Bölüm 15

6.2K 574 515
                                    

Oylamayı ve yorum atmayı unutmuyoruz, değil mi?

~~~~~~~~~~~

Felix, Hyunjin gelene kadar sabırla bekledi. Hyunjin geldiğinde, onun boynuna atlayıp sarılmak, öpmek istiyordu. Ama bunu yapmaktan çok utanırdı, bu yüzden yapamadı.

Hyunjin kapıdan içeri girerken, onu karşıladı. Elleri önünde bağlıydı, başını öne eğerek onu selamladı ve gülümsedi. "Hoşgeldin hyung."

"Hoşbuldum." Hyunjin, işaret ve baş parmaklarını birleştirip Felix'in çenesinden tuttu, yüzleri karşılıklı hale gelecek kadar kaldırdı.

"Beni mi bekledin?"

"Evet hyung."

Hyunjin, gülümsedi. Ardından bir karşılık beklemeden yavaşça Felix'e sarıldı. Bu, artık onların yeni selamlaşma biçimiydi. Hyunjin'in başını Felix'in omzuna dayaması ve kokusunu içine çekmesi de bu selamlaşmaya dahildi.

"Hmm..." Hyunjin, sakince mırıldandı. "Seni çok özlüyorum Felix. İşlerin bu hale gelebileceğini kim bilebilirdi..."

Felix, sessiz kaldı. O da sadece Hyunjin'e sarılmak, onun sakince nefes alıp verişini hissetmek istiyordu. Basit bir anı bile fazlasıyla dramatize ediyorlardı.

Hyunjin, yavaşça başını Felix'in omzundan kaldırıp yüzüne yaklaştırdı. Şimdi dudakları çok yakındı. Tam öpecekti ki, Jae'nin sesini duydular.

İkisi hızlı adımlarla Jae'nin odasına gittiklerinde, Jae'nin normalden daha huysuz bir şekilde uyandığını gördüler. Felix de, Hyunjin de ne kadar denerse denersin, Jae'nin ağlaması bir türlü durmuyordu.

Altı temizdi, karnı toktu, herhangi bir hastalık belirtisi de yoktu ama neredeyse bir saat boyunca aralıksız ağlamıştı. Hyunjin'in de Felix'in de enerjisi tükenmek üzereyken, sonunda Jae yorgunluktan babasının kucağında uyuya kaldı.

Hyunjin, onu beşiğine yatırıp yatırmama konusunda emin olamadı. Çünkü eğer yanlışlıkla uyanırsa yine ağlama krizine gireceğinden korktu. Bu yüzden oturduğu yerde hareketsiz kalmaya karar verdi.

Felix, Hyunjin'in yanına oturdu. Sonunda Jae ağlamayı bıraktığından çok memnundu, böyle bir olayla daha önce hiç karşılaşmamıştı. Başını Hyunjin'in boşta kalan omzuna koydu. Üçü de, koltukta otururken yorgunluktan uyuya kaldıklarının farkında değildi.

Bir süre önce Hyunjin yardım istemek için Chan'ı aramıştı. Chan eve geldiğinde, gördüğü manzara karşısında gülümsemeden edemedi. Bu gördüğü, belki de Hyunjin'in ömrü boyunca yaşadığı en mutlu anlarından birisiydi.

 Bu gördüğü, belki de Hyunjin'in ömrü boyunca yaşadığı en mutlu anlarından birisiydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Chan onları hiç rahatsız etmedi. Sakince mutfağa gitti ve dolaptan bir şarap çıkardı. Bardağına doldurduktan sonra karşılarına geçip oturdu, onları izledi. "Hay sikeyim..." dedi içinden. "Ne kadar güzeller."

The Babysitter | Hyunlix ✓Where stories live. Discover now