16

243 28 12
                                    

Öpüşmemizden beri Jimin ile konuşmamıştık.

Neden böyle bir şey yaptım?
Neden?
Ve neden Jimin de bana karşılık verdi?

Ani bir duygu patlaması yaşadık. Aşk falan değildi buna eminim.
Ama neden böyle tuhaf hissediyorum?

Sanki 5 yıl önceki Chaeyoung gibiyim.
Sanırım o yüzden onu öptüm.

Tekrardan Chaeyoung olmak istedim...

Jimin koltukta uyuyordu. Bugün koltukta uyuması gereken bendim aslında ama Jimin odaya girer girmez koltuğa geçtiği için yatak bana kalmış oldu.

Yarın sabah yine yarışma vardı ama şu an bunu düşünecek durumda bile değildim.

Duygularım o kadar karışıktı ki.

Ama emin olduğum tek bir şey vardı o da Jimin'in bana yaptıklarını asla affetmeyecektim.

.
.
.
.

5 yıl önce

O gün Jiminle işlerimin yoğunluğu yüzünden kavga etmiştik. Sinirle evden çıktım ve ajansa gittim.

Menajerim Namjoon beni görünce hemen yanıma geldi.

"Chaeyoung iyi misin?"

Başımı yana salladım gözlerim kızarmıştı bile

"Hayır değilim."

Namjoon omzuma dokundu.

"Bana anlatabilirsin sana yardım ederim."

İçimi dökmeliyim.

"Jimin'i biliyorsun. Erkek arkadaşım."

Namjoon evet anlamında başını salladı.

Devam ettim
"Bizim her yıl gittiğimiz bir otel var normalde bugün birlikte oraya gidecektik. Ama şu çekimler öne alındı diye gidemeyeceğimizi söyledim. O da çok kızdı çünkü ne zaman buluşmaya karar versek ben meşgul oluyordum. Biraz kavga ettik bu yüzden."

Namjoon iç çekti.
"Chaeyoung erkek arkadaşın model olduğunu biliyor değil mi? Böyle bir şey istemesi bencillik."

"Biliyorum ama...
Haklılık payı var Namjoon. Ajansın benim üstüme gittiğini düşünüyor ve ona katılıyorum. Çekimleri öne almak zorunda değildiniz."

Namjoon düşünceli görünüyordu.
"Bu işe başlamadan önce bunları biliyordun değil mi? Ne olursa olsun model olmak istedin ve biz de sana bunu sağladık."

"Haklısınız ama üzgünüm ben çekimi iptal etmek istiyorum."
Dedim ağlamaklı sesimle

Namjoon şok olmuştu ama belli etmemeye çalıştı.

"Seni anlıyorum Chaeyoung ama istersen bu konuyu Jimin ile ben konuşayım. Menajerin olarak."

"Ne diyeceksin ki ona?"

"Sadece seninle barışmasını. Onunla küs kalman senin işini de etkiliyor. Siz barıştıktan sonra da çekim işini konuşuruz bayan Rosé."

Ona baktım
"Rosé mi?"

"Ajans sahne adının olmasına karar verdi. Bu seni global anlamda daha ünlü yapacak."

Başımı salladım
Rosé...

Chaeyoung daha güzel geliyordu.


*


Namjoon'un odasında oturmuş geri dönmesini bekliyordum.

Şimdiye kadar çoktan Jimin ile buluşmuş olmalıydı.

Tam o sırada kapıdaki Namjoon'u gördüm ve ayağa kalkarak yanına gittim.

"Nasıl geçti? Ne dedi Jimin? Ona üzgün olduğumu söyledin mi?"

Dedim tek nefeste.

Namjoon ise pek mutlu gözükmüyordu.

"Sakin ol Rosé oturalım hadi."

Dedi ve oturdu. Yeni ismime hâlâ alışamamıştım.

Karşısına oturdum ve söylediklerini dinlemeye başladım.

"Rosé üzülmeni istemiyorum ama tahmin ettiğim gibi geçmedi."

Endişeyle
"Jimin ne dedi?" Dedim

"Sana çok kızgın. Gerekirse işini bırakmanı istiyor."

"Ne? Jimin öyle bir şey demez yanlış anlamışsındır."

Dedim şok olmuş bir halde.
Jimin böyle bir şey söylemezdi.

"Üzgünüm Rosé. Ona seni aramasını söyledim ama kabul etmedi."

Gerçekten beni hiç aramamıştı.

Namjoon gözlüklerini düzeltti.
Ben ise konuşmalarının burda bitmiş olması için yalvarıyordum ancak tahmin ettiğim gibi olmamıştı.

"Ve en kötüsü ise..."

Korkuyla ona baktım.

"Benden para istedi. Onu bunca zaman oyaladığın için."

Sinirle ayağa kalktım

"Yalan söylüyorsun değil mi! Jimin bunu yapmış olamaz!"

Deli gibi gözyaşım akıyordu.

"Namjoon beni sakinleştirmek için ayağa kalktı. Üzgünüm Rosé ama doğru..."

Telefonunu açtı ve bana uzattı.

"İnanmazsın diye kamera kayıtlarını aldım."

Telefonu elime aldım.
Jimin gerçekten beyaz bir zarfı alır almaz hızla kafeden çıkıyordu.

Hıçkırarak koltuğa oturdum ve başımı ellerimin arasına aldım.

Her şey yalan mıydı?
Para için miydi?

Başımı kaldırıp gözlerimi sildim.

Hayır Jimin böyle biri değil.

Hızla ajanstan çıktım.
Namjoon arkamdan durmamı söylüyordu ama onu dinlemedim ve taksiye atlayıp Jimin'in evine gittim.

Kapıyı çaldığımda kimse açmadı.
Şifreyi girip kapıyı açtım ve hızla içeriye girdim.

"Jimin konuşmamız gere-"

Gitmişti.

Evdeki tüm önemli şeyleri yoktu. Kıyafetleri, duvarındaki fotoğraflar, bilgisayarı...

Her şeyini alıp beni terk etmişti...

Para için beni bırakmıştı.

Yere çöküp ağlamaya başladım.
Hayatımda ilk kez boş bir evin yerinde ağlayarak uyumuştum.

Next Date  -Jirosé-Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu