16. Bölüm: Davetsiz misafir

177 15 25
                                    

Kalbim sıkıştı. Nefes alamadığımı hissettim. O üzerime geldikçe ben sırtımı dayandığım duvara daha çok yapıştım. Ellerim zangır zangır titriyor bacaklarımda derman bulamıyordum. Birden kapının açılmasıyla bakışlarım o yöne döndü. "A-a-Aysu!" İçeri girip beni kendine çekti.

Odaya adımımı attığım an ise gözyaşlarımı tutamadım. Ayaklarım titriyor nefes alamıyordum. Nefes almaya çalıştığım her an daha kötü oluyordum. Sanki, sanki kalbimi biri eline alıp sıkıyormuş gibi hissediyordum.
Aysu'nun yardımıyla yatağa oturup yine, Aysu'nun yardımıyla su içtim.

Odaya dalan iki kişi ile gözlerim oraya gitti. Babam ve evlendiği kadın. Babam başladı söze "Ege sen ne yaptığını sanıyorsun!?" Bu soruyu sorması gereken kişi ben değildim. "B-b-ben, b-b-bi-bir- şey y-y-yap-yapmadım!" Aysu babamın dediklerini kaşları çatık dinliyordu. "O-o b-b-bana d-d-do-doku-" suratıma yediğim tokat ile başım yana savuran kadına baktım. gözlerimden akan yaşa engel olamadım.

Zoruma gidiyordu. Yediğim tokat değildi zoruma giden. Babamın hiçbir şey dememesiydi. "N'yapıyorsunuz siz ya!" Öz ablam bile olmayan bi insanın beni onlardan daha çok zoruma gidiyordu.

"Sen ne yapıyorsun anne? Gelin içeride oğluna bağırıp döveceğin yerde gelip suçu olmayan bi çocuğa vurabiliyorsun! Bu çocuk kaç defa tacizin, tecavüzün eşiğinden döndü haberin var mı!? Senin oğlun tarafından!"

"Bu ayartmıştır oğlumu!" Artık bu benim içinde son noktaydı. "S-s-sen b-bu K-K-kadına b-bi-bir şey d-de-demedin ya, a-a-artık b-b-babam d-d-değilsin!" O adamın hiçbir şey demeyip sessiz kalması benim için her şeyi bitirmişti. "Ne sen benim babamsın, nede ben senin oğlunum bu saatten sonra. Ne ölüne, Ne ölüme" Diye mırıldandım. İçimdeki kırıklığı atamıyordum.

Ben arkama bakmadan kapıyı çarpıp çıkarken arkamdan gelen Aysu'yu görmezden gelirken o bana yetişmişti. "Nereye gideceğini söyle bari!"
Sakinleşmem gerekiyordu ama yapamıyordum. "H-H-H-ha-hava a-a-almam g-g-g-ge-gerekiyor."

"Yanında gelmemi ister misin?" İki yana salladım kafamı. "B-b-bu gün bakayım b-başımın ç-ça-çaresine, y-y-y-ya-yarın b-b-ba-bakarız."

Nereye gittiğimi bilmiyorum, Ne yaptığımı. Sadece yürüyorum. Bi ara durup nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Arafların evinin oradaki park. Aslında şu an onu görmek istiyordum. Saate baktım. Saat 01:27 idi. Muhtemelen uyuyordu. Parkın iç kısmındaki banka oturdum. Daha iyiydim fakat eve gitmek istemiyordum. Yine o şerefsizi görmek istemiyordum.

Aklıma dolan anılar yine ağlamama sebebiyet verirken telefonuma gelen bildirimle gözlerimi sildim.

Araf!

Sanırım hissedebiliyordu.

🤍

Uyudun mu?

Hayır

N'yapıyorsun peki?

Oturuyorum bankta

Bankta??

Sizin evin çaprazındaki parktayım.

Geliyorum

Teşekkür ederim

Yaklaşık 3 dakika sonra Demir kapıdan çıkan Araf'ı gördüm. Koşarak parka doğru gelmeye başladı. Yakınlaştığı zaman oturduğum banktan kalktım. Kollarının arasına aldı bedenimi. Saçlarıma kokulu öpücükler kondururken ben ellerimi beline sıkı sıkı sarmış boynuna sokulmuştum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 06 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KEKEME (BxB)Where stories live. Discover now