-

624 69 55
                                    

Bu fici okurken dinleyebileceginiz şarkılar (ben dinlerkeb yazdım)
The loser
Young
Fallen down

______________________________________
Bu gün yine onun için sıradan bir gündü. Bir tilki olarak hayatı o kadar da heyecanlı geçmeyen nikolai Gogol.

Beyaz kocaman, pofuduk bir kuyruğa sahipti. Kulakları ise beyaz saçları arasında kayboluyordu. Çok güzel bir tilkiydi nikolai. Kuyruğunun ucunda hafif pembemsi bir lekesi vardı. Bu ise onu tatlı göstermekten başka bir şey yapmıyordu.
Bugün ise buz mavisi uzun bir kimono giymiş karlı ormanda yürüyüşe çıkmıştı. Soğuk havayı seviyordu, karı seviyordu çünkü yere uzaninca ayni bir kar topuna benziyordu.

Kendinden başka tilkilerin var olup olmadığını neredeyse her gün düşünüyordu. Bir arkadaşı olmasını istiyordu ama yinede korkuyordu. Kendiside bilmiyordu ne istediğini. Bildiği tek şey vardı oda özgür olmak istediğiydi.

Ormanda her gün gittiği nehire gitti. Nehir beklediği üzere buz tutmuştu. Kenara oturup etrafı izlemeye başladı beyaz tilki. Belki sıkıcı bir hayatı vardı ama yinede seviyordu. Oturduğu yere uzandı ve gözlerini yumdu. Kar tanelerinin yüzüne düştüğünü hissediyordu.

Çok değil sadece 5 dakika sonra gelen sesle irkilip gözlerini açtı. Her hangi bir hayvansa tabiki uykusuna devam edebilirdi. Çünkü nikolai ormandaki hayvanlarla iyi anlaşırdı. O hayvanları severdi, hayvanlarda onu.

Yalnızca bu bir hayvanın ayak sesine benzemiyordu. Kulakları iyi duyuyordu ve sesleri ayırt etmekte iyiydi bu yüzden hızlıca doğrulup etrafına bakındı.

Kimse yok

O an aklına bir insan olabileceği geldi. İnsanları sevdiği söylenemezdi. Onlar etrafa zarar veren ve canlıları öldüren yaratıklardı. En azından nikolainin şimdiden gördüğü insanlar öyleydi.

Hemen kalkıp ilerideki bir ağacın arkasına saklandı ve etrafı izlemeye başladı. Sesin kaynağını biraz aradıktan sonra nehirin biraz ilerisinden geldiğini gördü.
Evet yanilmamıştı bir insan burdaydı.

Siyah omzuna gelen saçları ve neredeyse beyaza yakın bir teni vardı. Uzun siyah bir kimono giyiyordu ve başında da bir şapka vardı. Bir şey arıyora benziyordu. Nikolai kaşlarını hafif çatıp ağacın tepesine tırmandı ve onu ordan izlemeye başladı. Neden izlediğini kendi de bilmiyordu. Beyni ordan uzaklaşmasını söylese de onu orda tutan bir şeyler vardı sanki.

Onu dakikalarca izledi ama sonunda insan gözden kayboldu. Artık nehir güvenli değil miydi? İnsanlar daha önce buraya gelmezlerdi bunun nedeni ise nehirin lanetli olduğuna inanırlardı. Aslında nehir lanetli falan değildi. Sadece geçmiş yıllarda nikolai yanlışlıkla bir insana yakalanmıştı ve oda onu bir "canavar" olarak çevreye yaymıştı. O günden beri nehirde bir canavar olduğu söylentisi yayıldı ve gidenlerin lanetli olduğu savunulmuştu. Nikolai için sorun yoktu sadece bu güzel nehir insanlardan arınmıştı.

İç çekerek ağaçtan indi ve ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladı. Küçükken yanında başka bir tilkinin olduğunu hayal meyal hatırlıyordu. Bu nedenle ise başka tilkilerin olduğunu düşünüyordu. Tilkilerin yeteneğinin olduğunu söylerdi o tilki nikolaiye. Bunu düşünürken somurttu.

"Eğer tilkilerin yeteneği varsa benim neden yok.."

Belkide sadece beyninin olduğunu düşündüğü şeydi bu. Belkide asla başka bir tilki olmamıştı.

Önüne düşen örgüsünü tek eliyle okşarken duraksadı ve sarkıtlardaki yansımasına baktı. Belkide artık yalnızlığı sevmiyordu. Diğer farklı renk gözüne baktı. Yeşil ve sarıydı gözleri. Birisi gecenin karanlığında parlıyordu, bunu hissedebiliyordu. Yinede fazla düşünmeden ilerlemeye devam etti ve uyuyabileceği sakin bir ağaç buldu.

Fallendown | FyolaiKde žijí příběhy. Začni objevovat