2. Bölüm:çatı katı

1.5K 68 21
                                    

SELAMMMM

YENİ BÖLÜM

ASLINDA KİTABI BERDEl'i BİTİRDİKTEN SONRA ATACAKTIM AMA ZATEN AZ KALDI

YULDIZI OARLATMAYI UNUTMAYIN⭐️

SİZİ SEVİYORUM

"Ders ne biliyor musun?" Araf'ın konuşması ile ona döndüm "be-beden." Anladığına dair birşeyler söyledikten sonra kapalı spor salonuna gitmek için ayaklandım. Ama öncesinde okulumuzla bize ait dolapların olduğu yöne doğru ilerledim. Ben kendi dolabımın olduğu yöne giderken Araf'ta kendi dolabının olduğu yöne ilerledi o yeni geldiği için dolabı biraz daha uzak taraflarda kalıyordu. İçinden spor için eşofman takımlarımı alıp kapıyı kapatmak için geri çekildiğimde pat diye örtülen kapak ile irkildim.

Korkmuştum küçüklüğümden beri yüksek seslerden korkardım. Çok yüksek bir ses olmasa bile korkmuştum. Etraftaki bazı kişilerin bakışları bize dönerken benim gözlerim dolmaya, çenem titremeye başlamıştı bile. Adının Cenk olduğunu bildiğim çocuk yakamdan tutup kendine doğru çektiğinde korkudan altıma salacaktım. "Sen mi çaldın lan!" Benden ses çıkmayınca daha sıkı tuttu yakamı "söylesene lan sen mi çaldın!" Elimi yumruk yapmış havaya kaldıran adam ile neye uğradığımı şaşırmıştım ki aniden kendime geldim. "B-be-ben bi-bir-şey ç-ç-çalma-dım" hiçbir suçum veya zararım olmamasına rağmen şu an dayak yiyecektim adam yakamı biraz daha sert kavramış ve yumruk yaptığı elini birazdan gözüme indirecekti hızla gözlerimi kapatım korku ile gelecek yumruğu beklemeye başladım.

Ben inecek yumruğu beklerken karşı taraftan acı bir inleme gelmesi ile kendimi yerde bulmam bir oldu. Şoku atlatıp gözlerimi adının Cenk olduğunu bildiğim çocuğa çevirdim. Üzerinde Araf çocuğun yakasını kavramış yumrukluyordu. Cenk'in yüzü kanla kaplanmıştı bile.

Bu dehşet verici görüntülere bakmak istemiyordum. Ama, ama Araf kendinden geçmiş gibiydi  çocuğu öldüresiye dövüyordu. "A-a-Araf, d-dur." Kolundan tutuğum adamı çekiştirmeye çalışıyordum sanki işe yarayacakmış gibi. "A-Araf" sesim titriyordu kendime hakim olamayıp gözümden bir yaş süzüldüğünde Araf kendine gelmiş gibi hızla bana döndü. "Sen, sen iyimisin? Birşeyin yok değilmi?" Benim bir şeyim yoktu ama o,
"a-Araf, e-e-elin k-ka-kanı-yor." Geri zekalı ne diye kavga etmişti ki adamla. "B-bi  d-da-kika" elinden tutup onuda sürüklerken koşarak okul revirine girdik. Küçük kapalı kuyuyu alıp tekrar Araf'ın yanına ilerledim.

***

"N-ne d-d-diye k-k-kav-ga e-de-yor-sun ki!"
Ben eline krem sürerken sinirle konuştum. Ne diye girmişti ki kavgaya. "Sen farkındamısın Ege çocuk sana vuracaktı!" Neden her seferin güçsüz gibi gözüm doluyor. "E-en f-f-azla i-iki y-y-yum-ruk a-a-Atar-dı" bu sefer şiddetle ayağa kalktıve bana baktı. "EGE SEN NE DEDİĞİNİ FARKINDA MISIN? O ÇOCUK SENİ TEK YUMRUĞU İLE YERLE BİR EDERDİ BENİ DÜŞÜNECEĞİNE KENDİNİ DÜŞÜN TEK ELİ İLE GÖKYÜZÜNE ÇIKARTIYORDU SENİ!" Hayır şu an olmaz ağlayamam, hayır ağlamamam gerek, SAÇMALAMA EGE

gözümden bir damla yaş düştü. Aptalca ağladığım için kendimi tam bir ezik gibi hissediyorum Araf ne yaptığını algılamış şimdi gözlerinin içinde bi endişe vardı. "Ö-özür dilerim Ege bağırmak istememiştim çok özür dilerim." Ne yapacağını bilemez halde bana bakması dahada sinirimi bozuyordu bana acısın istemiyorum. Elimle dolan gözlerimi ovaladım. "N-neyse, H-hadi der-se g-g-geç
k-kal-acağız." Ben arkama dönüp kapıya ilerlemiştim ki bileğimden tutulan el ile bakışlarımı arkama çevirdim. "Dersin yarısı bitti zaten gitmeye değmez." Ders bitiminde sınıfa girip tüm öğrencilerin sana bakması, hayır bundan hiç hoşlanmadım gitmeğe gerek yoktu. Omuz silktim ve Araf'ın yanındaki boş sandalyeye oturdum.

"Sıkılmadın mı Ege?" Yerdeki bakışlarımı ona çevirdim. Soru soran gözlerle baktım ona "ne-neyden?" Gözlerini sabır dilercesine kapattı ve oyurduğu koltukta biraz dikleşti.

  "Geldiğimden beri sana yakın davranmaya çalışıyorum ama sen görmüyorsun hep kısa acevaplar verip beni geçiştiriyorsun , bak açık olacağım seni sevdim iyi çocuksun seni anlayabiliyorum, ben değil ama ablam eskiden kekemeydi ne yaşadığını az çok biliyorum," derin bi nefes aldı ve tepkimi ölçmek istercesine gözlerime baktı. "Ama sana yapılan çok fazla.."  derin bi nefes verip bu sefer ben konuştum "t-tek seb-sebebi bu d-değil." Ona güvenmek istiyordum, ve güvenecektim. "G-gel."

"Çatı katına çıkmamız uygun mu sence?" Birşey demeden merdivenleri çıkmaya devam ettim. Kapının önüne geldiğimizde demir kapıyı aparatını ittirerek açtım. Kapıdan girdikten sonra arkamdan gelen bedeni bekleyip kapıyı kapattım. Az ilerideki duvarın sinine çöktüğümde hiç umursamadan sökmesi oldukça hoşuma gitmişti çünkü yer fazla tozluydu ama o bunu umursamadan oturdu. Her neyse Ege saçmalama

Beklentili gözlerle bana baktığında nerden başlasam diye düşünüyordum, en iyisi en baştan anlatmak. Fısıldayarak daha akıcı konuştuğumdan fısıldayarak konuştum. Bu konuşmanın bir an önce bitmesi lazımdı.

"En iyisi en baştan anlatmak, babam alkolikti hergün içer içer sonra annemi döverdi.." beynimin en ücra köşesindeki anılar tekrar yeryüzüne çıktığında gözlerim dolmaya başladı.

"Annemle sürekli kavga ederlerdi zaten. Akşam döver sabah özür dilerdi. Bi gün hiç yapmadığı bir şey yaptı. A-anneme s-si-silah ç-ç-çekti..." Böyle tekrar dışından söyleyince o anları tekrar yaşıyormuşum gibi hissettirdi o silah sesini tekrar tekrar duydum kafamın içinde bununla eş zamanlı olarak dökülen göz yaşlarımdan bahsetmiyorum..

O sırada ağladığımı görmüş olan Araf yüzümü elleri arasına almış  baş parmaklarıyla yanaklarımdaki yaşı siliyordu.  "şşş, tamam geçti anlatmak istemiyorsan anlatmak zorunda değilsin." Ben aklıma dolan o iğrenç anılar ile daha şiddetli ağlarken artık nefes
alamıyordum, sanırım atak geçiriyordum. Araf ise başımı göğsüne yaslamış bir kolu ile beni sarmış bir kolu ile saçlarımı okşayıp beni yarıştıracak şeyler söylüyordu. Ben biraz daha iyi olduğumda bir süre yanımdan ayrıldı ve yaklaşık beş dakika sonra elinde bir şişe su ile geri döndü. Kapağını açtığı şişeyi ağzıma doğru götürdü ve küçük yudumlar almamı sağladı.

"Daha iyi misin?" Endişeli ses tonuyla sorduğu soruya gülümsemek istedim ama bu ortamda fazla garip kaçacağı için kendimi tuttum ve kafamı salladım. "Hadi gel, bişeyler yiyelim ders bitmiş, öğle arası." Kafamı salladım boynum ağrıdı kafamı sallamaktan.

"S-sandviç yapmıştım ç-ç-çıkmadan, y-yer-misin?" Biraz durduktan sonra sorduğum sorunun saçmalığını anlayıp soruyu değiştirdim. "K-kan-time g-gi-gidelim mi?" Bu sefer yüzüne kocaman bi gülümseme kondurmuştu saçlarımı karıştırıp "çok tatlısın." Dediğinde tüm kan yanağıma toplandı. "Hadi yaptığın sandviçleri yiyelim çok acıktım." Diyip oturduğu yerden kalktı ve elini uzattı. İlk başta biraz tereddüt etsemde daha sonra aklıma gelen şeyle kocaman gülümsedim.

Güvenmiştim bir kere şimdi neden tereddüt ediyorum ki deyip elini tuttum. Beni kendine çekerek kaldırdığında teşekkür ettim ve yerden dolayı götümde oluşan tozu elinle süpürdüm. O'da aynı işlemi kendine yaptığında önden gidip kapıyı açtığında kahkaha atmak istedim.

Ege ile beraber bende kekeme oldum bide alışmışım bi zaman sonra Araf'ın cümlelerinide kekeleyerek yazmışım. Ldkdkdkdkmd

Visâl/20.08.23

KEKEME (BxB)Where stories live. Discover now