16

173 20 9
                                    

16


Saatlerdir tek başıma odada duvarı izleyerek oturuyordum, sabahki halimin aksine üstümde şu an kara bulutlar vardı. Kahvaltıya inmemiştim Elif'ten duyduğum şeylerden sonra, daha kendim bile sindirememişken nasıl bilmiyormuş gibi Sanrı'nın suratına bakabilirim. Korkuyla kahvaltıya gelmediğim için Sanrı gelir mi diye beklesem de gelmemişti buna bu kadar sevinebileceğimi düşünmezdim. 

Aslında en başından beri canavar diye adlandırdığım adam yaptıklarında haklılık payı vardı ,tamam yöntemlerini kabul etmesem de bir sebebi vardı. Ben sadece basit bir para davası için yaptığını sararken aslında Afra onun hayatında en büyük şeyi almıştı, çocukluğunun çoğunu ondan çalmıştı şimdi düşünüyorum da bana yaptıklarında haklı demesem de daha anlayışla yaklaşabiliyordum ona. Afra'nın yaptıkların da dur durak yoktu, o bir katildi her şeyden önemlisi iki arkadaşınında babasını öldürmüştü diğerini bir cehennemden kurtarmış diğerini güc için hepa etmişti. İpek dediği gibi herkesi en başında yargısız infaz yapıp hükmünü vermiştim aslında biraz anlamaya çalışsam hiç birinin sebepsiz yere yapılmayacağını anlamam gerekti ama düşünmemiştim her şeyi olduğu gibi kabul edip suçluyu seçmiştim.

Gerisi benim için önemli miydi hayır, ama şimdi ise bunun pişmanlığını yaşıyordum nasıl düşünmeden her şeyi bu kadar çabuk kabul etmiştim düşündükçe kendime öfkelenmek dışında bir şey yapamıyorum. babam her zamanki gibi haklıydı, Tuğba da öyle her şeyi koşulsuz şartsız kabulenmemeliydim.

  Yerimde durmayıp ayağa kalktığımda odada volta atmaya başladım. Sanrı'nın  babasını öldürmüştü üstüne Sanrı'dan çok değerli bir şey çalmıştı aksi takdirde değersiz bir şey olsaydı  Sanrı beni Afra sanarken çaldığı şeyi öğrenmek için bu kadar uğraşmazdı.  Öfkesini anlayabilirim babasını öldürmüştü benim için bile kabul etmesi zor bir şeyken onu düşünemiyordum, peki ya annesi o nereydi onu hiç görmemiştim. Bunu bile yeni sorguladığımı fark etmek canımı fazlasıyla sıktı.  Hiç bir şeyi sorgulamamıştım, ne yaptıklarını, neyin peşinde olduklarının, bir birilerinin arasındaki bağın,  annesi babası  veyahut kardeşi varsa onların nerede olduğunu, nasıl bu kadar varlıklı olduklarını  bunların hiç birini sorgulamadım.

En önemlisi Afra ile nasıl tanıştıklarını Afra'nın onlara ne yaptığını, ne çaldığını ,neden ihanet ettiğini hiç bir şeyi sorgulamamıştım sadece başıma gelenleri kabul edip ölmeye göz yumuştum, yerimde oturup ölümü beklemiştim.

"Neyin var?" Arkamda duyduğum sesle çığlık atıp korkuyla arkama döndüm,  Sanrı'nın  yüzünü dibimde görmemle geri çekileceken kendi ayağıma dolanmamla yeri düşecektim ki birden belime sarılıp bedenimi bedenine kenetlediğinde  yüzüm göğsüne denk gelmişti.

"Sakin." Diye uyardı beni iki ayağımın üstünde durmaya çalışırken yüzüm hala göğsünün üstündeydi sert yapılı göğsünün altında atan kalbi  kulağıma sesini yetiştirdiğinde durdum, fazla hızlı atıyordu...

" iyi misin ?" Dediğinde toparlanıp geri çekildim , siyah gömleği ve siyah pantolonuyla karşımdaydi. Yine her zamanki gibi kolarını dirseklerini kadar kıvırcık gömleğin düğmelerine iki tanesini açıp bırakmıştı.  Saçları anlıma serseri bir halde dökülmüştü, kara gözleri  hiç olmadığı kadar tuhaf bakıyordu bana.

" Elena?"

"İyiyim."

"Öyle görünmüyor." Dedi kaşlarını havaya kaldırıp beni süzerken,  kelimelerin boğazıma düğümlenmişti sanki. Yüzüne her baktığımda ikiz kardeşimin babasını öldürdüğü gerçeği yüzüme tokat gibi çarpıyordu.

" neden ayakta  durmuş yere bakıyordun." Dediğinde  yeni fark ediyordum odanın ortasında ayakta yeri izlediğimi düşüncelere o kadar çok dalmışım ki nerede ve ne yaptığımı bile fark etmemiştim.

ikizler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin