BÖLÜM 12

369 291 5
                                    

Keyifli okumalar ❣️

Austin gömleğinin kolunu sıyırınca çiziğe baktık ama etrafı ne morarma ne de
anormal bir şey vardı.
"Sanırım bir çizikle bir şey olmayacak yaran temiz görünüyor Austin." dedi Sera gülümseyerek. Bir şey görmemek bizi mutlu etmişti ancak neden hala endişeliydim.
Kolu iyi görünüyordu bir dal parçasının çizmesi gibiydi çizik sadece, iyi görünse de dikkatli olmak zorundaydık. Burada da insanlar vardı bencillik yapıpta onları zor durumda bırakamayız.

Odada çift kişilik bir yatak vardı Austin bir yastığı ve bir çarşafı alarak odadaki koltuğa geçip uzandı onunda içi rahatlamıştı çizikten birşey olmadığı için.
Serayla yatağa ilerleyip uzandık yüzümüzde rahatlanmış bir gülümseme vardı ama benim içimde hala tuhaf bir his vardı. Birbirimize iyi geceler dedikten sonra Sera ile Austin uyudu.
Ben ise sırt üstü uzanmış tavana bakıyordum, Austine bir şey olacak diye korkuyordum da bir yandan.
Uykuya daha fazla direnemeyip, içimde kötü bir şey olmaması için dua ederek kendimi uykunun kollarına bıraktım. Gözlerimi kapatmamla uyukya dalmam bir olmuştu vücudum bu anı bekliyordu âdeta.

Kaç saat geçti ,kaç saat uyuduk, kaç rüya gördük yada görmedik mi bilmiyorum ama dışardan patlayan silah sesiyle uyandım aniden sağıma bakınca Sera da uyanmıştı benim gibi.
" Ne oldu?"
"Bilmiyorum Sera , Austin.." diyip Austine bakınca hala koltuktaydı. Ama bir tuhaflık vardı terliyordu sanki.
"Freya.." Sera da onun durumunu farketmişti ve korkmaya başlıyorduk.
Austine doğru adımlayıp ona sesleniyordum:
"Austin, Austin uyan, Austin." dediğimde:
"Freya" demişti zar zor ve gözlerini açtı gözleri kızarmıştı biraz fazla kızarmıştı çünkü gözünün akı kan toplamıştı resmen ve terliyordu.

Korkuyla kolunu açtım ve üçümüzün yüzüde dehşete düştü.
Austinin kolu küçük bir çizikken o çizik sanki büyümüş ve kolunu boydan boya morartmıştı damarları o kadar siyah ve belirgindi ki patlayacakmış gibi duruyordu.
Austin sanki morarmanın nereye kadar olduğunu görmek ister gibi gömleği başından çıkardı hemen. Vücudunu ele geçiren morluklar ve siyah damarlar boynuna kadar çıkmıştı.
Austin dönüşüm geçiriyordu zombi mi olacaktı?
Sera ağlamaya başlayınca Austin konuşmaya başladı:

"D-Dönüşüm mü ggeçiriyorum Freya." diyerek korkuyla yüzüme baktı.
"Yardım isteyelim" dedi ağlamaklı sesiyle Sera. Thomas gül bize yardım edebilirler mi?
"Onlar bize yardım edemez Sera burdan gitmeliyiz." dedikten sonra dışardan silah sesleri artı pencereye doğru gidince zombilerin geldiğini gördük kapıda nöbet tutan bir adama arkasından bir zombi yaklaşıp boynundan ısırdı . Adamın boynundan akan oluk oluk kan göğsüne indiğini üst kattan görüyorduk . Adamdan feryat edercesine çıkan ses bir kaç zombiyi daha kendine yönlendirtmesine yetti. Adama doğru gidip kendi aralarında adamı ısırınca acı dolu sesi boğuk seslere dönüştü ve zombiler onu kendi aralarında parçalamaya başladılar ; biri boynundan ,biri kolundan, biri bacağından , biri biride adamın yardığı karnından bağırsaklarını ve et parçalarını çıkarıp yiyorlardu.
Zombiler den bir iki tanesi evin bahçesine girince anca kendimize gelebildik ve direk kapıya yöneldik burdan gitmemiz gerekiyordu.

Austine baktığımda durumu kötüye gidiyordu ne olursa olsun onu burda bırakamazdık.
" Austin kimseye bakma sakın burdan çıkmalıyız hemen."
dedikten sonra Sera ona gömleğini giydirdi hızlıca bende sırt çantasını ve silahı alıp odadan çıktık.
Hepsi dışarı çıkmıştı sanırım , çünkü evden ses gelmiyordu ön kapıdan çıkamazdık o yüzden arka odanın penceresinden çıkmak iyi olacaktı. O tarafa yönelecektik ki Clara teyze kanlar içinde yerdeydi. Nefes almıyordu yanında bir tane silah vardı . Hızlıca gidip silahı ellerinin arasından çıkardım. Ama Calara teyze saldırıya uğramamıştı kendini vurmuştu sırf onlar tarafından öldürülüp dönüşüm geçirmemek için. Yerdeki çarşafı alarak hızlıca üzerini örtüp kalktım. Huzur içinde yat Calara teyze...

Sera ile Austinin yanına gidip arkada olan odaya yöneldik ve odaya girmemizle durmamız bir oldu.
Lina mı, Luna mı bilmiyorum ama ikizlerden biri zombiye dönüşmüştü ve odanın ortasında bize bakıyordu. Kan çanağına dönmüş kırmızı gözleriyle avına saldırmak için bekleyen bir aslana benziyordu.
Bekleyişi uzun sürmedi, bize doğru koşmasıyla silahı kaldırdığım gibi kafasına sıktım ve yere yığıldı.
Adım sesleriyle arkamıza baktığımızda odaya giren diğer ikizi , odanın ortasında kanlı elbiseleriyle ve kafasından akan kanlar içinde yığılan ikizine baktı.

DİRİLİŞ (Zombiler) Where stories live. Discover now