KAN BAĞI

29 4 0
                                    

İyi günler sevgili okuyucum. Kahramanımız biraz üzgün bakalım geçecek mi?. Hadi okumaya başlayalım.

《■》

Aslında artık bütün bu ayinlere alışmıştım. Geçenleri denediğim ışık büyüsünü anımsadım. Bana çok iyi hissettirmişti. Daha önce hissetmediğim bir duyguydu. Güçlüydü. İçimde bir yerden dışarı doğru akan bir kaynak vardı. Ben sadece onu yönlendirmiştim. Adalar Kralığındaki toplantı da yönlendirdiğim gücün beni bu kadar yorması o anki enerjimin hepsini oraya yöneltmemdi. O gün yorgun düşmüştüm ama şuan aynı şeyi yapsam o kadar yorgun düşeceğimi sanmıyorum. En fazla biraz duraksatır diye düşünüyorum. İçimde bulunan güç kaynağının büyüklüğünü o zaman anladım ve daha da fazlaydı. Giyinirken dalgın dalgın düşündüm bütün bunları. Kan bağıyla bağlanmak için hazırlıklar yapılmıştı. Benim ise uygun şekilde giyinmem gerekiyordu.

Aynadaki görüntüm hoşuma gitmişti

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Aynadaki görüntüm hoşuma gitmişti. Elbisemin üzerine siyah şifon bir pelerin giydim. Ayın tamamlanana kadar üzerimde olacaktı. Saçımı arkadan dağınık bir topuz yapmıştım. Pelerinin baş kısmını da kafama örttüm. Hafif bir makyaj yapmıştım. Son dokunuş olarak kırmızı rujumu sürecektim ki kapım çalındı. Gir dedim.
Liam: sizi almam için Haketa gönderdi azize.
Alera: peki bay Liam. İşim bitti zaten.
Aynadan göz göze geldik. Sonra gözlerini indirdi. Rujumu sürüp kapıya doğru ilerledim. Ben çıktıktan sonra çıkıp kapıyı kapattı.
Alera: lütfen yolu gösterin.
Başıyla bir hareket yaptıktan sonra ilerledi. O önde ben arkasında ilerledik.
Liam: azizenin hitap cümlesi beni gururlandırdı ama bana sürekli böyle hitap etme inceliğiyle kendini yormamalı.
Alera: incelik değil bu. Sizin hissetmenizi istediğiniz mesafe.
Durdu. Hala önüne bakıyordu. Ben durmadım ve ilerledim. Arkamda kalarak beni takip ediyordu.
Liam: dün eğer sizi incitecek bir şey söylediysem beni bağışlayın.
Alera: dünle ilgili hatırlamam gereken herşeyi hatırlıyorum. Var ettiğiniz mesafeden size sesleniyorum sadece.
Liam: soğuk bir sesleniş.
Durdum. O da durdu. Arkamı döndüm. Yüzüne baktım. Göz göze geldik.
Alera: Daha soğuk şeyler var Bay Liam. Yalnızlık ya da terk edilmişlik. Bu bir seslenişten daha soğuk. Umarım tatmazsınız.
Yürümeye devam ettim. Canım sıkılmıştı. Konuyu değiştirmek istedim.
Liam: umarım beni bağışlasınız. Ben bana biçilen alan kapsamında hareket etmekle yükümlü bir görevliyim. Siz ise en tepedesiniz.
Alera: suçu kendimde arıyorum. Her neyse olan oldu. Roseline nerde.
Liam; haketayla kralın yanına gittiler. Sizi bekliyorlar.
Alera: peki. Lütfen artık yolu gösterin.
Tekrar önüme geçti ve ilerledik. Daha fazla konuşmadık. Bizi bekledikleri kralın huzuruna gelmiştik. İçeri girdim ve selam verdim.
Alera: Kralım. Kraliçe. Prenses. Beklettiğim için bağışlayın. Dün yorucu bir gündü.
Kral yanıma yelip ellerimi tuttu: azizenin dinlemesi yeterli.
Liam 'a kaydı gözlerim istemsizce. Yüzü gerilmiş haldeydi. Eli de belinde bulunan kılıcın üzerinde. Daha fazla gerginlik yaratmadan ellerimi nazikçe çektim.
Alera: çok incesiniz kralım.
Kral: hazırsak Slorin mağarasına gidip bağı bağlayalım.
Haketa: evt kralım. Yumurta da burada.
Kral Başıyla onaylar bir hareket yapıp hareketlendi. Ardından Kraliçe ve prenses de. Biz de arkalarındaydık. Şatodan birlikte çıktık. En arkamızda bir dizi sivri kulaklı Elf askerleriyle. Burda herkes açık giyiniyordu galiba. Köyün içinden geçtik ve ormanlık alana girdik. Biraz ilerledikten sonra önümüze girişi yeşil yosunlarla kaplı bir mağara karşımıza çıktı. Mağaranın iki yanında 6 tane Elf bizi bekliyordu.
Kral: bunlar bilgilerimiz. Ayinini onlar gerçekleştirecek.
Hafif eğilerek selam verdiler. Bende onlara aynı şekilde selam verdim. Kral mağaraya girdi biz de peşinden içeri girdik. Mağaranın girişi meşalelerle aydınlatılmış ışıklı kristaller ve sarkıtlarla dolu bir mağaraydı. Mağarada ilerledikten sonra biri bir manzara karşıladı.

Üç Elf kadın heykeli suyun üzerimde yükselmişti

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Üç Elf kadın heykeli suyun üzerimde yükselmişti. Etrafında başka bir heykeller de vardı. Kral bir mum yakıp suya bıraktı. Ardından kraliçe ve prenses.
Kral: bunlar Kadim Kahin, Kadim Şifacı ve Kadim ruh. Bunlar bizlere öncülük edip bizleri bir araya toplayan uğrunda ölmemizin gerektiği halkı bana ve aileme asırlar önce emanet eden önderlerimizdir. Kan bağı büyüsü de onlardan bize kalan bir sadakat öğretisidir. Azize alera mağaraya gelerek onları onurlandırdı.
Alera: Kadim önderlerinize sonsuz saygı duyarım kralım.
Kral: minnettarız. Cennetten dünyaya gönderildikten sonra ona benzeyenlere kucak açan bu üç büyük Kadim sizler gibi asıl cennet topraklarına aittirler. Sizde Onlar gibi asil ve kadimsiniz.
Alera: tanrının herkes için biçtiği bir kılıf varır kralım. Ben o yolda sizlerin kadimleri gibi herkes için elimden geleni yapacağım.
Kral: bu yolda size yardımcı olması için ejderhanızla Kan bağınızı bağlayalım artık. Yumurtayı yerleştirin.
Yumurta üç heykelin tam ortasına yerleşti. Görevli 6 Elf gölün kenarına gelerek diz çöktüler. Ellerini burun hizasında birleştirip eski dilde birşeyler söylemeye başladılar. Su aşıldamaya ve artmaya başladı. Yumurta tamamen Gözden kaybolup suyun altında kalmıştı. Bir süre öyle kaldıktan sonra su yavaş yavaş çekilmeye başladı. Eski haline geldi. Biraz sonra Yumurta hareketlendi. Biraz kıpırdandıktan sonra çatladı. Küçük beyaz bir yavruydu. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Elflerden biri ejderhayı kucağına alıp yanıma getirdi. Diğeri elinde bir kase ve bir hançerle yanıma yaklaştı ve " izninizle azize. Kanınıza ihtiyacımız var." Elinden hançeri alıp elime bir kesik attım. Elimi yumruk şeklinde sıkarak kaseye kanımı akıttım. Ardından görevli kaseye kutsal saydıkları gölün suyundan ekledi ve yavru ejderhama içirmeye başladı. Onların hareketlerini izliyordum. Yanımda birini hissedince ona döndüm. Liamdı. Elinde bir mendille yanımdaydı.
Liam: kutsal kanınız yere akmamalı azize.
Elimi ona uzattım ve mendille bağladı. Sonra yüzüme bakmadan yerine geri gitti. Ejderhama döndüm tekrar. Kasedeki kanlı suyu tamamen içmişti. Elf büyücüleri ejderhayı bana uzattılar. Kucağıma aldım. Etrafımda çember oluşturdular. Ellerinden bir ışık hüzmesi çıkıp ejderhama doluyordu. Kalbimde bir sıcaklık hissediyordum. Sanki tanıdık bir his. Ejderham bana bakıyordu. Göz göze geldiğimizde içimde hissettiğim o his sanki tanıdık biriymiş gibiydi. Ayını bitirdiklerinde selam verip yerlerine geçtiler.
Kral: Kadim azizenin Kadim ejderhası çok yaşasın. Kan bağıyla bağlandınız artık. Ejderhanızı besleyebilirsiniz.
Haketa; minnettarız kralım.
Kral: görevimizdi müdire. Bunun şerefine bir kutlama hazırladık buyrun saraya dönelim. Azize ejderhanızı besleyip asıl formuna çıkarabilirsiniz.
Alera: anladım kralım.
Birlikte mağaradan dışarı çıktık. Liam elinde bir et parçasıyla yanıma geldi.
Liam: azize kendi eliyle ejderhasını beslemeli. Asıl formu ortaya çıkacaktır.
Elindeki eti aldım ve ejderhama ulaşmak için çömeldim. Elimdeki eti ona uzattım. Eti alıp yemeye başladı. Küçük olmasına rağmen uçmaya başladı. Benim etrafımda bir kere döndükten sonra gökyüzüne doğru yöneldi. Birden bedeni büyümeye başladı. Büyüdü Büyüdü ve kocam bir beyaz ejderhaya dönüştü. Ejderha biraz gökyüzünde uçtuktan sonra geri döndü ve yere indi. İner inmez eğilip selam verdi. Yanına işerledim ve yüzüne elimi koydum. Artık benim ejderhamdı.

Haketa: azize ejderhasını bir isimle onurlandırmalı

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Haketa: azize ejderhasını bir isimle onurlandırmalı.
Biraz düşündüm. İçime sadece bir isim doğuyordu
Alera:"Esther"
Haketa: azize ilk yaşam ismini ejderhaya layık gördü. Muhteşem seçim.
Ejderhamın da bu ismi kabul ettiğini hissettim.

ALERA RENYA: Cennet MührüМесто, где живут истории. Откройте их для себя