8.Bölüm

101 50 4
                                    

*Tık tık tık*

Kapı sesi. Lara sesin geldiğinin farkında ancak o kadar yorgun ki vücudu uyumaya devam ediyor, cevap vermeye bile tenezzül edemiyor.

*Tık tık tık*

Kapı arkasından konuşmalar geliyor ancak Lara'nın vücudu zıbarmaya devam etmeye kararlı;

"Bu ne biçim uyumak, bir şey söyle öldün mü?"

"Öldüyse nasıl cevap verecek mq soruya bak."

"3'e kadar sayıyorum yoksa kapıyı açacağım."

Lara cevap verecekken 3'e kadar sayacağım deyip saymayan Chris, içeri daldı. Mike oyuncak kurbağaya sarılmış, uzun tişörtte bacakları çıplak uzanan Lara'yı görünce aniden arkasına döndü. Onun tepkisinin tamamen tersi olarak Chris, kapıdan sırıtarak kıza bakmaya devam ediyordu.

Mike sordu;

"Küçüklük kurbağamla mı uyuyorsun?"

Chris gururla gülümsedi;

"Tişortüm yakışmış, kedi kadın."

Mike sırıtan Chris'i kolundan tutup sertçe arkasına döndürdü. Kapıyı kapattı. Lara kızardı, bütün aceleyle üstüne battaniyeyi çekti;

"Uyuyorum ya en azından zıbarırken salsanıza beni!"

Chris güldü;

"Al daha ilk günden baydın kızı Mike."

Vurma sesi geldi. Chris az önce darbe aldığı omuzunu ovarak kısa acılı 'ah' inlemesinden hemen sonra sessiz bir küfür savurdu. Bir şey olmamış gibi konuşmasına devam etti;

"Neyse, Lara itiraz ve bahane duymak istemiyorum, seni gezdireceğime söz vermiştim. Harika bir yere götüreceğim seni, kalk."

Lara ofladı. İtiraz edecekken burnuna güzel yemek kokuları geldi. Bu da bildiğimiz üzere dayanamayıp kalkmasına sebep olacak bir faktördü;

"N'olur, aşağıdan pişmiş yumurtalı ekmek kokusu geliyor demeyin bana."

"Ta kendisi. Mis gibi taze yumurtalı hem de. Yerken öyle zevk aldım ki! Ağzımda dağılan o harika parçalar..."

"Biraz daha bu şekilde reklam yapmaya devam edersen yumurtalı ekmeğe halleniyorsun zannedeceğim." diye homurdandı Mike.

Lara kıkırdadı, üstünü değiştirdi, kapıyı açtı;

Hemen önünde kapıya yaslı iki genç duruyordu. Heh şimdi bil bakalım hangisi hangisi? 'Birisinin saçı daha uzundu da hangisiydi?' diye düşündü genç kız. Şu an erkeklere trollenmek istemediği için ikisine de hitaben bir şey demedi.

"Bakıyorum da yemeği duyunca beklediğimden daha hızlı hazırlandın." dedi saçı diğerine göre hafif uzun olan.

Diğeri kaşlarını kaldırdı;

"Köfte yüzünden dün ağzıma s*çıldığını hatırlıyorum."

'Heh tamam, hafif saçı uzun olan Chris'ti doğru.' diye rahatladı içinden genç kız ve erkeklere gözlerini devirdi;

"Çok konuşmayın, açım."

Chris sordu;

"Bu kadar yemek hayranı olup nasıl zayıf kalabiliyorsun?"

"Yemek yemeyi severim ama bu hayvan gibi yediğim anlamına gelmiyor. Ayıpsın."

Genç gülümsedi;

"Şaka yapıyorum. Ben de yemeye bayılıyorum."

İkizler ArasındaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora