-

279 52 70
                                    

Sabahın erken saatlerinde nikolai hızlıca hazırlandı ve çiçekli kimonusunu giydi, ardından kulübedeki Sepeti alıp nehir kıyısına yürümeye başladı.

"Fedya umarım bunları beğenir. Dün çok uğraştım.."

Nehir kenarına geldiğinde etraf yine sessizdi. Yalnızca kuş cıvıltıları vardı ve güneş ışığı ağaçların arasından hafif bir şekilde sızıyordu.

Nehir artık buzlarını eritmisti. Fyodor gelene kadar sepetteki tüm meyveleri teker teker yıkamaya karar verdi.

Onları bitirse bile fyodor hala ortalıklarda yoktu.

İç çekip onu beklemeye devam etti.

Bekledi
Bekledi ve bekledi

Tam yavaştan umudunu kaybetmeye başladığı sırada gelen ayak sesleriyle gözleri parladı.

Gelen kişi içini kıpır kıpır yapan biricik dostu fyodordu.

"Hoşgeldin fedya! Özledim seni."

Nikolai hızlıca yerinden kalktı ve ona sarılma düşüncesiyle hareket etti. Yalnız bilmediği bir şey vardı.

"Yaklaşma kolya."

"Uh.. fedya senin için dün bir sürü meyve topladım. Hadi gel birlikte yiyelim."

Fyodor sustu.
Ne bir cevap verdi ne de bir eylemde bulunmuştu.

"Gelmiyor musun?"

"Yemek istemiyorum."

Nikolai soran gözlerle durup ona baktı. Arkada kuyruğu yavaş yavaş sallanıyordu. İçinde bilmediği bir his vardı. Tarif edemiyordu ama sanki.. sanki ona acı veriyordu.

"O zamann... Senin istediğin bir şey yapalım"

"Benim istediğim şey... Hey, nikolai? Kaç kişiyi öldürdün söylesene? Masum kadınları? Masum çocukları? Kaç kişiyi öldürdün?"

Fyodor başını öne eğdi ve eliyle kimonosunu sımsıkı tuttu. O anda sanki o cümleleri o değilde bedenini ele geçiren canavar söylüyormuş gibi kabul etmek istiyordu nikolai.

"Ben... Kimseyi öldürmedim fedya. Neden..? Neden bana böyle şeyler diyorsun. Hadi gel lütfen, oturalım güzelce konuşalım."

Nikolainin bunları derken fark etmese bile sesi titriyordu. İçindeki acı her saniye daha da büyüyordu sanki.

"İstemiyorum"

Orada duran sadece ikisi değildi. Başından beri bir adam, onların konuşmalarını dinliyor ve onları izliyordu.

Annenin intikamını almalısın fyodor

Son kalan tilki

Annenin intikamini al

Annemin intikamını almalıyım

Fyodor kimonosunun geniş kolundan çıkardığı hançeri kabzasindan çıkardı ve nikolainin gözlerinin içine iyice baktı. Fyodorda şu an herhangi bir duygu belirtisi görünmüyordu.

"Fedya sen-"

"Kes sesini nikolai! Sizin... Sizin yüzünüzden benim tanıdığım insanlar acı çektiler. Sizin lanetiniz yüzünden.. ama şimdi onları kurtaracak kişi ben olmalıyım."

Nikolai o an dayanamadığını hissediyordu. Beyaza yakın teninden Akan göz yaşı yere damladı. Güvendiği kişinin kana susamışlığını hissedebiliyordu. Dur demek istiyordu ona. Orada öylece dikilmekten başka bir şey yapmak istiyordu. Onu mutlu eden fyodoru istiyordu.

"İstediğim neyse onu yapabileceğimizi söylemiştin değil mi? O zaman lütfen benim için ölebilir misin nikolai?"

Fyodor hızlıca tilkinin üzerine atladı ve onu yere düşürerek üzerine çıktı. Hançeri boynuna tutmuştu ki nikolai onun bileğinden kavramıştı.
Tilkinin iki gözünden de yaşlar çimenlere akıyordu. Diyeceği şeyler boğazında düğümleniyordu sanki.

"Ben.. ben sadece... Yalnız ölmek istememiştim."

"BU YÜZDEN Mİ O KADAR İNSANİ ÖLDÜRDÜNÜZ?"

"Ben kimseyi öldürmedim."

Nikolai hayata olan inancını tamamen yitirmişti. O sadece mutlu olmak istemişti. Üzerindeki kişi hayatı boyunca hayran olabileceği kişiydi. Her dakika her saniye mutlu olabileceği biriydi. Şu an ölmesini istiyorsa tüm bunların ne anlamı kalacaktı ki?

"Fyodor.. umarım bir gün tekrar karşılarız. Umarım ben seni bulmayı başarırım. Eğer bu olursa... Tekrar arkadaş olalım olur mu? Çünkü ben bunu çok isterim."

Fyodorun duyduklarıyla vücudu hareket etmeyi reddetmişti. Şu an ondan nefret etmesi, onu öldürmeye çalışması gereken kişi onunla tekrar arkadaş olmayı istiyordu.

"Nikolai"

Tilki kavradığı eli serbest bıraktı ve hançerin boynuna saplanmasına izin verdi. O anda sanki ormandaki tüm sesler kesilmiş gibi hissediyordu siyah saçlı. Kafasını güçlükle kaldırdığında kanın sıçradığı yere baktı.

Nikolainin onun için topladığı, nehirde yıkadığı meyveler şimdi onun kanıyla kaplıydı.

Babası ise ağaçların arkadaşından alkışlayarak çıktı oğlunu.

"Aferin oğlum. Seninle gurur duyuyorum. Böylelikle herkesin intikamını ve acısını dindirmiş oldun."




Fallendown | FyolaiWhere stories live. Discover now