Yakamoz | Yarı Texting

kırk üç

Medya: Dolu Kadehi Ters Tut•Islansın

Yarabbim bu nasıl bir sıcak ölüyorum... eridim resmen😔

•••

Bugün kaptanlık seçimi olacaktı ama olumsuz hava koşullarından dolayı ertelenmişti, kaldığımız kamp yerinde kapalı spor salonu yoktu, sabah şiddetli yağmur başladığı içinde antrenmanlar iptal olmuştu.

Kızlarla odamızda otururken çöp kovamızın poşetini bağlayıp yeni poşet takmıştım, geriye kalan çöpüde atmak için bahçenin arka tarafına inmiştim.

Ben tam içeri girdiğimde yağmur şiddetini arttırmıştı odamıza gitmek için merdivenlerden çıkarken bir yandan cama bakıyordum.

Camdan baktığımda gördüğüm manzara, şiddetli yağmurun altında açık basketbol sahasında basketbol oynayan Utku, Egemen, Umut, Koray, Çağlar ve Emir'di.

Bunlar bu yağmurda kafayı mı yemişti? Üşüteceklerdi maç öncesi.

Şimşeğin çakmasıyla odaya hışımla girmiştim, tabii Ece ve Eylül çığlık atmıştı çünkü cidden biraz hızlı girmiştim...

Ece "Yuh Sare! Yemin ederim üç harflik geldi sandım!" Dedi.

Eylül ve Ece uno oynarken Asya'da kitap okuyordu.

Asya yağmurlu serin havadan alabileceği maksimum verimi alıyordu vallahi.

Dolabımı açıp yağmurluğumu aldığımda kamp çadırında kalmadığımız için dua etmiştim hava cidden bugün çok kötüydü, ikinci şimşek çaktığında camdan baktım. Sadece Utku kalmıştı.

Anıl'ımı deli mi dürtmüştü? En basiti bir şimşek düşse çarpılacaktı.

Kızlar uno oynamaya devam ederken odadan çıktım, uno oynamayı bende çok seviyordum ama içimden bir canavar çıkıyordu resmen bilinmeyen yüzüm çıkıyordu.

Yağmurun şiddeti artarken yağmurluğun şapkasını kafama geçirdim. 

Yurttan çıktığımda koşarak basket sahasına gittim ayaklarım kayıp düşmesin diye ayrı bir çaba sarfederken deli sevgilimin yanına gelmiştim. Beni gördüğünde şaşırmıştı ama söylenmeye çoktan başlamıştım.

"Utku sen deli misin? Ne yapıyorsun burda ya! Ya kafana şimşek çakarsa! Üşütüp hasta olacaksın havayı görmüyor musun! Utku Cidde-." Dememe kalmadan dudaklarını dudağımın üstünde hissetmemle sözümü kesmişti.

Geri çekildiğimde "Motorun soğusun kızım." Diyerek gülmüştü.

"Hiç gülme! Kızgınım sana, kendine dikkat etmiyorsun haftaya maçınız var şimdi hasta olup iyileşsen bile direncin düşecek!" Dediğimde bana baktı "Senin ne işin var! Üşüyeceksin Sare gir hadi sen içeri."