Sonsuzluk kirpiğimizde serçe kuşu. Bir kanadı hayal, bir kanadı hatıra. Konup konup kalkıyor çaresizliğimize.
*Şükrü Erbaş*
Keyifli Okumalar Dilerim.
HEVES ALACA.
Uyandım.
Bilmediğim bir yerin bucağında gözlerimi açtım. Gözümü ışık almadı. Zira ışığın her noktası loştu. Tam karşımda dikiliyordu. Ürkütücü gözlerini üstümde gezdiriyordu. Bu yaptığımın aptallık olduğunu düşünüyordu belki de. Ben de belki de öyle düşünüyordum. Ellerime baktım. İkisi de sarılıydı.
Biraz avuç içlerim sızlıyordu. Bu ağrılardan dolayı belki de hiç hareket edemeyecektim. Hayatımda kendime verdiğim en büyük zararlardan biriydi bu. Bir keresinde bir adamın altına yatmamak için alnımı duvara vurarak kafatasımın az daha kırılmasına neden olacaktım. Kan gölünde yüzüyordum halbuki. Bu tüm dertlerimin çaresi olacaktı. İnsan canından bu denli vazgeçer miydi?
Bunca kötülük dolu yaşanmışlık varken ben çok rahat vazgeçerdim belki de. Yine de bu vazgeçmek çiçek açmaktan daha zordu. Elimi hareket ettirmek istememle ağzımdan acı dolu bir nida döküldü. "Ah!"
"Vücudunda anesteziye dair bir şey yok. Hareket ederken dikkatli ol"
"O ne demek?"
"Cam parçaları avuçlarına batmış. Çıkarmak için uyuşturulmadın"
"Ama hiçbir şey hissetmedim"
"Acıdan uyuşmuşsundur"
"Nereye getirdin beni?"
"Odamdasın" demesiyle kafamı yastığa gömdüm. Zira bu yastık o kokuyordu. Gözlerimi etrafımda gezdirdim. Koca bir cam duvar yatağın tam karşısında duruyordu. Yattığım yerden bir şey görünmese de ağaç dallarını görebiliyordum. Çam ağaçlarına dadanmış kar tanelerini görmemek imkansızdı.
Zaman kırıldı, sırtıma saplandı.
Bir yemin etti, sessizlik...
O sessizlik zamanın kırılmasına sebebiyet vermişti.
Timuçin perdeleri çekti. Tül perdeler görüş açımı kapattı. Perdeler bal rengine çok benziyordu. Ama büyük güneşlik perdeleri griydi. Odada duvara sabitli kocaman bir televizyon vardı. Evin yerden ısıtmalı olduğunu biliyordum. Büyük bir şifonyer duruyordu girişte. Oda epey genişti. Birden fazla kapı vardı odanın içinde.
Yatak nevresimleri koyu lacivertti ve kafamın dayandığı yatak başlığı da yumuşacıktı. Timuçin ellerini cebine koydu ve iki bacağını omuz hizasında açmış karşıyı izliyordu. "Senden önce bir seçim sunuldu bana"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.U.R.T(+18)
Teen FictionÖfke çok saftı. Aşkın ise iki gözü kördü. İhtiras boynuna darağacındaki ipek urganı geçirdi ve şehvetin erotizm kokulu nefesinde can verdi. Çakmak çakmak bakan mavi gözlerimi orman yeşili gözlerine diktim. Buz tutan kalbim, onun taş kalbiyle yarış...