3. Bölüm:Öğle yemeği

974 55 15
                                    


SELAMMMMMM

NABER?

YILDIZI PARLATMAYI UNUTMAYINNNN 🌟

SİZİ SEVİYORUM 😽

HADİ ÖPTÜMM



Ben merdivenlerden sakince inerken benim tersime merdivenlerden arkasından atlılar kovalıyormuş gibi inen ve benide peşinden sürükleyen Araf yüzünden neredeyse düşecektim.

Sınıfa girip ona kapıda beklemesini söyledim. Sorana ilerleyip çantamın içindeki kabı alıp kapıya çıktım.

"Hoşgeldin, hadi gidelim." Ben önden ilerlerken hızla koluma girmiş beni çekeliyordu. "Y-ya-yavaş dü-dü-düşeceğim."
Dediğimle yavaşlamış yanımdan yürüyordu. Bu hareketi içimi ısıtmıştı, neden bilmem mutlu olmuştum.

"T-teşekkür e-ede-rim" yaptığım sandviçlerden birini ona verip diğerini kendim yedim. Şu an öylece otuyorduk ve aklıma geçirdiğim küçük çaplı ağlama krizimde beni sakinleştirdiği için teşekkür etmediğim geldi. O neye teşekkür ettiğimi anlamamış olacak ki kaşlarını çatıp suratıma bakmıştı, komik duruyordu. "Ne için?" Araf'ın sözleri, kendimi bi rüyadan su dökülerek gibi hissetmeme sebeb oldu. "Ç-ça-çatıda-" kolunu omzuma atıp beni kendine çekti 

"Teşekkür etmene gerek yok.. üzgündün, az çok biliyorum nasıl birşey olduğunu, seninki kadar acıklı olmasada benimde babam öldü geçen sene.."

sesindeki o durgun ifade boğazımda bi yumru oluşmasına sebeb oldu, ya da ben hep neşeli gördüğüm için bana garip gelmişti. Bu garip havayı dağıtmak istediğimden ayağa kalkıp aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

"Ha-hadi gel ç-ç-çatıya çı-çıkalım." Kahve gözleri bana dönmüş gözlerimin içine bakıyordu. Elimi uzattım. İlk defa benden bi teklif duyduğu için şaşırmış olsa gerek bi süre öylece baktı, daha sonra uzattığım elimi tuttu elleri sıcacıktı.

Aynı çatıda aynı duvarın önüne tünemiştik. Burayı seviyordum sessiz, sakin oluyordu. "Baban, şu an evli mi?" Derin bi nefes verdim kafamı salladım onaylar anlamdan. "Ü-üvey a-an-nem, a-abim, a-ab-lam var." Başını salladı. "S-sen, b-ba-babanın ö-ö-öldüğünü söy-lemiştin?" Kafasını bana çevirdi. "Babam öldü, annem, hayatta ve evli değil, ablam, şu an Amasya'da," aklına yeni bir şey gelmiş gibi bana baktı. "Ablam birkaç güne dönecek, onunla tanışmak istermisin?" Çok istekli sormuştu ve açıkçası reddetmek istemiyorum.

"B-bil-mem." Gülümsedi. "Bu sözünü evet olarak algılıyorum. Kendimi tutamadım güldüğümde bakışları gülüşüme gitti. "Telefonun varmı?" Kafamı onaylar anlamda aşağı-yukarı salladım.

Cebinden telefonunu çıkarttı ve bana uzattı. Bunun bi diğer anlamı telefon numaranı gir demekti. Düğmesine basıp açtığım telefonun ekranını yukarı kaydırdım. Şifre yoktu. Rehber kısmından telefonumu girip bi kere çaldırdım. Telefonu ona verip cebimden telefonumu çıkarttım.

Onu telefonuma kaydettikten sonra telefonumu tekrar cebine koydum.

Öğle teneffüsü bitene kadar öylece oturduk.

Zil çaldığında aşağı beraber indik bizi birlikte görmeye alışamayan daha doğrusu onun gibi birini benim yanımda görmeye alışamayan gözler bizi bulduğunda umursamadan yerime oturdum. "Ya bu son saatlere matematik koymasınlar yA!" Araf'ın stem dolu sesine gülmeden edemedim. Onun bakışları gülüşüme giderken ben hala gülüyordum. 

Ders boyunca parmaklarımla oynamıştı her ne kadar rahatsız etsede ona bunu söylememiştim. Bu kısa zamanda öğrendiğim şeylerden biri tam bi temas bağımlısıydı.

Ders bittiğinde hala oynadığı parmaklarıma baktım.

Çıkış saat'i geldiğinde Araf ile dışarı çıktık. "Ne tarafa gidiyorsun?" Gülüşan ile gidecektik. "G-Gülüşan g-g-gelecek." Gülüşan dediğim an kaşları çatılmış bana bakıyordu. Gülüşan geldiğinde kaşları dahada çatıldı olayları anlamaya çalışıyordum. Ona öldürücü bakışlar atarken ne olduğunu anlayamıyordum. "N-n-neler o-oluyor" Gülüşan bana bakıp "bilmiyorum, Neyse hadi geç kalacağız." Deyip koluma girdi. Beni çekiştirip götürmeye çalışırken Araf bileğimi tuttu. "Orospu!" Nasıl konuşuyordu o?! Hemde benim arkadaşımla. Beni tutup çekiştirmeye başladı. Biraz ilerledikten sonra onu durdurdum.  "N-ne saç-saçmalıyorsun sen?!"

  "A-anlatıcak mısın?" Derin bi nefes verip "sonra" dedi beni ters bi yöne götürüyor du. "Babana mesaj at merak etmesin.  Dediğini yaptım. Ona gurup ödevi için arkadaşımla çalışacağımı yazdım direkt kabul etti zaten.
"P-proje ö-ö-devi için de-dedim."

"A-anlatacak mısın a-artık?" Birşey demeden ilerlemeye devam etti. Biraz sonra bir evin önünde durduk. "E-evine g-g-gele-ceğimizi s-söylemedin!" Araf beni dinlemeden kapıyı çaldı. Vücudumu gerginlik kaplarken kapıyı orta yaşlarda genç ve güzel bi kadın açtı. İlk başta ne olduğunu anlamasada sonra "hoşgeldiniz çocuklar." Dedi. "H-hoş-bulduk" sesimdeki gerginlik her şekilde anlaşılırken kadın "Sen şu meşhur Ege'sin." Deyip sıkıca sarıldı. "Geçin içeri çocuklar." Bi dakika meşhur Ege derken.

İçeri geçmiş oturuyorduk. Gergin olduğum her halimden belli olurken. "A-artık A-nlatacak mısın?" Dedim. "Bekle" dedi sadece.
"A-annenin a-adı ne?
"Aslı." Kafamla onayladım. Kadın yanımıza geldi. "Tekrar hoş geldin yavrum." Dedi kadın. "H-hoş b-buldum." Şu an Araf'a çok sinirliydim. Bari evine geleceğimizi söyleseydi.

"Oyy, yavrum gel böyle" dedi yanını patpatlayarak. Oturduğum tekli koltuktan kalkıp kadının yanına oturduğumda kadın kocaman sarıldı hala dipdibeydik kadın saçlarımla oynamaya başladığında içimde garip bir Özlem duygusu belirdi. Annemi özledim.. bu kadın bana annemi hatırlatıyor, annem gibi kokuyor. Hatırladığım anılarla gözlerim dolarken kadın hızla kafamı kendine çevirdi. "Oy kuzum ne oldu sana, niye ağladın yavrum. Yanlış bişey mi yaptım." Kadın telaşla konuştuğunda kendimi çok mahçup hissettim.

"H-hayır e-ef-endim. Ü-üzgünüm b-b-bana
a-annemi H-ha-hatırlattınız." Gözümden düşen bi damla yaşı kadın kendi elleriyle silerken Araf arkadan bana sarıldı. "Bende senin annenim yavrum, hatta kendi annenin yerini tutamam ama sende anne de bana..."

Visâl/24.08.23

Mükemmel bir yerde kestim. Kdkkdmdo
Aslı> kitaptaki tüm karakterler

KEKEME (BxB)Where stories live. Discover now