7..

166 19 36
                                    

Ölüm kadar kolay bir kaçış yolu var mıydı ki..?

Sonunda doğru düzgün bir uyku çeken 3 kişilik ev halkı bugün rahatça uyandı. Güneş parlarken eve ve insana enerji veriyordu sanki. Mitsuki bugünün güzel bir gün olacağına şimdiden inanmıştı bile. Erkenden kalktı ve hızlı adımlarla aşağıya indi Mitsuki.

Kahvaltı hazırlamak için önlüğünü giydi ve Katsukiye seslendi.

"Katsuki! Geç kalmayın, İzu-chanı da uyandır!"

Katsukinin sert ve kasvetli adımları merdivenden inerken bile hissediliyordu, yeni uyanan Katsuki normalde olandan daha fazla korkunçtu. Bu bir gerçek.. Aşağıya vardığında derince esneyip gevşeyen Katsuki bahçe kapısından çıktı ve yerde ezilmiş olan sigarayı alıp cebine attı. Annesi bilmiyordu, bilmemeliydi. Ardındansa tekrar merdivenlerden çıktı, ilerlerken bile mutfaktan annesinin doğrama ve tabak çanak sesleri geliyordu. Bu biraz da olsa huzurlu hissetiriyordu.

Katsuki, banyoya gitti. Elini yüzünü yıkadı ve daha da ayıldı. Sonra ise tekrardan merdivenlerden aşağıya indi ve mutfağa annesinin yanına gitti.

"Cadı, yapacak bir şey var mı?"

Annesi şaşkınlık ile oğluna baktı elinde bıçakla bir şey doğramayı kestiğinde.

"Oyy benim oğluşum büyümüş de annesine yardım mı edecek~!"

Annesinin şirin olma çabalarını görünce ise cevaplamadan ayrıldı yanından.

"KATSUKİ! YARDIM EDECEKTİN!"

Tekrar esneyen Katsuki yavaş ve umursamaz bir tavırda cevapladı.

"Artık istemiyoru~m!"

Annesi daha fazla bağırmak istemediği için uzun bir soluk verdi ve gerçeği kabullendi, sonra tekrar seslendi.

"Öyle olsun!"

Fakat domatez doğramaya devam ederken birden aklına bir şey gelen Mitsuki tekrar Katsukiye seslendi.

"Ah! Unutuyordum.. Katsuki! İzukuya bakabilir misin? Çoktan uyanmış olması gerekirdi!"

Tekrar üst kata çıkmış çantasını hazırlayan Katsuki bir an annesine kulak verdi ve kaşlarını çattı. İzukunun ismini duymak bile onu sinirlendirmişti. Cevap vermeden çantasını hazırlamaya devam etti, kenara bıraktığı bir kaç kitabı daha koydu ve formasını yatağına serdi. Her ne kadar kaba saba sinirli biri olsada düzenliydi ve bunu seviyordu.

İşini bitirdikten sonra merdivenlerden indi ve hemen merdivenlerin arkasında olan oturma odasına, daha çok bölgesi çünkü tam olarak bir oda da değil, ilerledi. İzukunun uyuduğu koltuğa gitti.

"Oi, İnek. Kalk."

Karşılık alamadı. Tekrar seslenmektense üzerindeki örtüyü savurdu ve durdu.

Örtünün altında kimse yoktu.

Donup kalan Katsuki birden paniklemeye başladı. Banyoya gitmişti, annesinin odasında olamazdı. Çalışma odası ve salon kilitliydi, mutfak ve kendi odası da değildi. Evet, bir süre sonra anladı. İzuku gitmişti.

Hâlâ elinde, havada tuttuğu örtüyü sıktı. Dişlerini de sıkarken örtüyü sert bir şekilde öbür koltuğa fırlatıp kendini İzukunun oturduğu koltuğa attı. Bir dizi stresten yukarı aşağı titrerken elleri başında yere bakarken düşünüyordu. Sonra kafasını biraz kaldırınca ise bir not fark etti.

"Sabah erkenden okula gittim."

Eğer bu notu başka bir insan okusaydı, buradaki tehditi görmezdi hatta bu ona çok normal geldiği için umursamazdı bile. Ama bu Katsuki için hiç normal değildi. Sabah erken saatlerde sınıflar kilitlidir, cafeteryayı açacak insanlar öğle arasında gelir.. Kilidi açık olan tek yer...

One Week   -BakuDeku-Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora