beşinci bölüm

3.8K 162 12
                                    

Yekta Bey: Selam.

Yekta Bey: Abinize ulaşabildiniz mi Asena hanım?

Yekta Bey: Anneniz nasıl oldu?

🐺: Hayır Yekta Bey.

🐺: Hâlâ ulaşamadık ve annem de en son konuştuğumuzda nasılsa şimdi de öyle. Hergün hastaneye gidiyoruz.

🐺: Abimi görürseniz ona ne kadar bencil olduğunu söylediğimi iletir misiniz? Madem karakoldaymış keşke bir şekilde haber vermeyi deneseydi.

Yekta Bey: Üzgünüm komutanıma böyle bir şey iletemem :p

Yekta Bey: İşler önemli olduğu için ulaşamadı demiştim.

Yekta Bey: Hiçbirimiz buraya yatıya gelmedik sonuçta. Sandığınız kadar basit değil yani.

🐺: Doğru ama karakolun içindeyken haber vermek çok da zor değildir belki.

Yekta Bey: İnanın bana burada birçok şey olması gerekenden çok daha fazla zor olabiliyor.

🐺: Peki. Her neyse sorduğunuz için teşekkür ederim. İyi günler.

Yekta Bey: Size de.

*görüldü*

Yekta sohbetten çıkınca bahçeye çıkmıştı. Bir sigara yaksa fena olmaz diye düşünüyordu. Selimler bugün görevden geliyordu, hatta tam şu an yolda olduğu bilgisi gelmişti. Zaiat yoktu, sadece son dakika hafif yaralı bir asker olduğu bilgisi gelmişti.

Sigarası bitince biraz etrafı seyredip arkasını döndü. İçeri girecekken kulağına askeri araçların toprakta çıkardığı ses geldiğinde olduğu yerde geriye döndü. Arkadaşlarını görmek ona çok iyi gelmişti.

Aradan kırk elli dakika geçtikten sonra Yekta, Selim'in yanına gitti. Kardeşine hâlâ ulaşmamış olduğunu düşünüp haber vermek istemişti. En son binbaşının olduğu odaya girdiğini görmüştü ve hâlâ oradan çıkmadığını biliyordu. Ama binbaşı odada yoktu. Açık olan kapıyı tıklatıp beklemeye başladı.

"Gir." komutunu duyunca içeriye girip selam durdu. Kendisine verilen ikinci bir izinden sonra da komutanının karşısına oturmuştu.

"Komutanım kardeşiniz size ulaşamamış neredeyse iki haftadır haber almaya çalışıyor ama göreve gittiğinizi söylemedim, belki döndüğünüzde siz başka bir şey söylemek istersiniz diye düşündüm." dediğinde Selim kaşlarını çatmıştı.

"Kardeşim?" dedi tek kaşını havaya kaldırarak.

"Bilmiyorum komutanım, nasıl oldu anlamadım ama benim telefonumdan daha önce onu aradığınızı söyledi. Sizin hattınız sanıp mesaj atmış."

"Tamam Yekta sağolasın. Hallederim ben şimdi." dedi yorgun sesiyle.

"Komutanım, izniniz olursa bir şey sorabilir miyim? Eğer yanlış anlamayacaksanız yani."

Selim bunu da başıyla onayladığında Yekta söze girdi.

"Komutanım siz bordobereli değil misiniz? Yani benim timimin başına neden sizi seçtiler ya da şu soru daha doğru olacaktır böyle önemli bir göreve neden benim timim seçildi?"

"Ortalık çok karıştı Yekta. Durum sanılandan daha kötü, ülkenin dört bir yanından canlı bomba ihbarı gelmeye başladı. Çoğu asılsız çıkmış, yani gider ayak tehdit ediliyoruz. Şerefsizler saldırıları fazlalaştırmaya başladı. Öncü birlik olarak saldıkları acemi, hiçbir şey yapmıyorlar. Konuşmayı bile bilmeyen adamlarla savaşıyoruz amına koyayım. Amaçları bizi oyalamak." dedikten sonra biraz duraksadı Selim.

"Öncü birlikler bilgisiz, acemi ama sonradan saldıkları öyle değil. İyi besliyorlar orospu çocuklarını, bizde bile bulunmayan birkaç silah bulduk leşlerin arasında. Birde beslendikleri yerden normalde olan sayıdan çok daha fazla eğitimli adam temin etmeye başlamışlar, kaç yıldır planlıyorlarsa artık her şey üst üste bindi. Bunlar sadece ipin ucu, anlatamayacağım kadar çok şey oluyor. Bunlarla birlikte hem iç işleri hem dış işleri çok karıştı." dedikten sonra önündeki pet şişeden birkaç yudum su aldı.

"Görevden gelince buraya uğruyoruz genelde. Biz görev bitimi buraya uğradık, zaten üç gün sonra da acil görev emri geldi, en yakın bizdik. Karakolda kimse kalmamış, en iyisi de sizin timinizmiş. Sen de yaralanmışsın, mecburen böyle oldu." dediğinde Yekta'da başı ile onaylayıp cevap verdi.

"Anladım komutanım, sağolun."

"Asena'yı bir arar mısın kardeşim? Benim telefon kapandı konuşayım bir." dedi Selim önündeki kağıtları imzalarken.

Yekta'da bir şey demeden telefonunu eline aldı. Tam numaranın üstüne basıp genç kızı arayacakken üstündeki kurt simgesini görünce hafif bir tebessüm etti. Abisi görse yanlış anlayabilirdi, yanlış anlamasını da geçiyordu sadece kardeşini neden böyle kaydettiğini sorsa ona bile verecek bir cevabı yoktu.

Sahi neden böyle kaydetmişti kızı? Sanki benimle bot bağlamış gibi emojiyle kaydetmişim diyerek bir taraftan sorguluyor bir taraftan da kendine kızıyordu. İsim kısmını alelacele değiştirip numaranın üstüne bastı. Tabii bunu yaparken telefonun saniyesinde açılmasını da beklemiyordu.

şu oy sınırlarını beklemekten sıkıldım ya nolmuş bir tane yıldızcığa basacaksınız sadece 🥹

Abimin Hattı l textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin