Öfke çok saftı.
Aşkın ise iki gözü kördü.
İhtiras boynuna darağacındaki ipek urganı geçirdi ve şehvetin erotizm kokulu nefesinde can verdi. Çakmak çakmak bakan mavi gözlerimi orman yeşili gözlerine diktim. Buz tutan kalbim, onun taş kalbiyle yarış...
Bölüme olan oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Emeğimi karşılıksız bırakmayın lütfen.
Bölümün Şarkısı/Cem Adrian -Kurtar Beni.
"İnebilir miydim o kuyulara, Ruhumdan bir parça kurtarmak için"
*Mim Kara*
Keyifli Okumalar Dilerim.
BELİZ ALACA.
"Toprağın yarattığına mutlu son diyen asıl sona ulaşmamıştır"
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Küçük kürekte ki toprağı son kez açtığım ve şimdi de kapattığım çukura attım. Küreğin arkasıyla toprağa vurdum ve toprağı yerine sıkıştırdım. Bunca zaman geçen her şey çiçeklerin bile solmasına engel olamazdı. Yazın sıcağında kamelyanın gölgesinde ektiğim çiçeklerin topraklarını yenilemiştim. Tamamen suyla diplerini bezedim. Suyun can bulduğu toprak artık kurumayacaktı. Bende kurumayacaktım. Bu sene son yılımdı.
Annemin sesleri gelirken elimde ki bahçe eldivenlerini çıkardım ve gölgeye geçtim. Alnımda biriken terleri kolumun tersiyle sildim. Burada kalmayı hiçbir zaman istememiştim. Babamın zoruyla burada duruyorduk. Onun da pek babalık yaptığı söylenemezdi zaten. Annem, babama nazaran daha sevecen ve daha cana yakındı. Benim de huyum anneme benziyordu.
Son zamanlarda evde çok fazla hır, gür vardı. Nedense bu durum beni çok geriyordu. Başıma patlayacak diye de korkuyordum. Babamın davranışları daha tuhaftı. Benim babam, normal birinden daha anormal davranıyordu. Dövmüyordu mesela. Saçımdan tutup beni evin içinde sürüklemiyordu. Yaptığım her şey ona batmıyordu. Acaba değişmiş miydi?
"Beliz!" Annemin sesini duyduğumda alnımda biriken terleri sildim. Kafamı kaldırıp anneme baktım. Sıcağın ortasında, balkon terasından bana sesleniyordu. "Geliyorum" kamelyanın gölgesinden çıkıp terasa ilerledim. Her şey yolunda gibiydi. Bu durumdan işkillenmem normal miydi?
"Yavrum ne yapıyorsun bu sıcakta bahçede?"
"Yeni gelen çiçeklerin toprağını tazeliyordum annecim"
"Kızım bunu akşamüstü yapsaydın ya. Hava zaten çok sıcak. Güneş çarpar Allah korusun"
"Merak etme iyiyim annecim"
"Geç yavrum. Birlikte şöyle soğuk bir limonata içelim. Hem seninle konuşmak istediğim bir konu var"
"Hayırdır anne? Ne konuşacaksın benimle?"
"Geç kızım geç" dudak büzüp mutfağa geçtiğimde annem çoktan masayı hazırlamıştı. Hava gerçekten de çok sıcaktı. Bütün çiçeklerin toprağını değiştirmiştim. Hem de kendime uğraş olsun diye. Toprağa gömmüştüm bütün kötü toprağın filizlerini. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz, lafı gerçekten de doğruydu.
