Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
💕💕
(Var mi istek karakteri yayinliyim gece)
"Yani bu senin büyük sırrın mıydı?"diye sordun. Şimdiye kadar gördüğün en güzel çiçeklerle dolu ormana baktın. Çeşitli çiçeklerin yaprakları vardı, hepsi kendi benzersiz mavi ve kırmızı tonlarında parlıyordu.
Çayır hayat doluydu. gelişen ağaçlar ve nefes kesici çiçek açan tomurcuklar, hepsi mükemmeldi. Bu yüzden Glenn seni bu kadar kısa sürede buraya davet ettiğinde, fırsatı değerlendirdin. "şaşırdın mı?" diye sordu, kırmızı beyaz desenli bir battaniyenin üzerine oturarak.
Karpuzdan taze sıkılmış limonataya kadar çok çeşitli yiyecekler vardı. Bu küçük pikniği planlamak için harcanan tüm sıkı çalışmayı görebiliyordun. Sadece doğru yiyeceği toplamak için eyalette kilometrelerce uzaklaşmıştı. "Ben çok şaşırdım." Diyorsun, neden sadece bir saat önceden haber vererek buraya gelmeni istediğinden hâlâ emin değilsin.
Çizgili battaniyenin üzerine onun yanına oturdun. nefes kesen manzaraya hayran oldun, uzun zamandır böyle bir güzellik görmemiştin. Sadece bakışlarının sana sabitlendiğini görmek için ona baktın. "Ne, yüzümde bir şey mi var?" elini yüzüne götürerek sordun. kafasını salladı. "sadece muhteşem manzaraya hayran kalıyorum." dedi her zamanki şapşal gülümsemesiyle.
Onun garip yorumuna kıkırdadın. Sen ve Glenn bir süredir çıkıyorsunuz ve o daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştınız. Çoğu zaman daha mesafeli görünüyor ve ilgisini kaybettiğinden korkuyorsun. Sonra hiç yoktan gider ve bu romantik akşam yemeği randevusunu planladı.
"Hey, iyi misin? Aklında bir şeyler var gibi görünüyorsun?" diye sordun, onu neyin rahatsız ettiğini sana söyleyeceğini umarak. "Evet güzel." Glenn yanıtladı, ama bu sözler ağzından çıktığında endişeli görünüyordu. Bir şeylerin ters gittiğini hemen söyleyebilirdin. Glenn'in senin yanında en son bu kadar gergin olduğu zaman, onunla ilk tanıştığın zamandı.
İkiniz sessizce atıştırdınız ki bu ona hiç yakışmıyordu. Çoğunlukla sustu ve sen de öyle yaptın. Birkaç dakikada bir, arkasını dönmeden önce gözlerinin bir anlığına senin üzerinde olduğunu görürdün. "iyi olduğuna emin misin?" tekrar sordun, silah zoruyla tutuluyor gibiydi ve sana bu yemeği hazırlamaktan başka çaresi yoktu.
"Sana iyiyim dedim." dedi gülümseyerek. akşam uzadıkça yabancı görünüyordu. Ona açıkça sormak ve neyin yanlış olduğunu siana söylemesini talep etmek istedin ama yine de onu zorlamak istemedin. Bu yüzden orada oturup güneşin ufuktan inişini izlediniz.
Işıklar, gökyüzünde turuncu, kırmızı ve sarının sıcak çeşitlerini koruyordu. "Gün batımı harika değil mi?" diye sordun, nefes kesen renkleri daha iyi görebilmek için battaniyenin üzerine uzanarak. "evet kesinlikle öyle." yanına uzandı. Güneşe odaklanmış, çiçekli tepenin arkasında gözden kaybolmasını dikkatle izliyor gibiydi.
Güneş artık görünmediğinde konuştu. "hey uhm, sana sormak istediğim bir şey var." yüzünde bu gergin ifadeyle oturdu. Seninle arasını mı bozacaktı? Bu yüzden mi seni buraya getirip son bir veda olarak bu yemeği verdi?
Sadece düşünmek bile kalbini sızlattı. Elbette bazen her şey mükemmel değildi, ama her şeye rağmen ikinizin birbirinize karşı güçlü hisleriniz varmış gibi görünüyordu. Üzerinde beliren bir hüzün bulutuyla oturdun. Bu yüzden mi son birkaç haftadır bu kadar mesafeliydi?
"Benden ayrılıyor musun?" diye sordun, bakışlarını altındaki yeşil çimlere dikmişken gözlerine hüzün çöktü. "hayır-ne hayır, neden böyle düşündün?" Gözlerini bir umutla çimenlerde çekip sevgiline döndün.
"Aslında sana soracaktım..." arka cebine uzandı ve düz siyah bir kutu çıkardı. Kutu açıldı ve içinde şimdiye kadar gördüğün en güzel yüzük vardı. Elmas güneş ışınlarında parıldadı. "Benimle evlen." dedi yüzündeki o sevimli gülümsemeyle.
Bunca zaman kalbini kıracağını düşündün. Şimdi de sana hayallerinin yüzüğüyle evlenme teklif ediyordu. "Evet, evet seninle evleneceğim!" dedin, öne doğru eğilip dudaklarını onunkilerin üzerine koyarak. sonsuza kadar birlikte geçireceğinizi bilerek, sonsuza kadar onun yanında kalmak istediniz, yüreğiniz ısındı.
