşini görmesiyle kaşları gevşemiş yüzüne büyük bir tebessüm almıştı.

Jungkook, yere serdiği örtünün üzerinde oturur vaziyette onu beklemekteydi. Geldiğini gördüğünde yavaşça yerinden kalkarak eşini karşıladı. Ufak bir reverans yaptı. "Hoşgeldiniz Lordum. Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir."

Bu oyuna karşı küçük bir kahkaha bıraktı Jimin. Hemen ifadesini düzelterek o da eşine uydu. "Teşekkür ederim Lordum. Gayet iyi geçti yolculuğum."

Jungkook kafasını sallayarak eliyle çimlerin üstünde kendisine ayrılmış olan bir minderi gösterdi. "Buyrun, sizinle oturarak beni şereflendirin."

"Tabii ki." Jimin hemen kendine ayrılmış alana yerleşti. Kurulan sofraya bakarken mümkünmüş gibi daha da tebessüm etti. Çeşit çeşit meyveler, çörekler ve böreklerden oluşan sofra şahane gözüküyordu. Ve bunu Jungkook'un ayarladığına emindi. Kimsenin yardım etmesine izin vermemişti muhtemelen.

"Uzun süredir birbirimize vakit ayıramadık bunun için çok özür dilerim." Diye söze başladı alfa. İfadesi çok mahçup duruyordu. "İşlerim yüzünden üstündeki sorumluluğu yeterince alamadığımın da farkındayım." Jungkook haftada 3 gün işi dolayısıyla dışarıda oluyordu ama Jimin sürekli bebekleriyleydi. Ne kadar bunaldığının farkındaydı ama bir türlü birbirlerine vakit ayıramamışlardı. "Böyle basit bir şeyle telafi edemem ama..." cümlesi Jimin tarafından yarıda kesilmişti.

"Jungkook." Dedi Jimin sevecen sesiyle. Uzanıp elini eşinin yanağına yasladı. "Sevgilim." Sesi bu sefer daha huzurlu geliyordu. "Sen çok iyi bir eş ve babasın bunu biliyorsun değil mi?"

"Öyle miyim?" Diye çekinerek sordu Jungkook. Bunu, onu övmesi için değil gerçekten böyle olduğunu duymak istediği için sormuştu. Bir nebze bile olsa Jimin'i üzdüğü ya da kırdığı düşüncesine katlanamıyordu.

"Tabii ki." Dedi Jimin. Sesi resmen ona hayran olduğunu haykırıyordu. İş için gidiyordu bazen evet ama ne kadar yorgun olursa olsun Jimin'e ve bebeklerine vakit ayırmayı biliyordu. Hatta böyle zamanların çoğunda Jungkook'u çocuklarının odasında uyuyakalmış bir biçimde buluyordu. Kendini yetersiz olarak gördüğünü bilmiyordu. Ben mi böyle hissettirdim acaba, diye düşünmeden edemedi. Eğer böyleyse kesinlikle bu yanlış anlamaya son vermeliydi. "Sana sahip olduğum için çok şansılıyım."

Gülümserek karşılık verdi alfa. Yanağındaki eli dudaklarına götürüp koklayak öptü. "Asıl ben sana sahip olduğum için çok şanslıyım. Sensiz bir hayat..." durdu. Bundan bahsetmek bile istemiyordu. Gri hayatına renk getirmişti Jimin. Onsuz bir hayatı düşünmeyi bırak aklından geçirmeye bile tahammül edemiyordu. Bu yüzden düşüncelerinden kurtulmak amacıyla kafasını hafifçe salladı."Seni çok seviyorum." Derken gülümseyebildiği kadar gülümsedi.

"Ben de seni çok seviyorum." Dedi Jimin. Binlerce kez seni seviyorum dercesine söylemişti bunu. Ve alfası istese bincelerce kez de hiç usanmadan söylebilirdi.

İki yıl sonra ne alaka diyosunuz biliyorum...haklısınız...ama dayanamadım napiyim.
Aslında ilk bitirdiğimde böyle bir özel bölüm yayınlamak istemiştim ama o anki yoğunluğumdan dolayı aklımdan çıkmıştı. Daha sonralarda ise üşendim... bize niye bu kadar açıklamaya yapıyosun diyor olabilirsiniz ama ben bi konuşmaya başlayınca beni başka durduraman guzum.
Neysee susuyorum ve anlayacağınız üzere bir bölüm daha gelecek ve onda ne olacağını tahmin edebilirsiniz bence 🔥
Bu arada bayramınızı enişten duygularımla kutlarım görüşürüüüzz

Brilliant - Jikook AboHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin