3.Bölüm

12 6 0
                                    


















İyi okumalar🤍


















          12 Nisan 2013
          (Berkan'ın Anlatımı)




Kendimi yine bir maratonla uğraşarak uyandım. 15 yaşında yine birşeyleri kendi çabamla yapmaya çalışıyor babamın peşinden koşuyordum. Babamın bana bıraktığı işten demek daha doğru olurdu. Bir şirketin başındaydı ve o şirket neredeyde batmak üzereydi, ikimizde de farklı telaşlar ben yaşıma aldırmadan çabalıyordum. Çocukluğumu yaşayamadığımı düşünmeyin. Ben iyi bir ailenin tek çocuğuydum. Çocukluğum parklarda, elimde dondurmalarla, evde oyuncaklarla ve bir çok şeyle geçmişti. Ama bazen iyi bir güzargahta olmadığını düşünmüyor değil insan. Ben bu yaşta okumak yerine babamın batan şirketinde onunla birlikte işleri yoluna koymaya çabalıyorum. Ve yakında kendimi ait bir dükkan açacağım gerçeği biraz olsun beni teselli ediyordu. Kendi emeğimle kendi bilgimle bir cafe açacaktım ve iyi bir yer olacağını şu andan itibaren kestirebiliyordum.

"Ayla Hanım sana dosya verecek onu alabilir misin Berkan?"

Aynı odanın içinde olduğum babam dosyaları almamı istiyordu. Bu hep böyleydi kimi zaman emir verirdi kimi zamansa rica ederdi. Belki de beni ayak işlerini yapabileceği biri olarak burada çalışmam için getirmişti. Kafamı salladığımda hemen karşı masada olan Ayla Hanım hazır da beni bekliyor elindeki dosyaları almam için bana bakıyordu. Ben alıp tekrar odaya geçmiştim.

"Şu işler düzelse de biraz rahatlasak. Ama bu gidişle hiçbir şeyi toparlayamayacağız gibi duruyor."

Ardından sıkıntılı nefeslerini alıp verdi. Kafasını 'hayır' anlamında salladı kendi kendine. Batmak benim için önemli değildi çünkü babam benim eğitimimi elimden almıştı ve buraya da istemeyerek geldiğimi biliyordu. Ve en iyi bildiği şeyde gelecekte doktor olma hayalimin olduğuydu. Buna rağmen beni almıştı yapamazsın sen o mesleği diyerekten. Annemde hiç itiraz etmemiş babama katıldığını söylemişti. Zaten çok kalmamış hemen buraya aldırmış bir maaş bağlattırmıştı bana. Benim için bunun bir önemi yoktu, ben okumak hayalimde ne varsa gerçekleştirmek istiyordum. Ama biliyordum ki hayal ettiğim herşeyi bir gün kendi emeğimle gerçekleştireceğim. Herkese, herşeye rağmen.

"Düşüneceğin şeyleri akşama bırakta önündeki işleri hallet."
Daldığımın farkına varmış ve emrini sunmuştu bana. Kendimce ona göz devirdiğimde önümdekilere olabildiğince hızlı davranarak bir an önce bitmesini diledim. Bittiğinde bana zor da olsa izin veriyordu tabi arada. Şu bir haftadır daha da kötülemiş ve bütün işi bana yıkmaya çabalıyordu. Şimdi diyeceksiniz ki bunca zaman alışman lazımdı. Evet bunca zaman benim alışmam lazımdı ama ben elimden alınan herşeyin hesabını onlara sormak istiyordum. Açacağım dükkanı ne kadar karşı çıksalarda önüme duramamışlardı. Ben orada o cafe'yi açacak ve bu yolda ilerleyecektim sonrasında da başka şirketlerle iş birliği yapacak kendimi büyütecektim. Tabiki bu süreçte de üniversite sınavına girecek dışardan doktorluk bölümünü okuyacaktım.

Dakikalar dakikaları saatler saatleri kovalamış akşam olmuştu. Biz işlerimizi bitirmek üzereydik. Önceden bu kadar kalmıyorduk şimdi telefon görüşmeleri belgeler daha da artmıştı. Babam eve gittiğinde genelde sinirli oluyor bu da annemle aralarının açılmasına neden oluyordu. Neredeyse bir aydır kavga edecek yer arıyorlar ettiklerinde de ya annem ya da babam bir kenara çekilip uzatmak istemiyorlardı. Haklı sebepleri vardı ama bunlara sebep olan en başta kendisiydi. Ve tabiki bunu kabullenmeyip bana atmanın fırsatını kolluyordu her seferinde. Buna alışmıştım ve birşey demiyorduk ki zaten çok konuştuğumuz yoktu iş dışında. Evde zaten yüzümüzü görmüyorduk. Hayatımın bir anda böyle değişmesi beni yıksada kimseye belli etmek istemiyordum. Daha iki sene bile olmamıştı aramız çok iyiyken bir anda beni okuldan almış işe başlayacağımızı söylemişti. O günden sonrada bana çocukluğuma dair birşey sunmamıştı. Sunduğu tek şey önüme attığı belgelerdi. Ve kabullenemediği gerçekler.

KÖRDÜĞÜMWhere stories live. Discover now