3-"Hyvn Msn Nsn Anlmyrm ki .s"

10.6K 516 48
                                    

"Burak"

"Hı"

"Lan sen yatmadın mı daha ben sen yattın sanmıştım." Diyerek kahkaha attım.

"Niye ben yatarken aşkını mı itiraf etcektin?"

"Burak siye" dediğimde güldü

Burakla laptop'umu televizyona bağlamış supernatural izliyoduk. Ben bir tekli koltuğa uzandım o da başka bi tanesine.

Telefonumu elime aldım. Tabiki yine mesaj yo- Lan lan lan 1 mesaj hemen kilidi açıp mesaja bastım Buğraşkım'dan gelmiş.

Kimden:Yaz Belası

Akşam arkadaşlarla buluşcaz sen de gelir misin?

Oha bni arkdşlryla tnştırck .s.s.s.s..s.s.s Hem de soru işareti koymuş!

''Burağğk."dedim sırıtarak

''Ne'' dedi valla öküz yeminle öküz. Bir daha bakayım valla öküz."

''Akşam biyere gitsem olurmu?" dedim sesimi incelterek.

''Nereye? Kimle?''

''Hiç şu denize falan gittiğimiz arkadaş varya o arkadaşlarıyla buluşacakmış beni de çağırıyor."

''Bende gelicem seninle. '' dedi. Ha?

''Ya olmaz ya burak ya.'' dedim mızmızlanarak.

''Mesaj at kuzenimde gelicek diye."

Mızmızlanarak mesajlara girdim.

Kime:Yaz Belası Buğra salak kuzenimde gelse olurmu? :D

''Al yazdım valla rezil etcen taş gibi çocuğa ya valla." dediğim gibi karşıdan 360 derecelik uçan bi yastık yüzümü öldürdü.

''Lan amcama söylerim şeyapar belanı şimdi kes otur oturduğun yerde." dedi. Birden atara gelince durduramıyor kendşni. Telefonumdan mesaj sesi gelince kilidi açtım.

Kimden:Yaz Belası

Olur tamam. Sahilin oradaki Kumsal Kafeyi biliyorsa akşam 9'da gelin.

"Sahilin oradaki Kumsal Kafeyi biliyon mu?" Dedim somurtarak.

"Hee" dedi kafasını sallayıp.

"Saat 9'da gitcekmişiz." Dedim ayağa kalkarken. Devam ettirdim. "Saat 7 Yani bi duş alsam, saçımı kurutsam, üstümü giysem saat 8:30 olur, belki düzleştiririm 9 falan tam şaaparım." Dedim sonra odama çıktım.

Fazla hızlı olmayan bi duş aldım. Üstüme siyah üstünde Atatürk'ün yüzü ve imzası olan bol bi tişört giydim (O kadar ölümüne bi Atatürkçüyüm ki kelimeler yetmez). Altıma kot şort giyip tişörtü içime koydum. Saçlarımı sardığım havluyu açıp kuruttum. Düzleştirmekten vazgeçip bol bir şekilde ördüm. Telefonumu alıp saate baktım 20:30 oha resmen tam saatinde. Ayağıma siyah vans'larımı giyip aşağı indim.

"Hadi." dedim Burağa.

"Tamam da sen üşümeyecek min? Bi' ceket al salak." Dedi.

"Dur bekle o zaman iki dakikaya geliyorum." Diyip odama çıktım. Ceketi üstüme giyip aşağı indim.

"Hadi çıkalım" dedi. Evden çıkınca telefonumu sesliye aldım. Hani belki birinin eli çarpar belki eli kayar yanlışlıkla arar falan o yüzden yani.

Kafeye geldiğimizde. Kafenin çok güzel olmasının dışında Buğra çok taş. Saçları hafif dağılmış. Karşısında bir o kadar yakışıklı bi erkek vardı. Ece... Ece... Ama onun yanında suratı asık gıcık gibi görünen sarı saçlı bi kız vardı. Onun yanında diğerine hiç benzemeyen fazlasıyla tatlı bir kız vardı. Buğra'nın iki yanı boştu. Aslında bize arkası dönük oturuyodu ama saçlarından tanıdım.

Yaz BelamOnde as histórias ganham vida. Descobre agora