15

247 25 5
                                    

Chaeyoung beni öptükten sonra geri çekildi.

"Ben özür di-"

Lafını bitirmesine izin vermeden onu kendime çektim ve dudaklarımı onunkilere bastırdım.

Bu tatil düşündüğümden farklı ilerliyordu.

Öpüşmemiz bittiğinde sessizce ayrılıp birbirimize baktık.

Chaeyoung'un hâlâ beni sevdiği için öpmediğini biliyordum. Sadece ani bir dürtüydü.

Yıllar önce yaşananlardan sonra birbirimize aşık olmamız saçma olurdu.

.
.
.
.

5 yıl önce

"Chae en azından haftasonunu birlikte geçirelim. Söz vermiştin."

"Biliyorum sevgilim ama ajans gelecek ayki çekimi öne almış. Gitmek zorundayım."

Dedi Chaeyoung ayakkabılarını giyerken.

Göz devirdim
"Geçen hafta da aynı şeyi söylemiştin. Seninle en son ne zaman vakit geçirdiğimizi bile hatırlamıyorum."

Nerdeyse 2 aydır doğru düzgün buluşamıyorduk. Söz konusu işi olduğunda ben her zaman arka plandaydım.

Chaeyoung elleriyle saçlarını geri attı.

"Jimin neden anlayış göstermiyorsun? Yoğun bir işim var. Ben de seninle zaman geçirmeyi her şeyden çok istiyorum ama zamanım yok."

"Bir ilişkide önemli olan zaman yaratmaktır Chaeyoung. Sen ise bunu umursamıyorsun bile."

"Jimin benimle dalga mı geçiyorsun? Ne kadar yoğun olduğumu bilmiyor musun? Zaman yaratmak bana bağlı değil. Ajansa söyleyeyim de kovulayım mı?"

"Hiç durun demeyi denemedin bile değil mi? O insanlar seni sürekli çalıştırarak kullanıyorlar. Bir ayda kaç kez saç rengini değiştirdin Chaeyoung? Tüm vücudun gözlerimin önünde yıpranıyor resmen. Bunun beni ne kadar üzdüğünü bilmiyor musun?"

Chaeyoung'un gözleri dolmuştu.
Ona sarılmak istedim ama yapamadım.

"Sence ben de buna üzülmüyor muyum? Ama bu benim hayalim Jimin. Çocukluktan beri sadece modellik yapmak istedim. Bu beni ne kadar yorsa da erkek arkadaşımın beni sabırla beklemesini beklerdim."

"Artık ne kadar beklemeliyim! Seni doğru düzgün göremiyorum bile. Ben de tüm gün fotoğraf düzenlemekten yoruluyorum ama yine de sana, ilişkimize vakit ayırmaya çalışıyorum."

Chaeyoung ağlamaya başladı.
Ona sarılmak için yaklaştığımda ise beni sertçe itti.

"Kariyerim ve senin aranda seçim yapmamı beklersen seni seçemem Jimin üzgünüm."

Dedi ağlamaklı sesiyle ve kapıyı açarak çıktı.

Bu onu 5 yıl önceki son görüşümdü.

O gün boyunca sürekli ağlamıştım ve onun üzerine bu kadar çok gittiğim için pişmandım.

Sabah Chaeyoung'u aradım ama açmadı.

Tam tekrar arayacakken bilinmeyen bir numaradan mesaj aldım.

Bay Park.
Ben Park Chaeyoung'un menajeriyim. Lütfen 2 saat sonra buluşabilir miyiz?

Chaeyoung'un menajeri neden benimle buluşsun ki?

2 saat sonra menajeriyle buluşacağımız kafeye gittim.

Benden en fazla birkaç yaş büyük olan bir adam beni görünce hemen tanıdı.
Sanırım bu onun menajeri.

Gidip selam verdikten sonra karşısına oturdum.

"Chaeyoung sizden çok bahsetmişti bay Park."

Gülümsedim.
"Benimle neden buluşmak istediniz?"

"Bunu bayan Chaeyoung istedi aslında."

"Neden ki?"

Bu hiç Chaeyoung'un yapacağı bir şey değil.

"Bayan Park önümüzdeki hafta bir defileye katılacak. Paris'te."

Paris mi?

"Chaeyoung Paris'e mi gidecek?"

Onun için sevinmiştim. Zaten laflarım yüzünden pişman olmuştum bile. O haklıydı. Beklemeliyim.

"Bu harika bir haber ama neden bunu bana siz söylüyorsunuz?"

"Çünkü bayan Chaeyoung sizin yüzünden bunu iptal etmek istedi bugün."

"Ne? Dün biraz tartıştık ama lütfen iptal etmeyin. Bu fırsat bir daha karşısına çıkmayabilir."

"Ben de aynen öyle söyledim ve o da en sonunda bana hak verdi."
Dedi ve cebindeki zarfı çıkartıp bana uzattı.

"Bu nedir?"

"Artık sizin."

Zarfı açtım. İçi ağzına kadar parayla doluydu.

"Ben anlamıyorum Chaeyoung neden bana para vermenizi istedi?"

"Onu bırakmanız için."

Dediği şey beynimde yankılandı
Onu bırakmanız için.

"Hayır inanmıyorum Chae böyle bir şeyi istemez."
Dedim zarfı geri uzatarak.

"Bunu bir özür olarak düşünün. Model olmasına rağmen sizi oyaladığı için."

Sinirle ayağa kalktım.

"Yalan söylüyorsunuz nerde o? Chaeyoung ile konuşmalıyım!"

Menajer de ayağa kalktı.
"Öncelikle lütfen onun asıl ismini kullanmayın. O artık Chaeyoung değil. Rosé, Park Rosé."

Rosé mi? İsmini değiştirdiğinden bile haberim yoktu.

Gözlerim dolmuştu. Menajer aldırmadan devam etti.

"Ve bayan Rosé'ye şu an ulaşamazsınız çoktan Paris uçağına bindi bile. O yüzden bu zarfı ben getirmek zorunda kaldım."

Yumruğumu sıktım.

Beni nasıl böyle acımasızca terk eder?
Her şey yalan mıydı?

"Lütfen bundan sonra bayan Rosé ile iletişime geçmeye çalışmayın aksi takdirde yasal yollara başvururuz bay Park."

Menajer bunları söyledikten sonra çıktı.

Sinirle masadaki parayı alıp çöp kutusuna attım ve eve döndüm.

Eşyalarımı toplayıp valize doldurdum.

O gittiğine göre burda kalmamın bir anlamı yoktu.

Tüm eşyalarımı alıp evi terkettim.

Kendime söz vermiştim. Chaeyoung kariyerini beni harcayarak tercih ettiyse aynısını ben de yapacaktım.



Next Date  -Jirosé-Where stories live. Discover now