-KR- 1.Bölüm

110 22 3
                                    

Bu kitabı yazmak aklıma bir anda geldi. O sırada internetten çizim resimleri araştırıyordum ve bir anda böyle bir kitap yazasım geldi, umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar...

<3 <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3

Girdiğim şoktan kurtulmam 2,5 yılımı almıştı ama hala konuşmakta sıkıntılar çekiyordum. Bir kaç ay yetimhanede konuşmak üzerine eğitim aldıktan sonra 10 yaşıma basınca artık tamamen konuşabiliyordum.

Yetimhanedekiler bana acıyan gözlerle baktıkça sinirleniyor ve problem çıkartıyordum. Beni cezalandırıp 1 gün odamda bekletip dışarı çıkmama izin vermiyorlardı. Umurumda bile değildi, dışarıya çıkmak da istemiyordum zaten. İşime yarayan her şey buradaydı çünkü. Boya kalemlerim ve kağıtlarım vardı burada. Beni ben yapan şeylerdi bunlar. Beni tamamlayan şeyler.

Yetimhaneden çıkınca şövalyeler üzerindeki tuvallere yapacağım rengarenk resimlerin ve açacağım resim atölyesinin hayalini kurarak uyudum her gece.

><><><><><><><><><><><

18 yaşıma basar basmaz buradan çıktım ve İzmir'e gittim. İstanbul'dan ne kadar uzak olursam o kadar iyiydi. Bu şehir hayatımı mahvetmişti.

Yetimhaneden bana verilen parayla kendime küçük bir ev kiralamıştım ama anlaşılan bu para yetmeyecekti. Acilen iş bulmam ve kendimi dış dünyanın koşullarına alıştırmam gerekecekti.

Ertesi gün İzmir'de güzel bir Üniversiteye kaydımı yaptırmış ve kampüsünü gezmiştim. Gözlerime inanamamıştım kampüsü çok güzeldi. Burada okumak için sabırsızlanıyordum.

Aynı gün içinde elimdeki son parayla küçük evimdeki buzdolabını dolduracak lezzetli şeyler ve bol bol yeni kıyafet almıştım kendime. Yeni bir şehir, yeni bir hayat demekti. Her şeyi geride bırakmak çok zor hatta neredeyse imkansız gibi görünüyordu ama en azından denemek zorundayım. Hayatımda keşkelere yer kalmaması için.

><><><><><><><><><><><

Küçük evimdeki şirin yataktan güneşin gözüme tecavüz etmesiyle uyandım. Her ne kadar yeni bir hayat istesem de değişmesini istemediğim tek şey uykuydu. Çünkü uyku benim her şeyim.

Eee ne demiş ünlü üşenir; Yan gel yat!

Bu üşenir her kimse onu alnından öpmek istiyordum. Tabi eğer hayattaysa...

Yataktan kalkıp duşa girdim ve saçlarımı kremleyip hemencecik kot şort ve askılı badimi geçirdim üzerime. Hava sıcaktı ve bir an önce dışarı çıkıp gezmek istiyordum. İzmir'i çok sevmiştim nedense. Çok güzel bir şehirdi burası.

Kahvaltımı yaparken okumak ve iş ilanlarına bakmak adına gazete almak için daha önce köşede bir yerde görmüş olduğum küçük bakkala doğru ilerlemeye başladım.

Saçlarımı kurumaları için salık bırakmıştım ve şuan hafif nemliydiler. Belime kadar gelen açık kestane rengindeki saçlarımı tek omzuma attım ve güneşin bedenimi yakmasına izin vererek, güneşin tadını çıkartarak yürümeye devam ettim.

Hazır dışarı çıkmışken kendime bol bol boya ve tuval alsam iyi olacaktı. Ha unutmadan şövalye de almam gerekiyordu. Fırçaları saymıyordum bile.

Bakkala geldiğimde hemen gazetenin parasını ödeyip çıkmıştım. Resim malzemeleri her zaman önemlidir. Kolumun arasına sıkıştırdığım gazete ile karşı sokaktaki markete kadar yürümek zorundaydım. Bakkal hemen evimin olduğu sokaktaydı ama market evimin 2 sokak ilerisinde olduğu için benim gibi üşengeç bir insana tam anlamıyla bir işkence gibiydi bu mesafe. Neyseki alacağım resim malzemelerini düşünerek baya hırslanıp bi ara koşmuştum sanırım.

Kalbimin RengiWhere stories live. Discover now