BÖLÜM 33

257 196 7
                                    

Kasabanın içine giriyorduk. Elimdeki saç tokasını alarak kısa saçlarımı bağladım.
Saçlarım omuzuma dahi inmiyordu bu yüzden bağlama gereği duymuyordum ama bugün açık kalmasını istemiyordum.
Uzun saç seven bir insandım ama bazı kızlara uzun saç yakışmaz banada yakışmıyordu o yüzden kendimi bildim bileli kısa saçlarım vardı ve bana hem güzel bir hava katıyor hemde yakışıyordu.

Kasabanın içine girmeden önce bir tabela vardı, kasabanın ismi yazıyordu Massachusetts burası Amerika'nın ünlü bir kasabasıydı. (Hangi kasabayı yazacağımı bilemedim.)
Rex arabayı kasabanın içine sürerken etrafa bakıyorduk bizde.
Yıkılmış ve çatlamış binalar burada deprem olduğunu gösteriyordu henüz etrafta zombi görmüyorduk görmemek daha iyi aslında ama sanırım kasabanın içindeydiler onlarda.

Arabayı nereye kadar süreceğimizi bilmiyorduk ama kasabanın ortasına kadar gitmeyecektik çünkü kaçışımız zor olurdu.
Biraz daha ilerledikten sonra Rex arabayı durdurdu.
"Yürüyerek bir şey bulmak daha iyi arabadan çıkan ses onları bize getirebilir." dediğinde onu onaylayıp arabadan sakince çıktık tüm silahlar bizdeydi.
Arabanın kapılarını kilitleyip yavaş ve sessiz adımlarla yürüyorduk.
Maria'yı ortamıza almıştık ona bir zarar gelmesin diye . Onu arabada bırakamazdık çünkü biz gittikten sonra zombiler ona saldırabilir di.

Bir radyonun yada bir telgrafın olduğu yere gidiyorduk. Rex'in bir tanıdığı varmış burda ve bu tür şeyler onda olduğunu söylüyordu.
Bizde o adamın evine doğru gidiyorduk dikkatli adımlarla.
Adamın evi burdan bir kaç sokak ötede araba iyi fikir ama çıkardığı ses avcıları bize toplar.
Bir sokağı döndükten sonra yine etrafa bakınarak yürüyorduk.
O eve varmadan silah sıkmak istemiyorduk çünkü silah sesine gelirlerdi.
Ama silah olmadan nasıl öldürürüz.
Bizdeki bıçaklarla tabiki.

Bir sokağı daha döneceğimiz sırada hemen diğer ara sokaktan bir ses geldi. Ayağınız bir demir konserveye çarpar ve o demir konserve yerde ses çıkarırya aynen öyle bir ses.
Sessiz ve gizli bir şekilde ara sokağa baktığımızda bir zombi vardı arkası bize dönüktü ama çok uzakta değildi bizden. Sera silahı kaldıracağı sırada Rex onu durdurdu ve cebindeki bıçağı alarak sessizce ona yaklaşmak için yavaş adımlarla ona doğru yürüdü.

Rex ona yaklaşınca zombi ona dönmeden bıçağı kafasına sapladı ve zombi yere yığıldı.
Yanımızda ki bir evden çıkan zombiyi görmemle hemen bıçağımı çıkartıp sessizce ona doğru gittim ama arkasını dönüp beni gördü.
Onun hemen dibindeydim ve arkasını dönmüş bana bakarak ses çıkaracağı sırada hemen bıçağımı kafasına sapladım bu sayede düşen bedeniyle sesi çıkmadan içine kaçtı. Eğilip bıçağımı sapladığım kafasından çıkardım. Bıçağım çok iğrenç görünüyordu çünkü üzerindeki kan pıhtıları ve parçalanmış beyin taneleri vardı.

Bıçağı düşünmenin sırası değil Freya diyip kalktım Rexde ara sokaktan çıkıp bize doğru geldi yine dikkatli adımlarla ilerliyorduk bir kaç sokak kalmıştı sadece bir kaç sokak sonra  ordaydık.
Köşeyi döneceğimiz sırada iki zombi önümüze çıktı ve çığlık attılar hemen silahları kaldırıp kafalarına sıktık ama çıkan çığlık sesi ve silah sesi onları buraya yönlendirecek di.
"Ev nerde Rex!" dedim aceleyle hemen o eve girmek zorundaydık. Yoksa ölecektik burda.
"Az kaldı koşun!" dediğinde Maria'nın kolundan tutup koştuk. Bir sokağı daha dönünce ordaki bir kaç zombi daha peşimizden koştu lanet olası eve gelmeliydik bir an önce. Zombiler çok hızlı koşamasada arkamızda çoktular.
"Rex lanet olası ev nerde!?" diye bağırdım eğer o eve gidemezsek kasabadaki tüm zombiler başımıza toplanacaktı, zaten hırlama eşliğinde bağırıyordular.
"Şu karşıdaki daha çabuk koşun eve girdiğimizi görmesinler." dediğinde daha hızlandık onlarla aramıza mesafe koyduk ama her an çıkacaklardı.

Hızlıca kapının önüne geldiğimizde kapı kapalıydı. Rex kapıyı kıracağı sırada kapı açıldı ve içinden bir adam çıktı zombi değildi ve hızlıca konuşmasıyla içeri girdik.
"Hemen içeri girin." dediği gibi içeri girip eve girdiğimizi gören bir zombiyi öldürüp kapıyı kitledi.
Kapı deliğinden baktığımızda sokağa bir kaç zombi gelmişti ve kafalarını kaldırıp insan kokusunu solumaya çalışıyorlardı.
Bizi içeri alan adam elbiselerimize iki bidon benzin dökünce Sera,Rex ve Maria anlamsız bakışlarla onun izliyordu ama adam üstümüze hala benzini döküyordu.

"Bunu yapmazsak kokunuzu alacaklar." dediğinde anladık anlamında kafamızı salladık.
Tekrar dışarı baktığımda zombiler bakışlarını ve yönlerini başka bir yere verip yavaş adımlarla ilerlemeye başladılar. Ucuz kurtulduk.

DİRİLİŞ (Zombiler) Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz