Yaz Belam

16-"Bana ve Geçmişimize."

Multi: Resmi hazırlayan olmazsa olmaz kardeşim; @coolovatic ve onun pek tatlı kamkilerine teşekkür ederim ^^. Beni cidden mutlu ettiniz.

---

"Bıraksana kızı"

"Olum ağzına bir çakarım 360 derece Derin'in kucağına düşersin."

"Bıraksana dövcem ha."

"Lan!" dedi ve kolumun acıyla çekilmesiyle gözlerimi açtım.

"Noluyoz?" derken Buğra Batuyu çekiyordu ve Batu bileğimi bırakmadığı için bileğimi zorluyordu. Tamam küçük falan da acıtıyo hayvan.

"Ya bıraksana Batu." dedim ve kolumu çektim.

EVET BATUYA OLAN MİNNAK SEVGİMDE GÖLGESİYLE BİRLİLTE YOK OLUP GİTTİ.

Sonunda kapı çaldığında "Annem geldi." diyerek bileğimi bıraktı ve kapıya koşmaya başladı.

Bileğime baktığımda kızarmıştı. Vay be.

Buğra'da ayaklanıp "Hemen geliyorum." dedi ve kapıya gitti.

Birkaç konuşma sesinden sonra Buğra yanıma geldi ve "Gitti." dedi.

"Sonunda." dedim gözlerimi büyüterek.

Tekrar kapı çaldığında "Ne sikim geldiler ki?!" dedikten sonra ayağa kalktı. "Küfür etme." dedim sinirle bende ayağa kalkarken. "İyi Derin. Ne organım geldiler ki? Oldu mu?" dedi.

Dediğine gülerek kapıya ilerlerken koluna girdim ve uzun uzun yanağından öptüm sonra "Oldu." dedim. Gülümseyerek baktı bana. Çok içten güldü.

Kapı tekrar çalındığında kapıyı açtım. Karşımda duran siyah çok çok çok dar olan pantolonu, kırmızı, siyah sütyenini gösteren tişörtü ve ayağında kırmızı parlak ayakkabısıyla sarı saçlı kıza ağzım açık gözümü çıkıcak derecede büyüterek baktım. Buğraya döndüğümde o da aynı şekilde duruyordu.

"Buğra. Tatlım sarılmayacak mısın? Bana ve geçmişimize." dedi kız. Bunu duyduğum anda Buğra'nın kolundan çıktım ve ona döndüm.

"Bu. Kim. Buğra." dedim her kelimede ayrı baskı yaparak.

"Derin..." diye söze başlamasıyla kızın sözünü kesmesi bir oldu. "Sevgilisiyim." dedi iğneleyici ses tonuyla kız.

Buğra'ya döndüm ve istemeden kekeleyerek "B-buğra. Bu c-ciddi mi?" dedim. Cevap vermedi. Gözümden akan yaşı hemen sildim. Omzuna vurdum ve "Söylesene. Cevap ver. Doğru mu? Evet ve ya hayır de. Bir şey söyle."

Buğra yüzüme acıyla baktı. Daha bir dakika önceki o içten gülümseyen Buğra yoktu. Gitmişti. Beni bu karanlıkta bırakıp yıldızların ışığına gitmişti.

"Derin öyle ama... Bak düşündüğün gibi d-"

"Düşündüğüm gibi değil di mi Buğra?! Nasıl yaparsın bunu? İğrençsin! Bir daha sakın beni arama. Sakın. Senden nefret ediyorum." derken çoktan gözlerimdeki çeşmeler boşalmış ağlamaya başlamıştım bile.

Yüzüne geçirdiğim tokatın sesiyle kalbimin atışı arttı ve kızı omuzlarından itip kapıdan çıktım. Arkamdan "Derin! Dur Derin! Derin!" diye bağırışını duydum. Aklıma tanıştığımız ilk günlerdeki konuşmamız geldi: "Derin! Mesaj at." demişti. Yine ben hızlı hızlı gidiyordum. Ama bir fark var ki bu sefer eve gitmeyecektim. Bizimkilere görünmemeye çalışarak sahile doğru ilerledim. Sahilde kimsenin olmadığı bir yerde yere oturdum. Ve Ece'yi aramak için rehber'e girdim.