Carl Grimes

471 22 10
                                    

(geldi yine benimkinin bolumu🥰😘)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(geldi yine benimkinin bolumu🥰😘)

Buradaki ilk gecenizdi. Hapishane, karanlık, kasvetli ve korkutucuydu. Artı olarak annen yanında olmadan geçirdiğin ilk gecendi. Sizi buraya sokmaya çalışırken ölmüştü.

Sayınız oldukça fazlaydı ve yetişkinlerin temizlediği hücre bloğunda yeterli hücre yoktu. Bu seni Carl, Lori ve Rick ile bir hücrede kalmaya itti.

O tatlıydı, her zaman yanında kaldı, seni korumak için elinden gelenin en iyisini yaptı ve asla başarısız olmadı. Ayrıca ne zaman kendini kötü hissetsen seni güldürürdü. Yanında her zaman rahat hissedeceğini veya bir şeye ihtiyacın olursa konuşabileceğini bildiğin kişi oydu.

Gecenin bir yarısıydı. Hücrenin uzak duvarındaki küçük, parmaklıklı pencere dışarısının zifiri karanlık olduğunu gösteriyordu, dolunay ve gökyüzünü sadece hafifçe aydınlatan sonsuz sayıda yıldız dışında.

Uyuyamadın, her zaman yeni yerlerde uyumak için mücadele ettin. " Carl?" fısıldadım.  ''hâlâ uyanık mısın?'' sessizlik bozulmadı.

Bir an geçti ve onun derin uykuda olduğuna inandın, sonra bir sesin ''evett" diye fısıldadığını duydun.  "naber y/n?"

"Saat kaç?''

"gece yarısına yakın."  diye cevapladı. 

''Sen de uyuyamıyor musun?''demeden önce bir dakikalık sessizlik daha oldu.

"hayır'' diye yanıtladın.

"Aşağı gelip seninle konuşabilir miyim?'"  ''Elbette.'' Sesinden gülümsemesini duyabiliyordun.

Üst ranzadan aşağı atlarken kimsenin yere düştüğünü duymamasını umarak gülümsedin. Yatağının ucuna, ayaklarının yanına oturdun.

Yanındaki boşluğa hafifçe vurdu "hayır hadi yanıma uzanabilirsin. Ben ısırmam." kıkırdadı, senin içinyer açmak için hareket etti.

Gözlerine baktın, mavi gözleri karanlıkta bile olağanüstü parlak görünüyordu.  Karanlıkta hâlâ mükemmel olan yüzünün her santimine bakarken gülümsedin. İtiraf etmeliydin ki, çiftlikte berbat bir dönemden geçtiği zamanlar dışında ondan her zaman hoşlandın. Ona hep aşık oldun.

Bunu yaparken, ince ama güçlü kollarının beline dolandığını ve seni o küçücük yatakta mümkünse daha da yakınına çektiğini hissettin. Bu kadar yakın olmak gerçekten rahatlatıcıydı.

Gözlerini gözlerinden çekmeden konuştu. "hey y/n, sana bir şey sorabilir miyim?"

"Elbette Carl, her şeyi sorabilirsin."

Sıcak nefesini hissettiğinde ondan bir iç çekiş duydun, yüzünden sadece birkaç santim ötedeydi.

"Bak, sadece bir şey söyleyeceğim. Sen harika bir arkadaşsın, bu yüzden dediğim şeyle arkadaşlığımızı mahvetmeyeceğini söyle, lütfen bana bunun için söz verir misin?" yalvararak sordu.

"Seninle kolay kolay arkadaşlığımızı bozmam Carl" merakla başını salladın.

"Gerçekten tatlısın, komiksin ve beni her zaman güldürebilirsin. Gerçekten güzelsin  harikasın Kız arkadaşım olmak ister misin diye merak ediyordum?  Tabii eğer istemezsen anlarım."

Şok içinde ona baktın. Her zaman bu sözlerin onun dudaklarından çıktığını duymak istemiştin ama kendi hayal gücün dışında bunu yapabileceğini hiç düşünmemiştin.

Ellerini yanaklarına koydun
"Tabii ki Carl. Bunu sorduğunu hep duymak istemişimdir."  Dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurarak genişçe gülümsedin.

Geri çekildiğinizde ayakucuna uzandı ve babasının ona verdiği şerif şapkasını aldı ve senin başına düşürdü. Gözlerinin üzerine düştüğünde kıkırdadın.

Geri ittin ve yanağını öptün, sonra başını göğsüne yasladın, şapkayı yana ittin ve uzun süre sonra huzurla uykuya daldın.

TWD/ IMAGINE Where stories live. Discover now