26 - "Final"

5.5K 280 74
                                    

Pizzamdan bir ısırık daha aldım. Pizza çoh hojdır ama banena. "Buğra..." dedim sessizce aklıma gelen şeyle.

"Hı ?" deyip bana döndü.

"Ben... Haftaya bugün gidiyorum, kesin. Bileti aldım." dedim gözlerim dolarken.

"Derin, sen hala ilişkimizin bitmesinden mi korkuyorsun ?" derken hiç bir mimiği oynamıyordu. Umursamadığından falan değil, ama böyle tepkisiz olmasına dayanamıyorum.

"Hayır, hayır bitemez zaten sen başka kızlara bakarsan o gözlerini pek müsait olmayan bir yerine sokarım." dediğimde güldü. "Ayrıca karşı cinsin dışında aynı cinsine de bakamazsın." gözlerini devirdi.

"Derin, gay değilim." gözlerimi devirdim. "Ne güzel." dedim yapmacık gülümsememle.

"Kızım, biz birbirimiziz. Bu kadar. Gerisi kimseyi ilgilendirmez."

"Eşkiya mısın ya ? "

"Hayır. Aşkiyayım."

"Ne kadar da aşkına eşkiya bir erkek." dedikten sonra boynuna sarıldım.

Omzuma yasladığı kafasını kaldırıp belime doladığı ellerini orda bıraktı.

"Gidelim istersen ?" dedi.

"Olur." dedim. Buğra alnımdan öpüp ayağa kalktı. Yeni doğmuş koca bir bebek gibi gülümsedim. Ona inanıyorum, çok fazla ve ne olursa olsun benden ayrılmayacağını da biliyorum. Umudumun başladığı yerde de bittiği yerde de sevdiklerim var. Hep sevdiklerim derken ilk başı ailem ve arkadaşlarım çeker derdim. Şimdi o ailemin içinde oldu. Ayrılamadığım parçam, vaz geçemediğim mutluluğum oldu. Duygularımın tükendiği yerde onu düşünmem yetiyor. Biliyorum; benim sevgim kadar o da beni seviyor. Benim güvendiğim kadar o da bana güveniyor. Ve ben, ilk defa yabancı bir erkeğe bu kadar değer verdim.

~Buradan sonrasını Cem Adrian - Herkes Gider Mi? İle okuyabilirsiniz. Multi'ye koydum.~

Birkaç eşyayı içeri koyup arabadan indiğimiz yere gittik Buğra telefonla o adamı arayıp yanımıza gelmesini söyledi. Adam geldiğinde arabaya binip telefonumu arka cebimden çıkarıp kucağıma koydum.

Yolculuğumuz normal hızla devam ederken yokuşu iniyorduk, karşımızdan gelen araba fazla hız yaparken şoför de biz de tedirgin olmuştuk. Şoför onu geçmek isterken daha fazla hızlandı ve onu sollamaya çalıştı. Şoför hala sollamaya çalışıyordu, sola doğru bir kağıt parçası gibi yalpalanırken ellerimi nedensizce öne doğru siper ettim. "Allah!" diye sessizce ağzımdan kaçırdım neredeyse her korktuğumda yaptığım gibi. Susmuştum bir anlığına, ne yapacağımı bilmiyordum. Öylece donup kalmış karşımızdaki arabanın farlarına takılı kalmıştı gözlerim. Gözlerim doldu ve ben öylece bize yaklaşmakta olan arabayı izliyordum. Bilmiyorum, bundan sonra ne olacak? Ne yaşanacak? Sessizce kaldım. Ağzımdan çıkan çığlık sesiyle hemen Buğra kafasını bana çevirdi, Buğra'nın "Derin, bir yerlere tutun!" diye bağıran sesini duyduğumda siper ettiğim elimi önümdeki koltuğa dayadım. Ölücez değil mi ? Ölmek istemiyorum. Allah'ım sen bizi koru. Muhittin amca pür dikkat direksiyona odaklanmıştı ki Buğra "Muhittin amca!" diye tekrar bağırdı. Çıkan korna sesleri ve onunla birlikte frene basan iki aracında tekerleklerinin çıkardığı cızırtılı ses yükselirken patlamayı andıran sesle birlikte kafamı şiddetle çarptım. Ağzımdan inleme sesi istemeden çıkıp giderken Buğra "Derin!" diye bağırdı. Anlayamıyordum, söylenenleri, yaşadığımız şeyi, acıyı. Gözlerim karardığında sıkıca yumdum. Ölüceğimi anlamıştım. Benim güçlü olduğum tek şey: ağlamamaya çalışmaktı. Gözlerimi tekrar açtım. Bacağımın ağrısı kafamın ağrısını geçerken başım dönmeye başladı herşey bir anda gelişmişti, ben daha ne olduğunu anlayamadan ne bittiğini çözemeden camın önünden çıkan dumanlarla birlikte heryer bir anda karardı.

Yaz BelamWhere stories live. Discover now