BÖLÜM 35

247 192 13
                                    

Cedric ayağa kalkıp tekrar yandaki odaya girdi ve bir kaç dakika sonra elinde bir telefonla geri yerine oturdu. Hepimiz ne yapacağını merak ediyor ve merak dolusu bakışlarla ona bakıyorduk.
"Burdan bir kaç sokak ötede pazar alanı var ve orda hoparlörler var bana aitler bu elimdeki telefonla insan seslerini açacam o hoparlörde sesleri duyuracak ve belki zombiler o yöne gider." dediğinde hepimiz kesinlikle bir işe yarar diyorduk çünkü zombiler sese giderdi.

Hepimiz hazırlanıp sokağa baktık pencereden temizdi.
Kapıdan çıkıp kendimizi sokağa attık ve Cedric elindeki telefonla bir ses açtı.
İnsan seslerine ait sessler gürültülüydü ve arabamızdan ters bir yönden geliyordu sesler . Hoparlörden çıkan sesle hemen bir kaç sokak ötede olan arabamıza elllerimizdeki silahlarla etrafı kontrol ederek koştuk. Hızlı koşuyorduk çünkü her an buraya gelebilirler di.
Hoparlörden hala ses çıkıyordu ve o yönden zombi sesleri geliyordu o kadar çok ses geliyordu ki kasabadaki zombiler ordaymış gibiydi.

İki sokak koştuktan sonra hoparlörden çıkan ses durdu.
"Hoparlörü kırmış olmalılar daha hızlı koşun!" dedi Cedric hızlı koştuk önümüze çıkan birkaç zombiye ateş edip öldürdük ama tüm zombi sesleri ateş sesinden sonra durdu.
Lânet olsun bu tarafa gelecektiler.
Ne kadar hızlı olursak o kadar koştuk Maria çok yorulmuştu ben ve Sera elinden tutuyor ve koşuyorduk.

Arabanın olduğu sokağa girdiğimiz gibi durduk.
Lanet olsun 20 ye yakın zombi arabamızın etrafını sarmış arabaya vurmak istiyorlar ama arabanın  camı kırılmaz, aldığımız araba çok dayanıklı bir arabaydı.
"Konserveler deki Tom balığının kokusunu almış olmalılar." dedim.
Karşıdan arabanın yanında olan bir zombi bizi görünce bağırdı ve 20 zombide bize doğru geliyordu.
Elllerimizdeki silahlarla onlara ateş ediyorduk eğer acele etmezsek  bir kaç sokak ötede olan zombilerde gelecekti.
On'a yakın zombilerin kafasına sıkıyorduk ama lanet olsunki bitmiyordu.
Sera'yla beraber Maria'yı ortamıza almıştık ve şuan çok korkuyordu.

Hem arabaya doğru hızlıca yürüyor hemde bize yaklaşan zombileri vuruyorduk. Sadece bir kaç tane kalmıştı ve araba karşıdaydı.
Son bir kaç tane kalan zombileri öldürüp arabaya ilerliyorken bir sokak ötede zombilerin haykıran sesini duymamız la arabaya koştuk lanet olsun ki gelmişlerdi.
Önümüzde zombi kalmamıştı ama arkamıza baktığımızda 100'den fazla zombir bize doğru gelmelerini görmemizle arabaya koştuk o kadar çoktular ki bir an önce arabaya binip uzaklaşmamız gerekiyordu yoksa arabanın etrafını saracaklardı.
"Daha hızlı koşun!"dediğimde hepimiz araca koştuk ama Cedric arkamızdaydı bir an önce onunda bize yetişmesi gerekiyordu.

Arabanın yanına geldiğimizde Sera ile Maria hemen araca bindi Rex de şoför koltuğuna binip arabayı çalıştırdı . Cedric'i görmememle arkamı döndüm geride kalmıştı ve arkasında yüzlerce zombi.
Cedric bize doğru koşuyordu ve bende onu korumak adına ona yaklaşan zombileri vuruyordum ama bir zombinin üstüne atlamasıyla yere düştü.
Yere düşmesiyle tüm zombiler üstüne atlayıp parçalamaya başladı onu. Onu gerçektende parçalıyorlardı çünkü hepsi kendi payına düşen et parçasını almak isteyen sırtlanlar gibi onu parçalıyorlardı.
Ağzından çıkan çığlık sadece bir kaç saniye sonra kesildi.

Bana bakan ve bana doğru gelen zombileri görmemle arabaya bindim ve Rex hemen aracı sürdü.
Aynadan baktığımda arabanın arkasından geliyorlardı çünkü hala kasabadan çıkmamıştık.
Kasabanın girişinden çıkmamızla aracın arkasından koşmayı bırakıp kasabanın girişinde hepsi durup giden araca baktılar ta ki aracımız gözlerinin önünden kaybolana kadar. Bu çok korkutucu bir şey di sanki bilinçli bir canavardılar.

Kasabadan uzaklaştığımızda Rex biraz daha yavaş sürmeye başladı arabayı.
Cedric'i kaybetmiştik hâlbuki zombilerin çıktığı günden beri mücadele ediyordu ve bugün ise bedeni zombiler arasından parçalandı. Herkes ölüyordu.

"Cedric için üzgünüz Rex." dedi Sera üzgün bir yüz ifadesiyle.
"Ne diyeceğimi bilmiyorum." dedi Rex.
Cedric'le tanışmışmışlıkları vardı ve üzgündü bu yüzden ne diyeceğini bilmiyordu , bizde bilmiyorduk aynı şekilde. Ne diyebilir ki bu durumda? Zombiler bizleri katlediyordu.
Tanrı'm lütfen bitsin artık bu kâbus diye dualar ediyorduk ama kaybettiklerimizi gördükçe ümidimiz azalıyordu.

"Bir kaç saat sonra havaalanındayız , dikkatli olalım ve o uçağa binip bu cehennemden uzaklaşalım." dediğinde Rex , hepimiz başımızla onu onayladık.
Umarım gerçekten de sığınacak bir yer vardır.

DİRİLİŞ (Zombiler) Where stories live. Discover now