23

126 11 0
                                    


23

Üzerimde Sanrı'nın  şortu ve tişörtü vardı, şortunu belini o kadar sıkmıştım ki bana olması için beli büzgülüydü yine de  tam anlamıyla belimi sarmamıştı, kilo kaybım her şekilde kendini belli ederken  Sanrı'nın odasında  yatağının üstüne oturmuştum. İçeri girecek kadar kendimi daha toparlayamamıştım.

Sanrı'yla öpüşmüştük... eğer durmasaydı o anlık bir alevle daha da ileri gideceğimizi biliyorum bu ise yüzümü kızartıyordu.  İlk defa birisi için bu kadar şeyler hissediyordum bu beni fazlasıyla çıkmaza sokuyordu, Tuğba'ya kuzunun kurta aşık olduğu nerede görünmüş derken sanırım kuzunun kurtu arzulayacağı aklıma gelmemişti.

Lanet olası hormonlar, bana o kadar çok şey yapmışken ondan nefret etmeme gerekirken ben ise onunla öpüşmüştüm daha da ileri gitmiştim durmasaydı Tanrı bilir daha ne olur du, içerideydi  içeriden gelen seslerle bunu belli ediyordu.

Acaba yatağın içine girip uyuyor numarası mı yapsam saat 11 idi tam yatma saati.

Saçmalama El, eninde sonun da yüz yüze geleceksiniz.

Derin bir nefes alırken tüm cesaretimi toparlayıp kapıyı açtım salona girdiğimde Sanrı'nın  üzerinde bir tişört vardı. Elindeki salata tabağını masaya bıraktığında  kapıyı ardımdan kapatım.

Tişörtü olmasa da olurdu bence El?

Kendi kendime şaşırırken Sanrı bana döndü,yüz ifademi hızlıca toplayıp gözlerimi ondan kaçırdım.

" ne yapıyorsun?" Dedim sanki az önceki şey hiç olmamış gibi bir ifadeyle.

Bence tekrarı yaşanır El.

insan kendin kendine sinirini bozabilir miydi?

"Yemek,  şarap doldurur musun?"Dedi gözleri üzerimde gezinirken kafa sallarken hatırladığım şeyle gözlerim koltuğun yanına döndü ama kırılmış kadeh orada yoktu, toplanmış yer de silinmişti.

Tanrım ben ne kadar dır içeride bekliyordum?

Başka bir şey yaptığını düşünmesin El? O kadar zaman sonuçta içeride kaldık.

Kendi kendime bile utandırabiliyordum gerçekten de benim düşmana ihtiyacım yoktu, mutfağa giderken  tezgahın üzerindeki şarap şişesinin  çıkarıp Sanrı'nın  kadeh çıkardığı  dolaptan iki tane daha çıkarıp  ikisine de şarap koydum yarısına kadar şişenin ağzını kapatıp iki bardağı da alarak içeri geçtiğimde sofraya şaşkınlıkla baktım.

"Sen mi yaptın hepsini?"Dedim şaşkınlıkla, o şeyden sonra sanki aramızdaki iletişim daha samimiydi.

Bu mu gerekliydi gerçekten de böyle olmamız için?

"Evet beğendin mi?" Dedi

Eğlenecek değilim evlenecek adamım demeye mi çalışıyor sence El?

"Yok artık!" Dedim şaşkınlıkla kendi kendime , Sanrı'nın  kaşları havaya kalkarken bana baktı. Dışımdan söylemiştim dimi.

Çok güzel...

" çok güzel olmuş nereden biliyorsun böyle yemek yapmayı." Dedim şaraptan büyük bir yudum alırken, sandalyeyi çekip masaya oturduğumda Sanrı  ise şaşkınlıkla karşıma oturdu.

İyice dengesiz olmuştum, bende dengeye dair hiç bir şey kalmamıştı.

" çocuken öğrenmiştim." Dedi   önüme biraz yemek alırken kafa salladım.

" hobi yani." Dedim dudak büzerken.

"İhtiyaç diyelim." Dedi gözleri önüne dönerken gözlerim ona dönse de bunun ne demek olduğunu sormak yerine anlayışla sustum,  yemek boyunca ilk defa onunla bütün bu olaylar dışında sohbet edebilmiştim ilk defa normal bir sohbet edip gerçekten de normalde ne yaptığımı konuşmuştuk.

ikizler Where stories live. Discover now