Özel Bölüm

90 27 25
                                    

Sonunda uzun bir bölüm🥳

Uzatmadan bölüme geçelimm
🌹🌹🌹
~İki yıl önce~
Ceyrandan🍷
İçimde garip bir his volkan misali patlayıp öfke lavlarını içime yaymış düşünce rüzgarı  ile taşlaşmış hırs obsidyenlerini yüreğimin üzerine terk etmişti. Yüreğime ağırlık yapan obsidyenleri kırmak ister gibi sert vuruyordum karşımda ki kum torbasına.  Koruduğum adama bir kadın sarıldığı için böyle hissetmem normal miydi? Pek sanmıyorum ama istemsizce hissediyordum işte üstelik adamın benden haberi bile yoktu.

Saçma olduğunun bende farkındaydım bunun ama dediğim gibi hisler yönetilemeyecek kadar asi şeylere evrilirdi bazen.

Bu aşk veya başka bir şey değildi sadece onu çok benimsemiştim. Sonuçta iki yılımın çoğu zamanını onu uzaktan izleyip korumakla geçirmiştim.

Bazı insanlar kendi karakterini istediği gibi şekillendirebilirdi. Lakin nasıl büyütüldüyse karakterinin temelinde hep o kişi olarak kalırdı. Ben bir savaşçı olarak yetiştirilmiştim. Hayat benim arenamdı, zihnim ve gücüm zarif parmaklarımda tuttuğum cilalı kılıç, yüreğim ve benliğim kalkan... Dinlediğim masallarda prensesler kimseye muhtaç olmazdı. Öleceğini bilsede savaşır onurlarıyla mağlup olurlardı.

Babam bir şeyi istiyorsam hep savaşmamı ve galibiyetimi bir taç gibi kendim takmamı söylerdi.

Yazılı olmayan bir kural vardır bilir misiniz? Aşkta ve savaşta her şey mübahtır tabiki ben savaşıyorum aşkla bir ilgim yok.

Aşk ne ki? Yeniyor mu?

Ben düşüncelerle buğulanmış dikkatimle torbayı yumruklarken torbayla arama geçen kuzenimin yüzüne gelecek yumruğu yüzüne birkaç santim kala durdurabilmiştim.

Bir gün bu çocuğa gerçekten zarar verecektim!

Emir korkudan büyümüş yeşil gözleriyle havada kalan yumruğuma baktı önce sonra yumruğumu usulca aşağı indirip konuşmaya başladı.

"Bugün de ölmedik çok şükür Yarabbim"

Bu sözlerine gözlerimi devirdim. Sanki ben diyorum sevdiğinin önüne siper olur gibi kum torbasına siper ol diye.

"Kızım bu sinir ne yine ne oldu?" diye sordu bıkkın bir sesle.

"Ona başka bir kız sarıldı" dedim.

Yalan söylemeye ne gerek vardı ki? Yani boş yere günaha girmenin ne gereği vardı.

Emir imayla sırıtınca bir an dediğim şeyi sorgulama ihtiyacı hissettim.

"Demek benim kızıl belamda kıskançlık denen duyguyu yaşayabilirmiş ilginç" dedi alaylı bir ses tonuyla.

Birde yüzünde çok ciddi bir ifade yok mu ah dayı neden başıma saldın ki bunu sözde bana göz kulak oluyor.

İki gün önce altı kızın arasından kurtarmıştım onu ve onunun bana dediği şey ise "Benim suçum değil dayınla yengen beni özenerek yapmış ne yani bu yüzden tutuklanacak mıyım?" olmuştu.

Ben diyorum bunun kafasına saksı düştü diye ve bunu lafın gelişi söylemiyorum. Küçükken komşumuzun küçük gül saksısı kafasına düşmüştü fakat canım kuzenim bunda da güzel bir bahane bulmuş "Çiçek gibi çocuğum çiçekleri çekiyorum suç mu?" demişti.

Ah biliyorum trajikomikler ancak hepsini bizzat yaşamış biri olarak o an şimdiki kadar komik gelmiyordu bunlar.

Yüzüme küçük bir tebessüm kondu ve Emire sarıldım. Ne olursa olsun seviyordum bu yeşil gözlü beyefendiyi. O bu dengesizliklerime alışık olduğu için hiç şaşırmadan bana karşılık verdi.

Sonsuz Bahar Where stories live. Discover now