Bölüm 30: Han Jisung

4.2K 363 341
                                    

YORUM YAPIN YORUM

~~~~~~~~~~~~~~~~

Zaman öylece geçip gitti...

Felix, güzel bir yaz tatili geçirmişti. Bu tatilde sadece biraz para kazanıp gezmeyi amaçlasa da, işler planladığından daha farklı gelişmişti. Kendisi hakkında, kendisinin bile bilmediği çok şey öğrenmişti.

Bir kere, cinsel eğilimini fark etmişti. Daha önce hoşlandığı rastgele kızlar olmasına rağmen, bir erkeğe karşı hiç böyle bir şey hissetmemişti, ama şimdi, bir erkekle sevgiliydi.

Daha önce hiç tatmadığı lezzetleri tattı, hiç gitmediği yerlere gitti. Evet, yaz için aslında planı buydu, ama bundan çok daha fazlası da vardı. Felix'in, artık resmen yeni bir ailesi vardı.

Geçen bu üç ayda Hyunjin'e ve Jae'ye çok bağlanmıştı. Günleri dolu dolu geçiyordu. Sabah evde oturup Jae ile oynarken, akşam Jae'nin babası geliyordu. Hep beraber gezmelere gidiyor, eve dönüp Jae uyuduğundaysa resmen fingirdeşmeye başlıyorlardı. Hyunjin'in izin günlerinde işler daha da eğlenceli oluyordu. Teyze, Felix'in en büyük destekçisiydi, sanki onun ablası gibi davranıyordu. Hyunjin'in anne ve babasıyla da yazın kalanında birkaç kere görüşmüş, her seferinde onlara daha da bir hayran kalmıştı. Chan, her zorlukta yardımlarına koşuyordu. Hyunjin'in ikizi Sam de sık sık onları ziyaret ediyordu. Gerçekten bir ailenin üyesi gibi hissetmekten, kendini alıkoyamıyordu. Henüz Hyunjin'in küçük kardeşiyle tanışma fırsatı bulamamıştı, ama yine de sorun değildi, anlattıklarına göre onunla da iyi anlaşacağından emindi.

Sonunda yaz tatili sona ermek üzereyken, gün içinde yeni bir bakıcıya ihtiyaçları olacağını biliyorlardı. Ama teyze bunu istemedi. Felix'in okulda olduğu zamanlarda Jae ile o ilgilenecekti, ardından Felix'e bırakacaktı. Ders saatlerinin uzun olmaması ve Jae'nin de artık büyümeye başlaması, işlerini kolaylaştıracaktı.

Teyze, çifte kumruların evlerine bir yabancının girmesini istemiyordu.

Felix, okulun ilk gününe heyecanla uyandı. Artık ikinci sınıfa giden bir üniversite öğrencisiydi. Derslerine odaklanıp, mutlu bir hayatı olduğundan emin olacaktı. Feda ettiği şeyleri düşününce, öyle olmak zorundaydı.

Okulun önünde uzun süredir görmediği, çokca özlediği dostu, Seungmin ile buluştu. Geçmişinden hala hayatında olan bir şeyler görmek onu mutlu ederken, aslında istemeden de üzüyordu. Ailesi, evi, köyü geliyordu gözüne ister istemez. İçinde her şeyi bitirdiğini düşünüyordu, ama bitirememişti işte.

Seungmin'i gördüğünde, gözlerinin dolmasına engel olamadı.

"Ne oldu Lixie?" Dedi Seungmin, arkadaşına açılmış kollarıyla yaklaşıp sımsıkı sarılırken.

"Yok bir şey. Sadece seni özlediğimi hissettim." Dedi Felix, Seungmin'e aynı sıcaklıkla sarılırken.

Eskisi gibi değillerdi.

Felix, içinden geçen her şeyi açıkça her zaman Seungmin'e anlatırdı, ama bu sefer anlatamadı. Onu yargılamayacağını, acısına ortak olacağını biliyordu ama yine de korktu. Duyacağı en ufak sözden, kalbinin kırılacağından korktu.

Hiçbir şey olmamış gibi sınıfa girdiler. İlk ders, ardından ikincisi derken hızla öğle arası oldu. Öğleden sonra dersleri olmadığından, okuldan ayrılma vakti gelmişti.

Geçen yıl Felix ve Seungmin, öğrenciler için ayrılmış bir apartta beraber kalıyorlardı. Artık Felix Hyunjin ile yaşadığından, Seungmin rastgele denk geldiği birisiyle kalıyordu. Bu onu üzse de, o da artık arkadaşından bir şeyler saklıyordu.

The Babysitter | Hyunlix ✓Where stories live. Discover now