Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
-
"Kıza kovuldun derken çok havalıydın!"
Arabada bulduğum bisküviyi tırtıklarken bininci kez Jungkook'un şirkette yaptığı şeyden bahsediyordum. Çok havalı değil miydi? Nasıl korumuştu ama beni.
Başta birazcık üzülmüştüm ama benim yerime müşteri olup şirkete milyonlar kaybettirebilirdi. Bu yüzden kovulması iyi olmuştu.
"Soobin de çok sevindi! İkisi dengelendi bence."
Başımı geriye yaslayıp Jungkook'a baktım. Yola konsantre olmuş şekilde yolu izliyordu. Konuşmaya ilk başladığımda beni ilgiyle dinleyip cevap veriyordu ama bir süre sonra susmuştu.
"Dinliyorum yavrum,söylediklerine aynı cevapları verdiğim için kızdın az önce. O yüzden bir şey demiyorum. "
Dudağımı ısırıp bana bakan gözlerine baktım. Karnımdaki elimi tutup öptükten sonra bırakmamıştı. Gülümseyip nefes verdim,tribim yarım kalmıştı.
"Sen de başka cevaplar ver o zaman."
"Özür dilerim hayatım."
"Tulumum nasıl sevgilim?"
"Çok güzel, bıcır bıcır."
Gözlerimi kapayıp başımı eğdim. Beni tatlı bulduğunda hep "bıcır bıcır" diyordu ama buna sadece susuyorum. Doğru dürüst utanmayan ben bundan utanıyorum.
.....
"İstemiyorum bebeğimizi görmeye gidelim,lütfen."
"Aşkım! Söz verdin."
Ellerimi koluna sarıp çekiştirdim. Jungkook'un randevuları için gelmiştik ama arabada verdiği sözü tutmayıp kaçmaya çalışıyordu. Hayır,gerçekten sıyrılmaya çalıştığına şahit oldum."
"İstemiyorum!"
"Üzme beni. Hadi bak uslu durursan çıkışta parka gideriz."
Anında çatılan kaşlarına kıkırdayıp doktorun odasının önüne getirip ayrılmadan önce sıkıca sarılıp boyumun yettiğince sırtını sıvazladım.
"Strese girme.Bizi düşün tamam mı? Ben bekliyorum seni burada."
