49

3K 195 52
                                    


Şarkı: Estas Tonne/ Spirit of Time

Şarkıyı başlarken açabilirsiniz. Bölüm boyu devam edecek.

Bu bölüm Aytaç karekteri için yazılmıştır. Diğerlerini bekleyenler okumadan geçebilirler 🥰🥰🥰

Yazar'dan;

ZAMANIN RUHU

'Bir kelime kararını, bir duygu hayatını, bir insan seni değiştirebilir.' Konfüçyüs

Ruhsuz Prens & Yeşil Erik

Aytaç rehabilitasyon merkezinde kalacağı odaya girdiğinde boş yatağın yanında örtüyü kafasına çekmiş bir beden görünce arkasındaki hemşireye döndü.
"Ekrem abi tek kişilik oda yok muydu?"

Elindeki dosyaya bakan orta yaşlı hemşire başını iki yana sallayarak "Hepsi dolu, bu aralar sık geliyorlar rehabilitasyona" dedi.

Aytaç oflayarak yatacağı yatağa gidip elindeki yastığı ve örtüyü yatağa bıraktı. Sırt çantasını yere koyup odanın içine bakındı.

"Saat beşte grup terapisi var. Saat sekizde de akşam yemeği saati. Atölyelerde açık istersen yerleştikten sonra aşağı inersin. Zaten biliyorsun düzeni" diyen adama başını salladı.

"Sağolasın abi, biliyorum."

Adam baş selamı verip giderken Aytaç o görmese de selamına karşılık verip örtüyü yatağa geçirmeye başladı.

İki kişilik odanın pencerelerinde ki kırılmaz camları gördüğünde hıhlayarak işini yapmaya devam etti. En son buraya altı ay önce gelmişti ve kriz geçirdiği sırada kaçıp gitmişti. Fakat bu defa belki de diğer seferlerde de olduğu gibi kaçmamaya söz vermişti kendine. Onu bu hayatta tutacak bir sebep olmasa bile değişmek istiyordu ve arınmak. Tamamen temizlenmiş bir şekilde kardeşlerinin yanına dönmek ve onlara yaşadıklarını anlatmak istiyordu. Gururlu bir şekilde ben başardım demek için yeniden deneyecekti.

Yan tarafındaki yatakta yatan beden kıpırdanınca yastığı koyduğu sırada göz ucuyla baktı ama yatan kişi örtüyü başına daha da çekip uyumaya devam etti.

Aytaç dudaklarını büzerek yatağa uzandı ve ellerini başının altına koyup tavanı izlemeye başladı. Kesik kesik hatırladığı sahnelerde Yakup'un ona hayal kırıklığı ile bakışı gözünün önüne gelince gözlerini sıkıca kapatıp yüzünü buruşturdu.

Yatakta sağına soluna dönse de uyuyamayınca yataktan kalkıp odanın kapısını açıp çıktı. Alt katın merdivenlerinden inip sağındaki odadan gelen konuşma seslerini takip etti. Beş altı kişinin televizyon izlerken sohbet ettiğini görünce kapıdan uzaklaşıp koridordan dış kapıya doğru yürüdü.

Rehabilitasyon merkezinin bahçesindeki kamelyalara doğru yürüyüp oturaklardan birine oturdu. Pantolunun cebindeki sigarayı çıkarıp bir dalı dudaklarının arasına yerleştirdi. Çakmağıyla ucunu tutuşturup derin bir nefes çekti. Sonra parmaklarının arasına yerleştirip sigaraya bakarak güldü.

"Mora terapi* sende de işe yarar umarım" deyip omuz silkelerek bir nefes daha çekti.

(Mora Terapi/ Biorezonans: Vücuttaki toksinleri el ve ayak parmaklarına takılan elektrotlarla uygulanan elektromanyetik tedavi uygulaması.)

Başını kaldırıp binanın pencerelerine bakarken odalardan birinin camında gördüğü bedenle kaşlarını çattı. Binanın ön tarafındaki odalarda kaldığı için muhtemelen odasındaki kişiydi. Bir kaç saniye sonra gördüğü beden uzaklaşınca burun kıvırdı.

Mahalle Abisi - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin