KÇ-9

14 2 0
                                    

Amcamın evinden kaçalı yaklaşık iki hafta olmuştu. Tam tahmin ettiğim gibi kimse beni aramamıştı. Fakat bu beni aramıyorlar demek değildi. Yana yakıla beni arıyorlardı çünkü para hırsı onların gözünü bürümüştü. O payı benden almaya çalışacaklardı fakat ben de onu vermeyecektim. Tek dayanağım oydu çünkü.

Saat 11 civarı kalktığımızda kahvaltımızı hazırlayacakken Mert geldi. Elindeki börekleri havaya kaldırdı. "Kalkın lan, ziyafet var bugün." Tabi bu dediği hala koltukta uzanan Tuna'yaydı. Tuna kıymalı börek kokusunu alınca direkt kalkmıştı. Mira ve ben de masayı hazırlarken Mert de börekleri tabağa koyuyordu. Yemeğimizi hazırladığımızda hepimiz masaya geçtik. Yemeklerimizi yerken bir yandan da ilerisi için plan yapmaya çalışıyorduk. Yaptığımız planlarda illaki bir tutarsızlık oluyordu. Şimdiden kara kara düşünmeye başlamıştık. Tabi benim derdim sadece geçinmek de değildi. Bir süreliğine izimi kaybettirmek istiyordum ailemdekilere. Sonra karşılarına çıkıp abimle ayrılmamın intikamını almak istiyordum.

"Ben izimi kaybettirmek istiyorum. En azından bir süreliğine." Hepsi dönüp bana baktı. "Neden ki?"

Amcamların konuşmalarını ve planladıklarını anlatınca bana hak verdiler.

"Ama bunun çözümü bu değil ki."

"Ya, şimdilik uzaklaşmak istiyorum. Bulamasınlar beni."

Mert ellerini kütletti. "Aslında bir fikir var aklımda. Ne kadar işe yarayabilir bilemem ama."

"Nedir o?"

"Şu geçen sene çalıştığım kafelerden birinde Özgür diye bir çocuk vardı. Çocuk dediğime bakma bizden birkaç yaş büyük. Sahte kimlik işleriyle ilgileniyor. Tabi şuan adı nedir bilemem. Kendi de geçen sene sahte kimlikle çalışıyordu."

"Yani sahte kimlik mi çıkartacağım?"

Mert kafasıyla onayladı beni. "Şuan hala o işlerle ilgileniyor mu bilmiyorum ama bir arar sorarım. Birkaç kişi onun sayesinde iş bulmuştu büyük firmalarda."

"Yarın veya diğer gün görüşsek olur mu? Hem bir an önce bir işe girip çalışmamız da lazım."

"Bugün ararım verdiği numarayı. Ayarlarım bir görüşme."

Mert'i kafamla onayladım ve yine düşüncelerime daldım. Mert ve Tuna da gittikten sonra evimize güzel bir temizlik yaptık Mira'yla. Temizliği de yaptıktan sonra Mert'in getirdiği televizyonu ayarlamaya koyulduk. Onu da hallettikten sonra birkaç yaz dizisi izleyip erkenden uykuya daldık. Daha doğrusu Mira daldı. Ben hala Mert'le konuştuğumuz durumu düşünüyordum. Şuanlık tek tesellim buydu. Yaptığım pek parlak bir şey değildi fakat bunu şimdilik yapmak zorundaydım.

Tam uykuya dalacağım sırada telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj Mert'tendi.

"Aradım Özgür'ü. Yarın gelin görüşelim, dedi."

Mert'in mesajıyla az da olsa yüzüm gülmüştü. İçim rahat değildi fakat yine de denemeye değerdi. Gözlerimi kapatıp kendimi uyumaya zorladım.

Sabah uyanınca ilk işim Mert'e yazmak oldu. "Saat kaç gibi gideceğiz? Kusura bakma dün akşam da biraz temizliktir falan yorulduk, cevap veremedim."

Mert anında çevrimiçi oldu. "Akşamüstü gideriz. Biraz sokaklar tenhalaşsın."

"Tamam."

Dört gözle akşamüstünü bekliyordum. Bu işi direkt halledip rahatlamak istiyordum. Sonrasında rahatça dolaşacaktım sokaklarda. En azından bir süre.

Mert ile anlaştığımız saat gelince direkt hazırlanmaya koyuldum. Mert de evin önüne gelince aşağı indim. Aslında giydiğim şeyler abartılı şeyler olmamasına rağmen mahalledeki tüm herkesin bakışları bizim üzerimizdeydi. Bu ister istemez beni germişti.

KAYIP ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin