48. Bölüm

2.9K 265 88
                                    

Yankı kuşum benim... Aşk böcüğüm ya

Durup dururken söyleyesim geldi bir nedeni yok jejdjeiwiwjsjdhd

İyi okumalar ❤️

<>

Batmak üzere olan güneşin direkt gözlerime vurmasıyla yüzümü buruştururarak gözlerimi araladım. Elimi zorlukla kaldırıp kıstığım gözlerimin önüne tuttum. Günün son ışıkları gözüme vurduğu için uyandığıma inanamayarak gözlerimi etrafta gezdirdim.

Tam karşımdaki koltukta annem uyuyordu. Dizinde uyuyan ise Batı'ydı.

Hastane odasındaydım. En son kriz geçirmiştim. Ondan öncesini düşünürken başımı sağıma çevirdim. Ve onu gördüm. Kriz geçirmeden önce gördüğüm son yüz onunkiydi. Yankı.

Sandalyede bacaklarını aralayarak oturmuş, kollarını göğsünde bağlamış, başını geriye atmış bir şekilde uyuyordu. Çatık kaşları ve göz altındaki morluklar onun uyurken oldukça masum görünmesine engel değildi. Saçları alnına dökülmüştü ve kıyafetleri buruşmuştu. Dudakları kurumuştu. Bu hali içimi parçalamıştı. Onu bu hale getirenin ben olduğunu bilmem ise içimi daha da parçalatmıştı.

Başım önüme düşerken dün söyledikleri geldi aklıma. Ne demişti o? Hastayım ulan ben.

'Senin için doktora gidiyorum.'

Anımsadığım şeyle içim paramparça olmuştu. Yankı'da bir haller olduğunu zaten biliyordum ama bu hiç aklıma gelmemişti. Psikolojik tedavi görüyordu. Kim bilir ne zamandan beri ve ne hastasıydı. Psikolojik olduğu kesindi. Çünkü, hastayım ben, derken işaret parmağıyla kafasına dokunmuştu.

Gözlerini araladığında, ayakta olduğumu ve gözlerimi üzerine dikmiş olduğumu görmüş ve yerinde dikleşmişti.

Sandalyeden kalkıp önümde diz çöktü hızlıca. "İyi misin? Doktor çağırayım mı? Ne zaman uyandın?"

Açıkçası Yankı'nın dünden sonra bir daha yüzüme bile bakmayacağını düşünmüştüm. Ama şu an ilgili bir şekilde sorularını sıralaması ona aval aval bakmama neden oluyordu.
Ve dün gece...

Ben kriz geçirirken sesini duymuştum. Yanımda olduğunu hissetmiştim.

Ona cevap vermediğim aklıma gelince başımı iki yana doğru salladım ağır ağır.

Yankı bir şey demek için yüzüme bakıyordu. Dudaklarını aralıyor ancak geri kapatıyordu. En son odaya giren bir doktor ile Toprak abiye bakıp sustu ve gözlerini ovuşturarak sandalyeye oturdu.

Kapının açılmasıyla annem irkilip uyanmıştı. Gözlerini açar açmaz bana baktığı için uyandığımı gördü ve yanıma adeta koştu. Batı da annem kalktığı için başı koltuğa düştüğünden uyandı. Olan biteni anlayana kadar annem başımı tutup göğsüne bastırmıştı.

"Canım kızım. Körpecik kuzum. Dağ ceylanım."

"Anne kızı rahat bırak bir. Krizin eşiğinden dönmüş zavallım." dedi Batı ve yanıma geldi. Onunla sadece gülümsemekle yetindik.

Toprak abi ise uyandığımı ve doğrulduğumu görünce gülümseyerek yanıma yürümeye başladı yanındaki genç doktor ile.

Elini omzuma koydu. Yüzünde gülümser bir ifade vardı. "Her gün beni görmeye gelmekten vazgeçmelisin."

Gülümsedim. "Seni görmeden günlerim geçmiyor."

Dedigime güldükten sonra yanındaki doktor yanıma yaklaştı.

AlmedaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin